Annem bu söylediklerimle şaşırdı ve eliyle azını kapayıp boğuk sesiyle konuşmaya başladı.
+E bu senle birlikte gelen çocuk. Ayy Em pek yakışıklıymışş. Sakın ayrılmayın haa. Ve gidip babana anlatıyosun!
-Anne!!
+Ayy ne var??
-Önce bi nefes al. Birincisi biliyorum çoookkkkk yakışıklı. İkincisi asla ayrılmıycaz,tahtaya vur. Üçüncüsü zaten babama anlattım annecim.
+Ne zaman anlattın ya ben herşeyi kaçırdım mı?
-Maalesef annecim odana gitmeseydin her şeyi görücektin. Ayrıca babamla iyi anlaştılar. Şimdi sen daha fazla soru sormadan ben hemen odama kaçıyım kiss..
+Peki Emily peki. Bende sen daha fazla konuşmadan gitmene izin veriyim.
Annemin bu dediğine güldükten sonra babamdanda iyi geceler öpücüğümü alıp odama çıktım çünkü uyumam lazım yarın lanet okul var. Odama girdikten sonra kapıyı kapattım. Ve üstümü değiştirmeden yatağa atladım. Gerçekten bildiğiniz atladım. ANiden ne sesi duyuyım. Justin'in acıdan inleme sesi. Ne yani beni burda mı bekledi. Ee nerden geldi ki¿ Balkonumun kapısını görünce anladım. Çünkü açıktı. Ben böyle düşünürken justin konuşmaya başladı.
-Eemily in üstümden kızım sen amma ağır çıktın yaa!
Bu dediklerine kırılmıştım. Ne yani ben o kadar şişkomuyum ya. Görür o gününü ona trip atıcam hıh.
-Şuna bak ya hem suçlu hem güçlü. Birincisi ben ağır faln değilim tüğ gibiyim hıh. İkincisi senin burda ne işin var izinsiz odama nasıl girersin!
Yalancıktan bağırmıştım. Ama kırılmış gibiydi. Hayırr onu üzmiycem.
-Özür dilerim EM! Ben sadece seni biraz daha görmek için uğraşıyorum. Ama tamam gitmemi istiyosan sana iyi geceler....
Diyip balkona doğru yürümeye başladı. Hemen gidip onu sırtına atladım. Gitmesini istemem dimi.
-Asıl ben özür dilerim şapşal! Nolur gitme. Ben sadece bana ağırsın dedin diye dedim. Lüütfennn.
Diyerek ona en sevimli bakışlarımı attım. Bu bakışlara kimse dayanamaz. Justin dahil. Beni yavaşca sırtından indirdi ve
-Tamam bebeğim gitmiyorum. Hadi yatalım.
Dedi ve yatağa doğru ilerlemeye başladı. Ben yine yatağa zıpladım ama zıpladığım gibi yere yapıştım "tak" diye bi ses çıktı. Sanırım popomu kırdım. Ben yerle ilişki yaşarken justin beni kucağına alıp yatağa yatırdı. Ve yanıma uzandı.Tam ona sarılmış gözlerimi kapatmişken babamın sesini duydum. İsmimi sayıklıyordu.
+Em!! Emily iyimisin diyerek odaya tak diye daldı. Eyvah!! Ben şimdi yandım. Justin yanımda. Hemen ona baktığımda yerinde yoktu. Babamsa telaşla bana sorular sormaya başladı.
+Em o ses neydi?!? Birimi geldi kızım söylesene!
-Babacım o ses benim düşme sesimdi ve kimse gelmedii relax. Okey?diyip ona sarıldım o da bana sarıldı. Biz babamla baba kız gibi değilde iki dost gibiyiz. Arada ona ismiyle bile seslenirim. Kızsada hoşuna gider.
+İyi tamam. Hadi uyu.diyip saçlarımı dağıttı.
-Ya alex. Yapma şöyle şeyler dostum. Diyip yatağıma uzandım. O da çıktı. Acaba justin nereye gitti?
-Justin burdamısın aşkım??diye fısıltıyla konuşuyordum. Cevap alamayınca gitti heralde diye üstelemedim. Öfff canım çok kötü tatlı istiyo. Acaba evde var mıdır? Tanrım lütfen olsun. Parmak uçlarımda yürüyerek yavaşca kapıyı açtım. Ve büyük adımlarla mutfağa gittim. Başardım kimsecikler yok. Ve dolabı açıyoruumm. Yess be puding var hemde kakolu. Hemen tezgaha koydum. Ve çekmeceden kaşık çıkardım. Onuda tezgaha koyduktan sonra. Nedense bu anı ölümsüzleştirmek istedim ama telefonum burda değildi. Odama yavaş adımlarla geldim ve masanın üzerine baktım. Yoktu nasıl ya nerdeki telefonum. Tabi ya sinirden kırmıştım. Dudaklarımı büzerek kapıya yöneldim. Tam dışarıya adım atıcaktım ki karşımda kim belirsin. Hadi tahmin etmek o kadar da zor değil. Evet JUSTİN. Ödüm b**kuma karıştı. Ufak çaplı bi çığlık attım. O anki şaşkınlıkla tabi. Hemen azımı kapadım. Justinse sessiz jahkaha patlatıyodu. Gıcık şey ya ödümü kopardı.
-Yaa! Justin ödüm koptu. Napıyosun ya?
-İyiyim bebeğim. Sen?
- Ya dalga geçmee...
-Tamam tamam. Baban odana girince hmen yatağın altına girdim.
-E bn sana seslendim. Beni duydun ama bu hain planı yaptın deme.
-Çok akıllısın sevgilim. Hem sen napıyosun bu saatte?
-Yaa. Şeyyy.Tatlı krizim tuttu da.
-Oyşş yerim seni. E burda napıyosun?
Dudaklarımı büzerek
-Şeyy tatlımın fotoğrafını çekicektim.Ama sonra telefonumu kırdığımı hatırladım. Bende geri dönüyodum işte.
-Tamam gl benimkiyle çekersin.
-Oleyyyy. Tamam hadi gidelim.
Diyip mutfağa ilerlemeye başladık. Hemen bi kaşık daha çıkardım. Biliyorum o yiyemez ama ben yediricem hıh.
-Napıyosun Em. BEn yiyemem. Sen ye bitanem.
-Biliyorum ama yiyceksin. Ben yediricem gardaş.
-Birincisi ben senin gardaşın falan değilim. İkincisi yemiycem.
BEn onu yiyceksin diye kovalarken en sonunda pes etti. Sandalyeye oturdu. Biliyorum onun için tatsız tuzsuz bişey ama bi fikrim var.
-Sana işkence gibi gelmesin diyeee. Dedim ve ve bir bıçak alarak bileğimi kestim. Elbette beni durdurmaya çalıştı ama benden bahsediyoruz. Kanımı pudinge akıttım. Ama justin iyi görünmüyodu. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Ve sadece bilğime bakıyodu. Hayı hayır hayır. Ya bana saldırırsa yapmaz deme öyle bişiy.
-Emilyy! Lanet olsun bunu niye yaptın?!?
-Ben... ben senin için. Diyebildim sadece o ise hızla pencereden atlayarak gitti. Neden yaptım ki bunu zaten benim yanımda zor duruyo. Çenesi her yeri kasılıyo. Off biz nasıl devam edicez. Ya ben vampir olucam ya da o insan...JUSTİN'İN GÖZÜNDEN
Üzülmüştü ama bu gerekliydi. Benim yanımda bileğini kesmesi çok yanlıştı. Ona saldırabilirdim. Ama o bunu göze aldı. Ordan ayrılırken bunları söyledi"SADECE SENİN İÇİN" Onu seviyorum ve asla onu üzmiycem. Dışarıya çıktığım an kendime bi av aradım. Ormana gelip bir geyiği gözüme kestirdim. Şu ana kadar hiç insan kanı içmedim,içmemde. Geyiğin üzerine atladım. Çaresiz göLerle bakıyodu ama ona sadece
-ÜZGÜNÜM. Diyebildim. Kanını içtim ama birazını küçük bi tüpe kattım. Şimdi sevgilimi mutlu etme zamanı ve edicemde.
EMİLY'NİN GÖZÜNDEN
Pudingi çöpe döktüm. Ve televizyonun karşısına geçtim. Vampir filmi vardı. Ne yazık bunlar vampirleri hayal ürünü sanıyo. Yanlış varlar. Mesela okulda sevgilim bir vampir desem beni rehberliğe gönderirler. Kızım onlar gerçek değil diye terapi görürüm. Aman neyse acaba şimdi Justin napıyo. Haklıydı yapmamam lazımdı. Canım ya oda bana kıyamıyor. Ben böyle düşünürken arkamdan justin in sesi geldi
-Elbette seni düşünüyorum.
-Justinn! diyip boynuna atladım. Oda ellerini belime sardı. Birbirimizden ayrıldıktan sonra bana sıcacık gülümseyerek;
-Puding kaldı mı? Dedi. Dediğine şaşırmıştım. Ama bir fikri var gibi görünüyodu. Gülümseyerek başımla onayladım. Ben dolaptan pudigi çıkartıp iki kaseye boşalttım. O da ceketinin cebinden bir tüp çıkartıp kasesine boşalttı. İçinden kırmızı bi sıvı döküldü. Kandı. Onun kasesini karıştırıp. Bir kaşık puding alıp ağzına götürdüm. İlk yüzü buruşsada sonradan kendide yedi. Pudinglerimizi bitirip kaseleri bulaşıklığa koydum ve odama çıktık. Birbirimize sarılıp kendimizi uykuya bıraktık....
Sabah kalktığımda justin yoktu. Ama yanımda bir not vardı. Üzerinde"Seni saat 12'de alırım.Seni seviyorum"yazıyodu. Fısıldıyarak bende seni seviyorum. Diyebildim. Saatime baktığımda saat 10du. Eyvah iki saatim kalmış. Hemen elimi yüzğmü yıkadım. Ve anne babamı öptüm. Çünkü ikisi bir olup mükellef bir kahvaltı hazırlamışlar. Haa bu telefon konusunu da konuşmam lazım babamla.
-Babaların en şahanesi nasılsın? Sen söylemeden ben söyliyim. İyisin iyi. Acayip yakışıklısın. Ee kimin babası. Baba babacım-devam edicekken babam lafımı bölerek
+Ne istiyosun prenses?
Ah canımmm babam beniiim. Bana hep prenses der.
-Babacım benim afyon rahmetli oldu.
Afyondan kastım iphone. Ben telefonuma öyle hitap ederim.
+Nasıl oldu peki?
-İntahar etti. Yani demek istediğim bana yeni bir iphone gerek. Bilirsin"BİR İPHONE'UN YERİNİ ANCAK BİR İPHONE TUTABİLİR."
MULTİDEKİ:EMİLY'NİN JUSTİN KARŞISINA ÇIKTIĞINDA KORKTUĞU AN...
Arkadaşlar eski bi bölümde yanlışlık oldu. Onu düzeltmeye çalışıcam.EMEĞE SAYGI...SEVİLİYONUZ DİP NOT
VAMPİRLER GERÇEKTİR