"Girdiğimde gördüğüm şokla karşılaşmam bir oldu."
Küçüklük arkadaşım Çiğdem ve benim adını bile bilmediğim ani bir şekilde çarpan kaba çocuk.En garibi olanda birlikte yan yana oturmuş olmalarıydı.
Çiğdem önceden çok zayıftı büyük gözlük takıyordu dişleri yamuk olduğundan diş teli kullanıyordu.Fakat şu anda aşırı güzelleşmişti resmen evrim geçirmişti.Saçları sarıya yakın kahverengi, gözleride yeşildi.Ben içeriye geçince yüz ifadesi değişti.Sonrada gülümsemişti.
Karşımda duran hocanın seslenmesiyle irkildim ve kendime geldim."Merhaba sen yeni öğrenci olmalısın boş
olan bir yere geçebilirsin."Diyerek boş bir yeri göstermişti.Başımı onaylar bir şekilde sallayarak gösterdiği yere geçtim.
Teneffüste hemen sıramdan kalkıp Çiğdem'in sırasına doğru ilerledim.Beni fark edecegıi sırada sabahki egosu tavan yapmış olan çocuk kolumdan çekerek...
"Orası benim yerim ve sana oturman için izin verdiğimi hatırlamıyorum?"diyerek karşılık verdi.
Kolumu elinden kurtarıp "Senden izin alacağımı zannetmiyorum!"diyerek çıkıştım.
Yüzünden belliydi ki daha çok sinirlenerek kolumu daha sert kaptı ve bana "Hemen gidiyorsun yoksa olacaklara engel olmam!"diyerek kaşlarını çattı.
Çiğdem'in yüz ifadesi şekilden şekile giriyordu.Karşımda duran çocuğa engel olmak gibi bir çabası vardı sanki.Fakat çekindiğinden yada korktuğundan dolayı bir şey yapamıyor gibiydi.
Çiğdem'in yanından uzaklaştıktan sonra bahçeye çıktım.Merdivenlerden indikten sonra üçlü gruptan oluşmuş birileri baştan aşağı beni süzüyor gibiydi.
İçlerinden biri "Hey sen ordaki ne işin var burada? senin yerin devlet okulları değil mi?"dedi sırıtarak.Kız esmerdi ve uzun boyluydu eteği gömleğinin hemen altında bitiyordu.Ve sanki parfüm kutusunu üzerine boşaltmış gibiydi ayrıca yüzünde olan bir ton makyaj...
İlk günden karşılık vermek istemediğimden dolayı önüme dönerek hızlı, hızlı yürümeye devam ettim.
Ama içlerinden birisi yine önüme geçerek kolumdan tutup kendine çevirdi.
"Duymuyor musun? bizi ne işin var burada burası seni kasar kızım üzülür fazla dayanamazsın."diyerek üzerime yürümeye başladı.
İlk önce ittirdikten sonra "Sanane benim burada olduğumdan beni rahat bırak!"diyerek sesimi yükselttim.
Yanından uzaklaşmaya çalıştım.Ama bir türlü bırakmadı.Ellerini saçlarımda hissetiğimde ani bir şekilde yere düştüm kendimi toparlayıp olduğum yerden kalktım.
Garip olan şeyde herkes bir daire oluşturmuş bizi izlemekteydi.Kimsenin yardım etme gibi bir çabası yoktu.Saçlarımdan ellerini çektikten sonra arkamdan gelen kalın bir ses birbirimizden ayrılmamıza sebep oldu.
Sanırım öğrencilerin aralarında fısıldaşmalarıyla öğrendiğim kadarıyla beden öğretmeni Serdar Bey'di sesi çok kalın
ve sert çıkıyordu.Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu.Bize daha iyi dönerek"Müdürün odasına gidiyorsunuz hemen!"diyerek karşılık vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkına Eşkiya
JugendliteraturAşkına düşkün deli dolu bir oğlan ve saf, temiz kalpli ve diğer tüm kızları kıskandıracak kadar güzel bir kız... Sizce bu hikaye nasıl bitecek ?