Ondan Önce

34 4 0
                                    

Henüz lise son öğrencisiyim, büyük bir heycanla üniversite sınavını kazanmayı bekliyorum.. Dershaneye gitmeden ne kadar yapabilirim bilmiyorum, sınavın açıklandığı gün öğrenmiş olucam.

Annem, babam ve iki kardeşim var.. Mutlu bi aile tablosu... Ve dünyalara tatlısı babannem..
~~~

Lise bitmek uzere, sadece iki haftam kaldı.. Kız lisesinde okumak ne kadar değişik olsada okulumu ve arkadaşlarımı çok seviyorum.. Kesin ağlarım ben.. Dayanamam ayrılıklara..

"Ebrar, kalk hadi"
Yatağımda annemin sesiyle bi oyana bi buyana döndüm, uyanmak istemesemde gitmem gerekiyordu okula karne günüydü.. Son günümüzdü..

Söylene söylene yatağımdan kalktım, banyoya girip, ellerimi, yüzümü yıkadım, esneyerek, odama geldim, uzerimi değişip sivil giyindim, karne günü geleneğimizdi kıyafetle gitmek, erkek olmasada güzel giyinip giderdik.. Hoş erkek olsa ne olacaktı kı.. Sınıfta sevgilisi olmayan tek saf bendim..

Kırmızı tuniğimi, beyaz ayakkabılarımı beyaz çantamı alıp, üzerine kırmızı beyaz desenli başörtümü örterek, mutfağa geçtim.
"Anne, ben karneyi alıp, gelir öyle kahvaltı yaparım" dedim.
Annemde "tamam" diyip beni yolcu etti.

Merdivenlerden inerken, apartmanımızın neşesi Hatice teyzeyi gördüm. "Kız, Ebrar karneni al ilk bana gel ben göreyim annenden önce"

Gülümseyerek, "tamam teyzem merak etme söz" dedim. Tombul yanaklarından öpüp, dışarı çıktım.
Durağa ilerlerken düşünüyprsum. Acaba nasıl bi karneyle karşılaşıcam. Kötüyse kikseye gösteremem.. Ya sınıfta kalmışsam.. Off hayır.. Bu düşüncelerle ilerlerken kafamı kaldırdım, otobus gelmişti.. Binip paramı uzattım en arka koltuğa geçip heycanla okula gitmeyi bekledim.

Yaklaşık 15 dakika sonra okula vardım. Kapının önün de en yakım arkadaşım kübra duruyordu o da benim gibi sivil takılmıştı, yeşil uzun bi elbise, uzerine kot bi yelek giymisti.. Ve yeşil bi başörtüsü kullanmıstı.. Kübra benim aksime esmerdi, ve trabzonlu olduğu asla belli olmazdı..

Kapıya doğru ilerlerken el salladı, bende karşılık vererek, ona yaklaştım ve sarıldık.
"Ebrar çok heycanlıyım.. Ya acaba karnelerimiz nasıl?"
"Bilmiyorum küboş ya" dedim. Tedirgince. Okula girip, sınıfa dogru gittik. Sınıfta hemen hemen herkes gelmisti ve herkes sivildi. En ön duvar kenarında oturuyorduk Kubrayla, sıramıza geçerek oturduk. Ve beklemege koyulduk..

Bir kaç saat sonra Müdür yardımcımız Cahit hoca, içeri geldi, ayrıca sınıf öğretmenimizdi. Herkes ayağa kalktı, bu hocaya büyük bi sevgi besliyordum.. Edebiyat hocası olmasından mı yoksa yakışıklı olmasından mı bilmiyorum.. Edebiyat okumayı çok istiyorum en büyük hayalım aslında..

Cahit hoca tek tek karneleri dağıtmayı başladı, "Kübra yirmibes" dedi Kübra heycanka yerinden adeta fırladı karneyi hocada alıp, nazikçe teşekkür etti, karneyi süzerek bana yaklaştı,

"Ebrar Taktir almışım". Dedi heycanla bana sarılarak.. "Tebrikler canım" dedim. Kulağım Cahot hocadaydı.. Ve sonunda benim ismimi de söyledi. "Ebrar Dolar" heycanla yerimde doğruldum. Hocaya yaklaşıp karnemi aldım, "teşekkür ederim" dedim. Karneye bakınca biraz burukluk yaşadım. Teşekkür almıştım.. Yinede şükür ederek Kübranin yanına gittim sarılıp bana "geçtik Ebrar bitti işte okul" dedi duyguyla

Kübranın bu sözleri beni ağlatmaya yetmişti sarılıp ağladık.. "Heberleşelim tamam mı?" dedim ağlamaklı sesimle. Kübra başını olumlu anlamda sallayıp, "tamam merak etme" dedi ağlayarak.

Tören yapıldıkta sonra herkesle tek tek vedalaştık.. Durağa giderken, son bir kez okuluma baktım.. Liseli değildim artık.

Apartmana girer girermez Hatice teyze önümü kesti.. "Karneyi ver bakim kız bana"
"Al teyzecim" dedim karneyi uzatarak.
"Bu ne teşekkür mü bu?"
Ne tuhaf degil mi okuna yazmasi olmadığı halde karnemin iymi kötümü olduğunu anlamaya çalışyordu.. Kıyamam ya..

Gülümseyerek"Evet teşekkür belgesi" dedim.
"İyi iyi Taktir olsaymış daha iyi olurdu"
"Nasip"
"Neyse annene söyle bahçede oturalım biraz hava güzel bugün"
"Olur söylerim." diyip, yukarı çıktım.
Anne karnemi gösterdim çok memnun olmasada "iyimiş" dedi.
"Bu arada, Hatice teyze bahçeye çıkalım dedi anne"
"Tamam giderim ben." dedi. Bende odama geçip, yatağıma uzandım..

Lise bitti.. Şimdi Üniversite zamanı tabi kazanırsam... Zor belki ama imkansız değil..

Uyandığım da akşam olmuştu.. Düşüncelerle uykuya dalmışım..

Babam eve gelmiş karnemi kontrol ediyordu.
"Ebrar kızım gelsene" dedi. Babamın sesiyle ayağa kalkıp, babamım yanına gectim.
"Efendim."
"Karnen iyimiş. Daha kötü bekliyordum"
"Bende.. Ama son sınıf ya torpil geçtiler sanırım" dedim gülerek.
Babam da karşılık vererek başını salladı..

"Ee, lise bitti şimdi üniversite sınavında ne yapıcaksın bakalım"
"Kazanamazsam seneye dershaneye gitmeyi düşünüyorum."
"Olur gir bakalım sınava ne olacak."
"Bakalım" dedim. Tamam diyip, odama gectim tekrar..
~~~

Ve sınav açıklandı...

Kazanamamıştım.. Üzülmedim çünkü biliyordum. Dershaneye gitmeden kazanmak artik aşırı zekiler için geçerliydi..

Babam sınav sonucunu öğrnenince tepki vermedi çünkü o da bekliyordu..

Artık dershaneye yazılma vakti gelmişti.
"Hangisine yazılacaksın?" dedi babam arabayı kullanırken.
"Bilmem hangisi iyise o" dedim biraz umursamazca.
"O zaman Caddede ki dershaneye yazıl.. Hem kız var sadece orasi iyi olur."
"Peki nasıl uygun olursa seni içi baba." dedim...

Dershaneye başlamadan önce.. Sevdiğim arkadaşlarımla zaman gecirmeliydim.. Zira bir ay sonra pek bos zamanim olmayacakti. O yüzden bende apartman da ki arkadaşlarımı eve çağırdım. Çay için..

Hepsi egkenceli kizlardi.. Kimisi benden küçük, kimisi büyüktü ama kafa yapılarımız uyuşuyprsu.. İyi anlaşırdık. Çünkü 13 yıllık arkadaştık..

Akşam olunca kapı çaldı. Ve kizlar gelmisti. Çay ictik okey oynadık.. Gece saate kadar eglendik.. Ve sonun da gittiler.. Dershane başlayana kadar her hafta hepsinde oturduk.. Eglendik.. Güzel zaman geçirdik.. Elbette herşeyin sonu var..

Ve dershane başladı..

Multimedya 'Ebrar'

GÜLÜŞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin