Acı

17 4 0
                                    

Ağlamaktan şişmiş gözlerime baktı.. "Yapma bu kahrolası hastalığa dayanabilirim belki ama senin göz yaşlarına dayanamam" dedi eliyle gözyaşlarımı silerken, "nasıl dayanabilirim ben bu acıya nasıl katlanayım.." dedim hıçkırıklarımı durduramıyordum.. Yapamadım nefes alamıyordum boğazımda bişeyler nefes almamı engelliyordu sanki.. Allahım nasıl bir acı bu.. Nasıl...

Ellerinden tutup gözlerine baktım.. Nerden bile bilrdim ki ona bu son bakışım olduğunu..
"Muhammed, seni canımdan çok seviyorum bunu sakın unutma ve ne olursa olsun bu hastalığa çare bulucaz.. Yeterki beni bırakmayı düşünme"
"Sen.. Ne dediğinin farkındamısın? Ben seni düşünmeden yaşayamıyorken seni unutmak.. Seni bırakmak ne? Asla.. Olmayacak bu asla."

Sımsıkı sarılıp, onda ayrıldım, eve doğru yürürken ellerimle beni dinlemeyen gözyaşlarımı durdurmaya çalıştım ne kadar imkansız olsada.. Annem bunları bilmemeliydi..

Eve gelip, son kez arkama baktım. Ordaydı.. Sımsıcak gülümseyişiyle bana bakıyordu.. Zor da olsa gülümsedim.. Apartmana girdiğim an hıçkırıklarla ağladım.. Allahım ben buna dayanamam.. Ben onun ölümünü izleyemem.. Yardım et bana ne olur..

Yavaş yavaş merdivenleri çıktım.. Artık gözyaşlarımı silmiyordum bir yalan bulup olayı kapatabilrdim..

"Ebrar ne oldu?"
"Anne bişey yok ya sinirlerim bozuk biraz uyuyim da anlatiyim"
"Hayır ne oldu çabuk söyle"
"Of anne..."
Aşık oldyğum adam kanser.. Ölecek bunu nasıl söyleyebilirdim ki..

Kendimi toparlayıp, annemin kapıyı örtmesinden sonra döndüm ona doğru. "Anne, merveyle kavga ettik.. Sinirlerim bozuk o yüzden bişey deme kıza şimdi"
"Eminmisin ? O sebepten dolayı ağladığına?"
"Of anne evet."

Derdim başımdan aşmış zaten.. Bi de annemin kuşkucu bakışları beni bitirmişti.. Gece uyuyamıyordum.. Sabah uyandıgımda tavanda sanki o son gülüşü vardı.. Yine gözlerim yaşlarla doluyordu. Annemin bişeyler süphelenmesi an meselesiydi...

Bir akşam komşumuz Yasemin abla beni kahve içmek içi davet etti.. Annesi ve babasi rahmetli olmuştu yalnız bırakmamak için genelde yanına uğrardık.. "Selam ben geldim"
"Oo Ebroş kız hoş geldin otur"
"Ne yapıyorsun yaso?"
"İyi kız işte evde oturuyorum öyle"
"Hmm iyimiz hadi bakalım geç kalmiyim jahvemi getir hele"
"Tamam dur yapıyım otur sen.. Muhammedle nasıl gidiyor?"
Beklemediğim bi soruydu.. Ne demeliydim.. Genelde saklamazdım bazı şeyleri.. Of yine ağlarım ben..

"İyiz çok şükür.."
Gülümseyip mutfağa geçti..
Kanser olduğunu söyleyemezdim ki.. Onu sadece ben bilmeliydim..

"Kahveler geldi" dedi yasemin abla.. Beni düsüncelerimden çekip çıkarırcasına..
Kahvemi alıp, bir iki yudum aldım.. Dalgınlığımı farketmiş olacak ki yüzümr dikkatke baktını farkettim.. "Ne oldu?" dedim. Bakarak.
"Sende bişey var söyle bakim"
"Yok bişe kız"
"Var var.. Anlat.."
"Aramız bozuk biraz çok ağkadım başım çatlıyor" dedim yalan söyleyerek.. Kendimi çok kötü hissetmemiştim nedense...

"Üzülme ama Ebrar.. Bence o çocuk tekin değil.. Uzak dur ondan sana bişey olsun istemem.."
Neydi bu şimdi.. Neden böyle söylemişti ki?
Tanımıyordu ki onu.. O benim hayatımdı onun için böyle söylemezdi.. Söylememeliydi..

"Yasemin abla ben kalkiyim.. Kahve için teşekkürler" dedim. Hızlıca kalkıp, eve çıktım.. Odama geçip, yatağa yattım..

"Ne yapıyorsun?" diye mesaj attım..
"İyim gülüm doktordan geldim"
"Ne oldu iymisin?"
"Sakin ol iyim sadece kemoterapi görmek için gün aldık.."
"Seni seviyorum.. Yanındayım hep.. Unutma"
"Unutmam sevgilim.. Unutmam.."

1 Ay sonra..

"Günaydın meleğim"
"Günaydın Muhammedim"
"Seni seviyorum.."
"Bende seni seviyorum."

Mesajımı gönderdikten sonra yataktan doğruldum.. Yatağımı toparlayıp, kahvaltı yapmak için odaya geçtim..

"Anne, ne var bugün kahvaltıda?"
"Her zamanki şeyler işte Ebrar.m gel otur hadi temizlik yapcaz ye de kalk"
"Tamam ya"

Sofraya oturup, çayıma iki şeker attım.. Kapınin çalmasıyla annem yerinden kalkıp kapıya gitti..
"Kim anne??"
"Yasemin ablan"
"Tamam." dedim umursamayarak.. Kalbimi kırmıştı.. Üzerinden bir ay geçmiş olmasına rağmen affetmemiştim onu edemezdim ki benim aşkımı tanımadığı halde hakkında yorum yaptı..

Annem Yasemin ablayla konuştukta sonra odaya geldi..
"Ebrar.. Yanıma gel hemen.."
Telaşını anlayamamıstım hızla yanına gittim..
"Ne oldu?"
"Seni hayatında biri mi var?"

Hayır olamaz.. Nerden öğrendi ne yapıcam şimdi ben Allahım yardım et.. Ellerim terlemeye başlamıstı.. Onu benden ayıracaklardı...
"Kimse yok"
"Doğruyu söyle, kim o çocuk"
"Anne ne diyorsun sen kimse yok"
"Yalan söyleme varmış.."
"Kim söyledi? Yalan anne ya"
"Söyle dedim sana"
Kaçışım yoktu.. Söylemek zorundaydım. Belki kızmazdı ..
"Anne.. Tamam. Muhammed.. Hani Melek teyze var ya kuzgunda ki.. Onun yiğeni"
"Ne ? Sen ne diyorsun Ebrar .. Ne yapıyorsun ?"
"Anne ne olur kızma ben onu çok seviyorum.. "
"Kes sesini.. Ne sevgisi bu ne sevgisi ayrılacaksın hemen.."
"Anne yapma ne olur.. "
"Ayrılcakasın.. Baban duymadan bitireceksin.."
"Bitiremem. Ayrılmam anne o hasta onu halde bırakamam.."
"Gebersin.. Ayrılacaksın"

Dünyam başıma yıkılmıştı.. Ne yapacaktim ben.. Onu bırakamazdım.. Yapamazdım.. Yarı yolda boynu bükük bırakamazdım onu...

"Anne ben onu çok seviyorum ayırma bizi..."

GÜLÜŞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin