Günler sonra nihayet odamdan dışarı adımımı attığımda kendimi daha huzurlu hissettim . Merdivenlerden aşağı inip salona geçtiğimde annem koltukta oturmuş televizyon izliyordu . Günlerdir ona soğuk davrandığımı düşünerek hemen yanına koştum ve kanepenin arkasından kollarımı boynuna dolayıp , sıkıca sarıldım . Ani hareketim karşısında doğal olarak biraz korkmuştu . Ama sonra kafasını çevirip beni gördüğünde yüzüne o sıcak gülümsemesini yerleştirdi .
" Korkuttun beni deli kız . Gel bakalım otur şöyle yanıma " dedi . Son cümlesindeki vurgudan anladığım kadarıyla günlerdir odama kapanmamın hesabını vericektim . Hafif tebessümle yanına oturdum ve beline sarıldım . O da bana sarıldıktan sonra benden ayrıldı ve suratıma bakıp "Neyin var İlke ? Günlerdir odanda kapalı yaşıyorsun . Sorduğumda cevap vermesende ben bir anneyim ve senin duygularını anlayabiliyorum . Bir şeye canın sıkılmış senin anlat bana hadi " dedi . " Bir şeyim yok anne , sadece canım sıkkındı ve kendimi biraz hasta hissediyordum . Ama artık iyiyim . Gerçekten " diyerek buna inanmasını bekledim " Öyle olsun bakalım , hadi gel kahvaltı yapalım " diyerek mutfağa yöneldi . Mutfağa girdiğimde harika kahvaltı sofrasıyla karşılaştım . Sofradakileri görünce ve midemden çıkan o acayip sesi duyunca gerçekten çok acıkmış olduğumu fark ettim . Zaten günlerdir annemin odama bıraktığı kahvaltılardan başka hiçbir şey yememiştim . Hemen sandalyelerden birini çekip oturdum ve yemeye başladım . Annemde karşıma oturdu ve bana dönüp " Yavaş ol kızım , boğulcaksın " dedi . Bense onu hiç aldırmadım ve karnımı güzelce doyurmaya devam ettim .
......
Koltuğa kendimi attığımda resmen patlayacaktım . Kumandaya uzanıp televizyonu açtım ve kanalları zaplamaya başladım . Güzel hiçbir şey bulamadığımda odama çıkıp laptopu aldım ve kendimi sosyal medyaya attım . Bir süredir internete girmediğim için Facebook a girdiğimde bir sürü bildirimle karşılaştım . Hepsine baktım ve gelen mesajlara cevap verip bilgisayarı kapattım . Evde canım sıkılınca denize gitmeye karar verdim .Annemden de izin alınca hemen odama çıktım . İçime mor bikinilerimi giyip üzerime bişeyler geçiridkten sonra renkli Ray-Ban güneş gözlüklerimi taktım . Plaj çantamın içine gerekli şeyleri koyunca aşağı indim . Ayağıma sandaletlerimi geçirdikten sonra dışarı çıktım . Yolda giderken günlerdir Evren 'i görmediğimi fark edip derin bir iç çektim . Ne ? hayır onu merak ettiğimden değil , sadece görmedim .
Kumsala vardığımda düşüncelerimden ayrılıp kendime bir şezlong kiraladım . Deniz havlumu şezlonga serip üzerimdeki plaj elbisesini çıkardıktan sonra , şezlonguma uzandım . Bugün hava çok güzeldi . Etrafı izlerken sol tarafımdaki şezlongta bana bakan çocuğu fark ettim . Çocuk acayip taştı . Yani bana bakıyor olması mümkün değil , muhtemelen arkamdaki bir kızla falan kesişiyordur diye düşünerek önüme döndüm . Fakat üzerimde hissettiğim bakışlarla tekrar soluma dönüp çocuğa baktım . Gülümsüyordu. Kahverengi saçları ve mavi gözleriyle oldukça şeker birisine benziyordu . Sağ tarafıma dönüp bu çocuk kime bakıyor böyle diye düşündüm . Sağ tarafta hiç kız yoktu desem yeridir . Ne yani bu çocuk bana mı bakıyordu gerçekten . Bakıyım . Hala bakıyor . Ay dayanamam ben böyle ya . Tamam çocuk tatlı olabilir ama nereye kadar yani . Sapık falan mı acaba diye düşünürken bir umut çocuktan kurtulurum diyerek güneş gözlüklerimi çıkarıp denize doğru ilerledim . Ayak bileklerime çarpan dalgayla beraber ürperdim . Biraz daha ilerleyince yavaş yavaş alıştım ve denizin derinliklerine kendimi bıraktım . Çok fazla derine ilerlememeye dikkat göstererek yüzmeye başladım . Bacaklarıma sürten şeyle çığlık attım . Tam korkudan bayılacağımı düşünürken denizin içerisinden biri çıktı . Bacağıma sürten şey bir çocuk muydu yani? Ona beni korkutmasının cezasını ödeticem diye düşünürken çocuğun yüzünü görmemle onun solumdaki şezlongta oturan çocuk olduğunu fark ettim . Sırıtıyordu . Sanırsam çığlık atmama gülüyordu . Bende dayanamadım ve kaşlarımı çatarak " Hey senin sorunun ne ? Burda korkudan bayılmak üzereyim ve sen gelmiş gülüyorsun " dedim . Bir anda gülmeyi kesti . Aslında tam kesti diyemeyiz çünkü hala gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıp bana bakıyordu . O da bu sessizliği fark etmiş olmalı ki bana sonunda cevap vermesi gerektiğini anladı . " Ah özür dilerim , ben yüzüyordum fakat seni görmedim , bu arada ismim Anıl " diyerek elini bana uzattı . Elini sıkıp " Önemli değil fakat biraz daha dikkatli olmalısın , bende İlke " dedim . " Memnun oldum İlke " dedi . " Hey hadi gel seni arkadaşlarımla tanıştırayım , eminim onlarda seni seviceklerdir . " diyerek bileğimden tuttu ve beni bir yere sürüklemeye başladı . Denizden çıktığımızda beni hala sürüklüyordu . Bense hayatımda ilk defa karşılaştığım ve nasıl biri bile olduğunu bilmediğim birini takip ediyordum . Ama nedense içimde hiç bir şüphe yoktu . Çünkü Anıl çok saf , temiz ve sevecen birisine benziyordu ."Bekle en azından üzerime bişeyler geçiriyim " dedim ve şezlonguma yöneldim . O da bana karşılık olarak başını salladı ve beni beklemeye başladı. Üzerime kıyafetlerimi giyip plaj çantama eşyalarımı yerleştirip , ne olur ne olmaz diye yanıma aldım ve Anıl 'a dönüp gidebiliriz dedim . Bir çocuk hiç tanımadığı birisine karşı neden bu kadar cana yakın davranır ki . Sanırım bu Anıl 'a özel birşey ama bu özelliği hoşuma da gitmedi değil . Sahilde hala yürüyorduk . Artık kalabalık ortamdan çıkmış gittikçe sessizliğe doğru ilerliyorduk . Kumsal 'ın hiç görmediğim sessiz , kimselerin olmadığı ve harika manzarası olan bölümüne geldiğimizde , Anıl " İlke hadi gel seni arkadaşlarımla tanıştırayım, bak şurada oturuyorlar " diyerek eliyle bir yeri işaret etti . Birkaç kişi kumsalda ateş yakmış etrafında oturuyorlardı . Anıl' ın onlara seslenmesiyle hepsi aynı anda bize doğru dönmüş ve ayağa kalkıp yanımıza gelmiştiler . Bazılarının bana oldukça meraklı bakışlarının görünce kendimi gülmemek için zor tuttum . Anıl " Hey millet ! Bu İlke , onunla henüz yeni tanışmamıza rağmen gerçekten ona çok ısındım . Sizinde onu seviceğinizi düşündüm ve buraya getirdim . Hadi tanışın , ne duruyorsunuz öyle " demesiyle aralarından bir kız hariç hepsi bana gülümseyerek kendilerini tanıttılar . Toplamda Anıl'la birlikte 3 kız , 3 erkektiler . Kızların ismi Gamze , Büşra ve Aleyna'ydı . Gamze ve Aleyna 'nın bana çok sıcak davranmalarının aksine Büşra denilen kız suratıma bile bakmamıştı . İsmini bile kızlardan öğrenmiştim . Pis sürtük . Ona böyle dememin sebebi erkeklerin her an içine düşebilecek olması . Gerçekten hayatımda böylesine denk gelmedim ben . Tamam hadi belki birisinden hoşlanır böyle yakın davranır ona lafım yok ama bu her erkeğe karşı böyle . Neyse bu konuyu kapatayım . Gamze , sarışın ve her sarışın kızın aksine gözleri koyu kahverengi . Ama bu ona farklı bir hava katıyor ve her kızın kıskanacağı türden dalgalı saçlara sahip . Aleyna'ysa ikimizin de aksine esmer ve oldukça gösterişli bir kız . Yani her erkeği cezbedebilecek bir tipte . Gelelim erkeklere . Can ve Umut , ikisi de çok yakışıklı . Umut , kıvırcık kahverengi saçlarıyla tatlı bir görüntü sergiliyor . Üstelik erkeklerin arasında en şakacısı o . Can ise düz koyu kahverengi saçları ve kahverengi gözleriyle oldukça yakışıklı . Ama şöyle ki , çok ukala , kendini beğenmişin teki . Benim ondan çıkardığım sonuç bu . Fazla konuşmuyor ve gizemli bir havası var . Gamze ve Aleyna'nın yaptığı dedikodulara arada kulak vererek , bir yandan Umut 'un esprilerine nezaketen gülerek -çünkü gerçekten iğrenç espriler yapabiliyor - Anıl'a gülümseyerek , ve bazen de telefonuyla ilgilenen ve bizi hiç takmayan Can'ı dikizleyerek tüm günümü geçirmiştim . Hava iyice karardığında tüm kızlar Can'dan gitar çalmasını istemişti . Gamze ve Aleyna bana Can'ın gerçekten güzel gitar çaldığını söylerken , Büşra ise Can'a resmen yapışmış ve " Yaa Caan lütfen çaal . Benim için noluur " gibi şeyler geveliyordu . Can tüm gün boyunca açmadığı o ağzını sonunda açıp " Israr etmesene Büşra , bugün canım gitar falan çalmak istemiyor . Lütfen daha fazla üstüme gelmeyin sizde " dedi . Son sözünü söylerken Gamze ve Aleyna'ya bakmıştı . Aleyna ve Gamze " Aman be iyi . Çalmazsan çalma . Bizde çok bayılıyoduk sana " gibi sözler mırıldanırken hepsine dönüp " Hava iyice kararmadan ben eve gitsem iyi olucak , annem merak eder sonra " diyerek ayağı kalktım . Benimle birlikte Büşra hariç hepsi kalktı . Anıl yanıma gelip " Tamam o zaman ben İlke'yi evine bırakırım . Siz burda takılın . Ben İlke'yi bıraktıktan sonra geri gelirim " dedi . Hepsi " Tanıştığımıza çok memnun olduk İlke " gibi cümleler kurarken kızların ikiside yanıma gelip " Canım sık sık görüşelim olur mu ? Eğer bizi bulmak istersen her gün bu saatlerde burada oluyoruz . Ama yinede sen en iyisi bize telefon numaranı ver . Ordan konuşuruz " dediler . İkisine de telefon numaramı verip bende onlarınkileri aldım .
Anıl 'la birlikte eve doğru yürürken
hiç konuşmadık . Evin önüne geldiğimizde " Burası " diyerek evi işaret ettim ve " Buraya kadar benimle geldiğin için teşekkür ederim . " dedim . " Hiç önemli değil . Zaten bu saatte bir kızı buraya tek başına yollamak bana göre değil " diyerek yine o içten gülümsemesini suratına yerleştirdi . Bende ona gülümseyip eve doğru ilerledim . Anahtarımla kapıyı açıp içeri girmemle bir kolun beni tutup duvara yapıştırması bir oldu .
Uzun bir aradan sonra bölümü ekleyebildim . Umarım beğenirsiniz . Bu arada okunma sayısı 1.000 i geçmiş , okuyan herkese teşekkür ederim . Benim istediğim tek şey yorum atmanız . Çok mu şey istiyorum sizcede ? Sadece okuduktan sonra görüşünüzü çok kısa da olsa yazın . Beni mutlu edersiniz . Ve unutmadan söyliyim bu bölümün çoğunu tabletten yazdığım için hatalarım olabilir .

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat ~
Teen Fictionİlke , anne ve babasının ayrılmasından sonra annesiyle Ankara'ya taşınır. Orada ilk gördüğü çocuktan hoşlanır ve onunla konuşma fırsatı bulur. Hoşlandığı çocuğun tatile çıkacaklarını öğrenince üzülür. Fakat eve geldiğinde yerdeki bavulları görmesiyl...