Bundan sonra genelikle arya'nın anlatımından dinleyeceksiniz. Çünkü bu onun hikayesi..
.......
Bar'a attığım adım ile yine bakışlar üzerime toplanmıştı. Aslında gayet normaldi. Tek haraketim yeterdi bakışlarını susturmaya. Bende öyle yaptım; olması gerektiği gibi. Muzik sesi yükselince önlerine dönüp bıraktığı yerden devam ettiler. Alayla gülümseyip saçımı arkaya savurdum. Ne kısa bir elbise giymiştim, ne de abartı bir makyaj yapmıştım aslında. Herzamanki köşeye ilerleyip deri koltuklara yayılarak oturdum. önümdeki masaya sağ ayağımı uzatıp sol ayağımıda üzerine koyup çaprazladım. Ellerimi deri ceketimin montuna koyup gözlerimi yumdum. Koltuğa iyice sinmiş durumdaydım.
Gözlerim kapalıyken yanıma yaklaşan ses' e konuştum. "Herzamankinden." Cevap gelmediğinde burnumdan nefesimi vererek ağır haraketle gözlerimi açtım. Gelen kişiye bakmayıp gözlerime karşımadaki bordo desenli sembollere diktim. "Beni duymadın galiba. " ellerimi cebimden çıkarıp ensemde birleştirdiğimde arkama yaslanıp kafamı gelen kişiye çevirdim. Kaşlarım şaşkınca kalkarken gülüp gülmemek arasında gidip gelmiştim.
"Sen? " diye sorduğumda karşımdaki koltuğa oturup meşhur erkek oturuşunu sergiledi. ( sol ayak bileğini sağ dizine yaslamak yani. )
Ayaklarımı sehpadan indirip yerimde doğrulduğumda yeşil gözleri bir süre yüzümde gezdi. "Özlenmek güzel. " diye konuştuğunda güldüm. "Ya da Özlemek güzel. " dediğimde tebessüm eşliğinde bir elini kalbine götürdü alayla.
"Özledim arya," elini kalbinden çekip cebine götürdü. " uzun zaman oldu. " sigara paketinden bir dal alıp ağzına yerleştirdiğinde bana uzattı. Kafamı hayır anlamında salladığımda cebine geri sokup çakmak çıkardı.
Sigarasını yakıp içine çektikten sonra gülümsedim. Eskiden daha bakımlıydı bu çocuk. saçlarının uzunluğu kulaklarında biitiyor, dalgaları alnına düşüyordu. Kusursuz burnu eşliğinde keskin uzuvları yeşil gözlerindeki huzuru gölgeliyordu. Biçimli dudaklarının arasından çıkan duman saçlarının arasında dolaşıyordu. İçerinin sıcak olmasına rağmen üzerindeki siyah bir kabanının olması misafirliğinin kısa süreceğine kanıttı.
"Hiç değişmemişsin, " dediğinde çimen yeşili gözleri üzerimde gezindi. "Aynı Siyah'sın. "
Gözleri mavi gözlerimle buluştuğunda ellerimi ensemde kavuşturup geri yaslandım. Alt dudağımı ıslatıp, " aynısını senin için söyleyemeyeceğim Karahan. " dediğimde güldü alayla.
"En azından Formun yerinde" dediğimde sol elini sağ dirseğinden tutuşturup sağ eli ilr çenesini kavradı. "Hem de nasıl." Diyerek çapkınca güldüğünde pek ilgimi çekmediğinden gözlerimi devirdim.
"Adamları hallettinizmi ? " diyip konuya ciddiyet katarken yüzü ciddi bir hal alarak bana eşlik etti. "Hallettik etmesinede.. " duraksayıp üst dudağını ıslattığında boğazını temizleyip devam etti. " Çatal ile Senin meseleni baban dahi kurtaramaz. İkinizden biri ölmedikçe Her iki taraf her seferinde büyük zarar ve işkencelere şahit olacak. " bedenim sinirle kasılırken elim çoktan yumruk halini almıştı. Adi herif! Lakabını sana sokmadan ölmeyeceğim.
"Karşılaşmayı en yakın zamanda hazırlasınlar." Diye sinirle soludum. "Öldükten sonra dahi bedenin rahata kavuşmayacak çatal! "
Cebimden siyah tabancayı çıkarıp üst tarafını kendime doğru çekip bıraktığımda ikimizin duyacağı sesden dolayı karahan bana dikkatle bakmaya başlamıştı. Ayaklarımı masaya uzatıp parmaklarımı silahın üzerinde hafifçe dokundurdum.
