Ben Dolunay, 17 yaşındayım. Adına 'anne' demem gereken ama yanımda olmayan kadın beni daha doğar doğmaz yetimhaneye bırakmış. 17 yıldır burada yaşıyorum. Okula gidiyorum ki okul bu çevredeki iki okuldan biri. Tahmin edileceği gibi biri Kolej diğeri ise boktan bir devlet okulu. Evet doğru tahmin! ben devlet okulundayım.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Okul dönüşü yurda gidiyordum herzamanki gibi. Yurda dönerken hep Koleje giden kızlar dikkatimi çekerdi. Neyse umrumda değildi. Hemen odaya çıktım. Zıplayacak halim yoktu tabii ki uyudum.
Güneşin direk olarak yüzüme gelen ışınları beni uyandırmaya zorluyordu. Evet uyanmalıydım. Okula geç kalıyordum. Aceleyle üzerimi giydim ve hemen okula koşmaya başladım. Benim okulumun tarafında hala arabalar için yeşil yanıyordu bu yüzden istemeye istemeye Kolej tarafından gidiyordum. Hızlı koştuğuma emindim ve yavaşlamaya niyetim yoktu. Tam o sırada Kolej kapısından çıkan bir çocuğun üstüne çarparak düştüm.
Kalkmaya çalıştığımda tekrar düştüm. Tek duyduğum arkadan 3-5 kızın kahkahasıydı. Çocuk fısıldayarak,"Sanırım rahatsın."
Çocuğun midesine 'bilerek' bastırarak kalktım. Onun ise tek dediği "AH" oldu.
Tekrar okula doğru koşmaya başladım. Arkamdan,"Özür dileyebilirdin!"
Demişti.
Okula gittiğimde beni direk olarak müdürün odasına yolladılar.
"Bu ay 8.kez geç kaldınız 2 kez ise okula gelmediniz. Sizi daha fazla bu okulda tutamayız, hemen Müdürenizi arayacağım."Müdür bozuntusu Ezgi hanımı aramıştı ve o buraya gelmişti.
"Küçük hanım burayı dingonun ahırına çevirdi, onu daha fazla tutamayız--"
"Bu okulun içinde bulunduğu saygısızlık ve bencillik içinde bu çocuğu daha fazla tutmam zaten!"
Dedi Ezgi Hanım ve beni kolumdan çekip arabaya oturttu."Ama ama Ezgi Hanım beni başka bir okulun alacağını sanmıyorum."
Parmağıyla Koleji işaret ederek,"Ablam bu okulun müdürüdür sana burs vereceğinden emin olabilirsin."
"Ezgi Hanım!"
Ezgi Hanımı çok seviyordum her zaman bana yardım etmiştir. Az sonra ablasının odasına gittik ve ikisi konuşmaya başladı bende bu sırada dışarıda bekledim. Ezgi Hanım dışarıya çıktığında,"Yeni okuluna hoşgeldin!!"
Dedi ve birlikte yurda döndük.- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ertesi gün erken kalktım okula geç kalmak istemiyordum. Yatağın ayak ucunda 3 tane paket vardı ve üzerinde bir not. Merak edip paketleri açmaya başladığımda içinden bir t-shirt, şort ve bir çift ayakkabı çıktı üzerindeki notta;"Bunlar senin okul için ilk kıyafetlerin. Önemli değil, herzaman."
Hemen üstümü giydim ve saçlarımı saldım sarı oldukları için hiçbir kıyafete düzgün uymuyorlardı. Dişlerimi fırçaladıktan sonra okula doğru yürümeye başladım.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Okulun kapısının önünde geçen gün üzerine düştüğüm çocuk duruyordu. Saçları çok güzeldi. Uzaktan bile. Arkadaşlarıyla birşeyler konuşuyor ve gülüyordu. O anda gözleri beni buldu ve bana doğru yürümeye başladı."Hey yine üzerime düşmeye mi geldin?"
Onu ittitip okulun içine girdim.Yukarıda sınıfım vardı. İçeri girip yer aramaya başladım bir kız;
"Hey ee şu sırada Ediz'in yanı boş onun yanına oturabilirsin."
"Teşekürler de bir sorun olmaz mı, yani onun için?"
"Hayır, olmaz meraklanma o benim arkadaşımdır öyle sorunları yoktur. Bu arada ben Melis."
Elimi uzatarak."Dolunay."
"Dolunay yurttan burslu geldiğin doğru mu?"
"E-evet biliyorum yetimlerle konuşmak--"
"Hayır öyle garip ve bencilce düşüncem yok seni sevdim. Asabi."
Birbirimize gülüp. Ediz'in sırasına oturdum.Ve zil..
Sınıfa öğrenciler geliyordu bende açıkçası Ediz'i merak etmiştim.
Ve işte o sersem de sınıfa geldi ve yanıma oturdu."Sırana geç, burada Ediz oturuyormuş."
Çocuk küçük küçük kahkaha atıyordu."Ne gülüyorsun?"
Elini uzatarak;"Selam, Ediz."
Ne, ne olamaz o Ediz miydi İNANMAM...
