PARAGÖZ

İNTİKAM

Multi Alara. İyi okumalar.

TANER:
"Taner Bey size şimdi söyleyeceklerim karşısında sakin kalmanızı istiyorum.Allah her derdin devasını verir.

Hale Hanım'a Akut Myeloid Lösemi teşhisi konulmuştur. Tahliller hastalığın genetik olduğunu gösteriyor. Ama Akut Myeloid Lösemi nedeni bulunamayan bir hastalıktır. Yani çevreden de kaynaklanıyor olabilir. Burası her ne kadar özel bir hastane olmasa da kanser alanında gelişmiştir.Ama inanmak istemezseniz özel hastaneye gidebilirsiniz. Oradaki olanaklar her türlü buradan iyi olacaktır.

Çok şanslısınız ki hastalık ilerlemeden erken teşhis yapılabildi. Yani iyileşme oranı %90. %10'luk kısım ise düzenli şekilde tedavi yapılmadığında veya hastanın iyileşeceğine inanmayarak ruhsal çöküntüye uğraması sonucu hastalık ilerlediğinden dolayı kaybediliyor. Bu yüzden ilk olarak size söyledim. Hale Hanım'a alıştırarak söyleyin lütfen. Ve ona lösemi hastalığının tedavisinden bahsedin sürekli. Ne kadar kısa sürdüğünü ve zor olmadığını anlatın. Bu hastamızın ruhsal çöküntüye uğramasını engelleyecektir.

Tedaviye gidip gelirken de sürekli yanında bulunun. Tedavi konsolidasyon ve yoğunlaştırma tedavisidir. Bu tedavi, indüksiyon tedavisinin sonrasında başlar ve yine kısmen diğer ilaç kombinasyonları ve yüksek ilaç dozları ile desteklenen üç yoğun kemoterapi seansından oluşur. Bu tedavinin hedefi, vücutta hala kalmış olan lösemi hücrelerini öldürmek ve hastalığın yenileme olasılığını en aza indirgemektir. Yoğunlaştırma tedavisi yaklaşık üç veya dört ay sürer. "

Ne diyordu bu doktor böyle? Hayır gerçek olamazdı. Benim hayat dolu, melek yüzlüm hasta olamazdı. Gözlerim dolmuştu. Utanmasam kocaman adam ağlayacaktım.

"Olamaz! Hayır!Yalan söylüyorsunuz. Siz zaten 5 para etmez bir devlet hastanesisiniz! "

Doktor bana elindeki tahlilleri göstererek "Bakın kan sayımında anemi ve trombosit sayısında düşüklüğe rastlandı. Lökosit sayısı ise normalden fazla artmış. Çevre kanından hazırlanan yaymada blastlar görülüyor. Kemik iliği biyopsisinde veya çevre kanı yaymasında blast sayısının %20'nin üzerinde olması akut lösemi tanısı koydurur. Hastadan alınan ilik örneği kromozom incelemesine gönderildi. Aslında hastalık kesin sayılır ama yine de tahlil sonucu 3 gün sonra çıkınca almaya gelebilirsiniz. Lütfen güçlü kalın. Siz ne kadar güçlü olursanız o da o kadar güçlü olur. Bu ilaçları da bugün kullanmaya başlasın. Geçmiş olsun." Dedi.

Muayene odasının cam duvarından onun melek yüzüne baktım. Ne ara bağlanmıştım ben ona bu kadar? Merak ve endişeyle bana bakıyordu. Kim bilir yüzüm ne haldeydi. Kapıyı açıp yanına gittim. Ona sımsıkı sarıldım. Öyle bir sıkıyordum ki? Sanki ölecekmiş gibi. Ondan ayrıldım. Dolu gözlerimle gözlerimin içine bakarak. "Seni hiç yalnız bırakmayacağım merak etme. Aşacağız birlikte. "Dedim.

'Anlamadım.' Der gibi baktı bana. Doktorun "Alıştıra alıştıra söyle." Sözünü hatırlayarak "Gel bir cafeye gidelim orada konuşuruz. Dedim. Başıyla onayladı. Hastanenin karşısındaki cafeye gidip oturduk. Cafe küçük ama şık bir yerdi. Oturduğumuz masa ise ortadaydı.

"Ölecek miyim? "
"Hayır tabi ki de. Saçmalama istersen. Benden o kadar kolay kaçamazsın. Birlikte atlatacağız. Bundan sonra hep birlikte olacağız. Hastalığın lösemi. Ama erken teşhis olduğundan hastalık ilerlemediği için tedavi mümkünmüş. Korkma hemen. Hastaneye bağlı yaşamayacaksın. Sadece düzenli ilaç tedavisi görüp haftada 1-2 kez muayeneye gideceğiz."

Söylediklerimle hüzünlü bakan gözleri doldu. Sen ağlama kıyamam. Sandalyemi ona yanaştırıp "Canım üzülme. Ne diye o güzel gözlerini kızartıyorsun. Sana ağlamak yakışmıyor. Birlikte aşacağız."