6 yıldır bu anı beklemiştik. Adrenalin kanımda vardı . Özgürlük için sabırsızlanıyordum . Herkes özgürlüğüm için 6 yıldır çabalamamın bu iğrenç koğuştan sıkıldığım ve kafamdan uydurduğum aileme geri dönmek için olduğunu düşünüyordu . Halbuki kimse her şeyin yalan olduğunun farkında değildi.
Hayata dair hiçbir şeyim kalmamıştı. Ne bir çocuğum ne bir eşim ne de bir işim vardı. Benden ölesiye nefret eden bir anneye , benim gibi hiçbir şeye sahip olamayan arkadaşlara ve de 6 yıldır hayatını mahvetmeye adadığım iğrenç bir düşmana sahiptim. Bana verilen cezanın süresi 12 yıldı . Kaçacağımdan adım gibi emindim. İlk gün bile kaçabilirdim ama yapmadım . 6 yıldır beklememin sebebi hem harika bir suçlu olarak tanınmak , adımı duyurmak hem de tüm bedenimi saran öfkeyle beraber harika bir intikam planı yapmaktı. Her şeyi planlamıştık . 24 mart saat 12.00 'da bu cehennemden kurtulup hayatımı mahveden adamın canına okuyacaktım. Bu sıradan bir aşk acısı veya aldatılma hikayesi değil . O adam tek benim ruhumu öldürmekle kalmadı . Üç ruhun katili oldu . Ben asla bu kadar acımasız değildim. İnsanları zayıf görenlere acıyor ve de saçmaladıklarını düşünüyordum. Umut artık yoktu . Tüm duyguların yerini öfke almıştı.
- 24 Mart 2015-
Son hazırlıklar da tamamdı .Saat 11.03'tü , Draco'nun şu anda sisteme girip tüm güvenlik önlemlerini devre dışı bırakmış olması lazımdı. Ona güveniyordum. Her zaman dakik ve sorumluluk sahibi bir kişiliği olmuştu. Dain ise altı yıl önceden işlemlere başlamış, hapishane müdüresiyle yatmış ve müthiş , mutlu bir ilişki başlatmıştı. Bu onu rahatsız etmezdi çünkü bunu her zaman yapardı. O intikam timinin en büyük silahıydı. Her kadının dönüp bir daha bakabileceği bir suratı vardı. Ama birazcık zeki olan bir kadın onun ne kadar aşağılık ve düzenbaz bir herif olduğunu anlardı . Neyseki şansımıza kadınlar aşk denilen uyuşturucunun etkisindeyken hiçbir şeyin farkına varamıyordu. Ben de bu uyuşturucudan tatmıştım ve şimdi ondan intikam alma vakti gelmişti.
Saygı değer aptal müdüremiz Jacy, Dain 'in her isteğini gerçekleştiriyordu. Onun sayesinde yüz yüze görüşebiliyor ve de kaçmam için gerekli olan plan ve malzemeleri elde edebiliyorduk. Dain'in en uzun ilişkisi sayılabilirdi. Tabi bu altı yıla tek bir kadın sıkıştıracak kadar bakir bir kalbe sahip değildi.
Sevgili koğuş arkadaşlarımı şirin mi şirin bir dul olduğuma ve şu an yedi yaşına basmış olan ve amcası Dain ile kalan bir oğlum olduğuna inandırabilmiştim. Harika olacaktı. Harikaydık . Bu sabah saat 07.00'de kalkmış ve altı yıldır üzerinde çalıştığım gizli çıkışmı son bir kez daha kontrol etmiştim. Koğuştaki enayilerle birlikte hazırladığımız merdivenle bu sabah çıkışımızı yapacaktık. En azından ben yapacaktım.
Saat 11.50 büyük ihtimalle kameralar kapandı . O zaman zehirli gazı dışarı çıkarma vakti. Gaz maskemi unutmamalıyım. Koğuştakiler çıkışın saat 13.00 'te olacağını sanıyor. Zavallılar . Ama ben amıcasızdım , durmazdım ve hayattaki varlığımın amacı insanlara acı çektirmekti . En azında o öyle düşünüyordu. Joshua öyle düşünüyordu...
Önce bir ses bombası sonra etrafı dumanla kaplayacak olan patlayıcımız ve sonra ... Hepsinin süresi belliydi. 11.50 ses , 11.55 her yer dumanlı ki ben bu anda dışarı çıkacaktım , ve sonra tüm gardiyanların koğuşta toplanması ... 12.00...
Tek bir ayrıntı kaldı. Cesetlerin tanınmaması için koğuşu aleve vermek. Ufak bir kibrit. Hiçbir şey aksamamalı. Unutma bir insan için onlarca insan . Ben kötü biriyim veya öyle olmak zorundayım.***
Draco'yu Dain'den daha az görebilmiştim. Görmeyeli en fazla beş ay olmasına rağmen o simsiyah saçları uzamış ve de çene ve dudak bölgelerinde hafif sakallar oluşmaya başlamıştı. Her zamanki gibi siyah kemik Ray-ban gözlükleri gözlerinde ve gözlük camları kirliydi. Draco grubumuzun en zekisiydi . Dain ve ben tıp fakültesinden mezun olmamıza rağmen zekamızı ve mantığımız Draco'nunkiyle karşılaştırmamız bile olanaksızdı. Draco ayrıntıyı severdi ve dikkat ederdi , planlardı . Plansız asla çalışmazdı .
"Merhaba kaçak , ölümü azıcık da olsa hissedebildin mi ? "
Herkes benim hapishanede öldüğümü sanacaktı. Her yere Dna'mı bırakmıştım. Kaçtığım anlaşılmasın diye her şeye dikkat etmiştik.
"Ah evet berbat bir şeydi ." dedim dalga geçercesine.
"Uzun zaman oldu Lily. Senle yüz yüze konuşmayı özlemişim. "
Hafif bir sırıtmayla ona karşılık verdim. Evet ben de özlemiştim. Kardeşlerimi çok özlemiştim. Onlara verdiğim değerden dolayı olaya kaçırma süsü verip tüm suçu ben üstlenmiştim. O aşağılık herif eğer bizi ele vermeseydi bunları yaşamış olmayacaktık.
Hepsiyle üniversitede tanışmıştım. Ilk başta Draco'yu görmüştüm ki bu da hepsiyle tanıştığım anlamına gelirdi. Draco hepimizden bir yaş daha büyük . O üniversite ikideyken biz daha yeni başlayan çaylaklardık. Kendilerine DDJ diyorlardı. Harikaydılar. Harikaydı.
Hepsinden daha çekiciydi. Kare yüzündeki o güzel gamzeler bile bir kızın dönüp dönüp bakmasını sağlayabilirdi. Yemyeşil gözleri , esmer teni ve o yandan gülümsemesi. Hepimiz ona inanmıştık.
"İstediğin şeyleri getirdim. Bir makas, bir kutu saç boyası ve ... Dur bir saniye o güzelim sarı saçlarına ihanet etmeyeceksin değil mi ?" dedi panikle.
"Eğer bu aklıma o an gelseydi asla almazdım Lily! "
"Saçmalama Draco hapisten kaçtım tanınmamam gerek. " dedim ve elindeki paketi hızlıca aldım.
"Umarım kredi kartı ile almamışsındır. " dedim şüpheli bir şekilde. Eğer kredi kartı ile aldıysa, en ufak şüphede bile şüphelerini kanıtlamış olurduk.
"Tabi ki nakit aldım , o kadar aptal değilim Lily! "
Radyoyu açtı . Uzun zamandır kulağıma gerçek müzik sesi gelmemişti. Radyodan Beatles ezgileri gelirken benzin istasyonunda durduk.
"Bitir şu işi Lily. "
Paketi aldım ve hızlı adımlarla tuvalete gittim. İlk işim saçımı siyah renge döndürecek olan saç boyasını hazırlamak oldu. Boyama işlemi bittiğinde o güzel dalgalı uzun saçlarıma son bir kez daha baktım ve elime makası aldığım gibi saçlarımı kesmeye başladım. Omzumun biraz üzerinde bıraktığım kısa saçlarımı saç düzleştirici ile de doğru şekle sokunca tüm işlerim hallolmuş sayılırdı. Son adımlar ; makyaj, giysi ve aksesuarlar. Siyah göz kalemini gözümü delercesine sürdüm.
Bu kadar öfkelenmemliydim. En azından şimdilik.
Üstüme düzgün bir şeyler geçirip güzel güneş gözlüklerimi de suratıma taktıktan sonra hızlıca arabaya doğru yol aldım .
"Vay canına , gerçekten değiştin. Saç renginin bu kadar farklılık yaratacağını sanmazdım. "
"Bu bir iltifat mıydı yoksa hakaret miydi Draco?"
"Göreceli desek daha uygun olur ."dedi ardından bir kahkaha patlatarak. Hala nasıl bu kadar neşeli kalabiliyordu anlayamıyordum . Gerçi iğrenç bir altı yıl yaşayan onlar değildi . Sanki beynimi okumuş gibi
"Hepimiz zor günler yaşadık Lily. Senin hapiste olman yetmezmiş gibi bir de Joshua ' nın bize sonradan açtığı binlerce dava. Neyseki delil yetersizliğinden hepsi kapandı ancak bu hepimizin hayatından altı yıl çalınmadığı anlamına gelmez ."
"Davalar mı? " dedim şaşkın bir halde.
"Evet , önce bizim de bu işin içinde olduğumuzu ispatlamaya çalıştı ancak senin itirafların ile dava sonlandı. Bir başka dava ise bize tazminat davası açmasıyla başladı . Bizden dolayı on bin dolar kaybettiğini idda etti. Yargıç bile artık onun akıl hastası olduğunu düşünmeye başladı ve davaların hepsini sonlandırdı. "
"Yargıç'ı sevdim." dedim dalga geçercesine.
Sonunda yeni şirin evimize ulaştık. Dain kapıda bekliyordu. Her zamanki yandan sırıtmasıyla yakışıklı görünüyordu. Bana sıkı sıkı sarıldı ve
"Hoşgeldiniz Lily Wood. Hazır mısınız? "
Ben de iğrenç bir sırıtmayla
"Hiç olmadığım kadar." dedim ve İntikam Timi olarak hiçbir gücün bizi ayıramayacağını kanıtlamış olduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Timi
AcciónTanrı'nın insanlara bir irade vermiş olması , insanların onu doğru kullanacağı anlamına gelmez . Her insanın zayıf noktası vardır ve bu zayıf noktalar insanların iradesinin son bulmasında rol oynar . Kim ne derse desin , eğer insansanız can yakarsın...