5.Bölüm

45 3 1
                                    

Medyada Zeynep var.

Sabah 9'da alarmımla birlikte kalktım. Banyoya gidip işlerimi hallettim. Pijamalarımı çıkarıp altıma dar bir kot pantolon üstüme ise göbeği açık bir tişört giydim ve belime gömlek bağladım. Aşağıya indiğimde annemle babam
kahvaltı yapıyorlardı.

"Günaydın kızım. Bugün istersen arkadaşlarınla plaja gidebilirsin."

"Tamam annecim. Onların planına uyucam."

Kahvaltı yaptıktan sonra odama çıktım. Telefonuma gelen mesaja baktım. Ece'den gelmişti.

Seni plajın girişindeki bankların orda bekliyoruz. Haydi gel.

Hemen bikinilerimi giyip üstüme bir elbise geçirdim. Doğru duydunuz elbise. Ne kadar elbise kot tarzı şeyler giymek istemesem de yazın mecburen giyiyordum. Plaj çantamı da hazırlayıp plajın girişine doğru yürümeye başladım. Vardığımda banklarda oturmuş beni bekliyorlardı. Ben de gelince plaja girdik ve bulduğumuz boş şezlonglara eşyalarımızı koyup yere de havlumuzu serip oturduk. Bir süre sonra Anıl ve Berk üstlerini çıkarıp denize girdiler. OH MAY GAT! YANLIŞMI GÖRÜYORUM YOKSA ANIL KARNINDA BAKLAVA ÇİFTLİĞİ Mİ KURMUŞ???
Sakin ol Gökçe bakmamaya çalış baklavalı bir erkek normal birşey. Aslında Berk de göbekli falan değildi onun da azıcık kasları vardı ama Anıl resmen çiftlik yapmış karnında yani. Berk denizden bize seslendi.

"Kızlar gelseniz ne bakıyosunuz trene bakan öküz gibi. Tamam biliyoruz yani çok müthiş bir vücudum var dayanamıyorsunuz bana ama öyle ordan bakcağınıza siz de gelin."

Hepimiz Berk'e 'hıı sen çok biliyon' bakışı atıp üstümüzdekileri çıkardık ve denize girdik. Berk'in Anıl'a su atması benim Ece'ye su atmam ve Zeynep'in bana su atması ile aramızda bi su savaşı başladı. Ne güzel eğlenirken ayağıma birşeyin takılmasıyla yanımda kim olduğuna bakmadan kucağına atladım ve başımı göğsüne gömdüm. Göğsünün titremesinden güldüğünü anlayabiliyordum. Kafamı kaldırdığımda Anıl'ın kucağında olduğumun farkına vardım.

"Ne vardı bu kadar korkacak? Küçük bir balık veya yosundan falan mı korktun yoksa kucağıma atlamak için bir numara falan mıydı?"

Pis pis sırıtarak bana bakarken kızardığımı hissedebiliyordum. Hemen kucağından indim.

"Ben niye senin kucağına atlamak için numara yapıyım ya? Hem sen kimsin ki ben öyle birşey yapıyım?"

Söylediklerimin biraz sert olduğunun farkına varmıştım ama hiç alınmışa benzemiyordu. Aksine utanmam onu mutlu etmişti.

"Genelde kızlar kucağımda olabilmek için bayılma numarası bile yaparlar ama neyse..."

Kendini ne sanıyordu bu egoist şey? Tamam azıcık yakışıklı olabilirdi, tamam tamam fazlasıyla yakışıklı olabilirdi ve baklava çiftliği de olabilirdi ve gülerken ayrı bi tatlı oluyo da olabilirdi ama kimdi ki o böyle şeyler söylüyodu? Ho Gökçe kendine gel ne diyosun sen? Tamam sakin ol Gökçe sakin ol.

.......

Baya bir denizde eğlendikten sonra plajdaki kafeye gidip birşeyler yedik. Sonra caddeye çıkıp yürümeye başladık. Hem yürüyor hem nereye gideceğimizi konuşuyorduk. Hava da hafif kararmaya başladığı için bir gece klubüne gitmeye karar verdik. Onların hep takıldığı bir gece klübü varmış oraya gitmeye karar verdik. İçeri girdiğimizde pek serseri tiplerin gittiği bir yere benzemiyordu. Alkollü bir yerdi ama öyle birsürü bar kavgasının olduğu kötü yerlere benzemiyordu. Geçip köşedeki koltuklara oturduk. Herkes alkolsüz kokteyl söyledi. Saat biraz daha ilerlediğinde haraketli müzikler çalmaya başladı ve hepimiz çıkıp dans etmeye başladık Ece ve Zeynep çok güzel dans ediyorlardı. Onların yanında çok amatör kalıyordu. Anıl kulağıma fısıldadı.

"Çok güzel dans ediyorsun."

"Zeynep ve Ece'nin yanında beceriksiz kalıyorum."

"Bence onlardan daha iyisin."

Dediği şey karşısında kızarmıştım. Ama ortam loş olduğu için belli olmuyordu ki bu da yırtmamı sağlamıştı. Dans ederken birden kolumdaki bir elle irkildim. Arkama döndüğümde muhtemelen 20 yaşlarındaki biri pis pis sırıtarak bana bakıyordu.

"Merhaba güzellik. Çok güzel dans ediyorsun. Benimle dans etmek ister misin?"

"Hayır sağolun ben almayayım."

Benden yaşça büyük olması ayrı bi yana alkollu olması beni daha çok korkutmuştu.

"İtiraz istemiyorum benimle dans edeceksin"

Bunu bağırarak söylemişti ve tam kolumdan tutup beni kendine çekeceği sırada yüzüne gelen darbeyle afallayıp kolumu bıraktı. Ama ben ona vurmamıştım ki. Kendime gelip geri çıktığımda adam yerde yatıyordu ve Anıl adamın üstüne çıkmış onu yumrukluyordu.

"Utanmıyo musun lan küçük kıza zor kullanmaya hayvan herif?!?!"

Onları ayıran güvenlik görevlisi oldu ve Anıl'ı da adamı da dışarı attı. Tabi biz de dışarı çıktık.

"Anıl iyi misin ya? Benim yüzümden atıldın burdan çok özür dilerim gerçekten çok özür dileri...."

Yanağıma usulca kondurduğu öpücükle lafımı ağzıma tıkmıştı.

"Özür öpücük karşılığıyla ödenmiştir. Sorun yok gecemizi orada geçirmek zorunda değiliz."

O konuşurken ben afallamış kalmıştım. Şu ana kadar beni hiçbir erkek öpmemişti. Birinin beni dürtmesiyle kendime geldim. Beni dürten Zeynep'ti.

"Hadi Gökçe gidip dondurma alıp gezeceğiz."

Başımı sallayıp yürümeye başladım. Dediği gibi gidip dondurma alıp evlerimize doğru yürümeye başladık. Evlerimizin olduğu yere vardığımızda dondurmalarımız da bitmişti. Herkes eve dağıldı. Ben de gidip pijamalarımı giyip hemen yatağa yattım. Ama uyuyamıyordum. Bugün Anıl'ın kucağına atlamamı ve ben öpmesini düşünüyordum. Niye bu kadar kafaya takmıştım sanki? Kafamdaki tüm düşünceleri kenara bırakıp kendimi uykunun kollarına bıraktım...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yaz AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin