"Peki hiç sevmedinmi birini ve ya seviyormusun?"
O çürük hiss kalbime sızmaya başlamıştı bu soruyla.Bir yaş damladı gözlerimden istemsizce.
"O soruyu cevapsız bırakmak zordayım""Neden?"Dedi göz yaşımı görüp endişelenerek.
Anılar sessizce beynime süzülüyordu.Acıyla bağırdığım,hıçkırarak ağladığım zamanlar geliyordu aklıma.Beynimin içinde hâla o çığlık atan kız defalarca ölüyordu.
"Sevdim anlıyormusun?Hemde deli gibi.Uğruna ölecek kadar"dedim bağırarak ve göz yaşlarımı silerek.O hissi unuttuğumu sanıyordum.Ama hep bir yerlerde saklanıyor.Yeri geldiğinde sancısını bıkmadan kalbimin her tarafına yolluyordu.
"Peki....sonra noldu?"dedi kalın kaşlarını çatarak.Kesik-kesik konuşuyordu.Benim gibi. Acı çeker gibi.
"Hiç bir şey.Sevmedi.Elbette sevmeyecekti.Sevmesini beklemiyordumda.Açılamadım ona....Beş yıldır sevmeme rağmen.Cesaretim ve gururum yüzünden diye düşüneceksin her kes gibi....Ama açılsamda sevmeyecekti.Biliyordum...lanet olsun,biliyordum.O çok güzeldi.Bense çirkin.
O çok havalıydı ve her kes onu severdi.
Bense....görüyorsun işte ezik ve karanlık".
Burnumu çektim.Gözyaşlarımı sildim ve hıçkırığımı bastırmaya çalıştım.Üzülmemeliydim artık.Uzun zaman geçmişti üstünden.Ama hayatım bir insanın damarları kadar karışıktı ve o damarlarda çaresizlikle karışmış gibiydi.Öyleydi.
"Özür dilerim.Seni üzmek istememiştim"Sesi sonlara doğru kısılmıştı.
Ve birden sarıldı bana.Ellerim yukarıya doğru donup kalmıştı.Bu da neydi böyle?Ben böyle şeylere alışmamıştım,sevgi göremiştim. Şaşkınlığımı üzerimden atıp yavaşça sarıldım.Bir kaç saniye sonra o yumuşacık kollarından yavaşça ayrıldım.
"Hadi bunları unutalım şimdi.Ne yapmak istersin şimdi?"dedi şirin sırıtışıyla.Unutturmak istiyordu.Unutmak...çoğu insan için manâsız ve kolay söylene bilinir bir kelime.Ancak kolaylıkla uzaktan bile alakası yoktu.Unutdum desen bile unutmamış sayılırsın çünki."Bilmem.Aslında kendime bir ev tutmam lazım.Ve birde iş..ama işe şu an ihtiyacım yok.Bendeki para bana bir ay yeter."dedim burukça gülümseyerek.
"Burada kalman senin için daha güvenli olurdu.Dün babamdan seni neden....öldürmek istediğini öğrendim."dedi yüzünü buruşturarak.
'Öldüründe bitsin artık' diye bağırasım geliyordu.
İsterik bir kahkaha attım.
"Nedenmiş?"
"Sen ölürsen baban çöker ve işine devam etmez.E haliylede bütün mal varlık babam denen pezevenke kalır."dedi tükürürcesine."İyide babam benim ölümümle çökmez"dedim yine isterik bir kahkahayla.
Babam beni sevmemişti.Sevmeyecektide.İki aylık bir bebek olduğumda bile sevmemişti beni.Ağladığım için pencereden atmak istemişti hatta.Bunuda bana ne kadar nefret ettiğini göstermek için anlatmıştı tabii."Her insan evladını ne kadar sevmesede ölümüne çok üzülür.Yıkılır.Hayatı kararır.Ama sonra unutmasını bilemem.Mesela benim babam unutur."dedi gülerek.
"'Böyle olması gerekmiş ve böyle olmuş'der unutur."dedi babasının haraketlerini taklit ederek.
Bu çocuk çok şakacıydı.Aslında adam demeliydim.Yaşını da bilmiyordum.Sonra sormam lazımdı.Ne de olsa arkadaşımdı değilmi?
"Aklıma bir fikir geldi"dedi sırıtarak."Hmm.Neymiş"dedim dudaklarımı büzerek.
Gözleri dudaklarıma kaydı.
Sapık erkekler!Utanmıştım.Tenimin beyazlığının yüzünden kızarınca hemen görünürdü.Kahretsin!
Kızardığımı görmüş olacak ki güldü
ve bileğimden tutup çekiştirdi.Hemde hayvan gibi.
Evden çıkmadan önce üstüme giymem için kapşonlusunu bana vermişti.Boldu ve yumuşacıktı.
---
Araba bir spor mağazasının önünde durdu.Duman arabadan inince bende indim.Mağaza çok lükstü.İçeri siyah ve griye hakimdi.
Siyah kay-kay ilgimi çekmişti.Alt tarafında kuru kafalar vardı.Bu kay-kay tam benlikti.
Duman kay-kaya baktığımı görüp istediğim kay-kayı elime tutuşturdu.Oysa o bisikletlere bakıyordu.Ama onlar sadece bisiklet değildi,çok pahalı bisikletlerdi.Bir servete mâl olucak kadar.
Kay- kayların hesabını ödedikten sonra bileğimden tutup çekiştirdi.
Abi bileğimden niye çekiştiriyorsunki?Elim var benim.Elim!
Sanırım terbiyeli çocuktu,sonuçta sevgilisi falan değildim.Elimi tutmasınada izin vermezdim o yüzden.Ama bir sorun vardı.Bu çocuk terbiyeli sözünün yanından bile geçemezdi.
Kay-kayı yere koydu ve eliyle sürmemi işare etti.Hayır deyecek değildim.Kay-kayı bir ayağımı yerleştirip,diğer ayağımla da destek verdim.
Hızlıca devam ediyordu oda benim gibi.Bu çocuğu sevmiştim galiba.
Sevimli bir şekilde gözlerini kısıp gülümsedi.
İstemsizce ağzımdan bir söz kaçmıştı.
"Çok tatlısın lan"
Ağzımı elimle kapattım.Utanç vericiydi hareketlerim.
"Senin kadar olmasamda evet".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABA KARANLIK
RandomKendini karanlığa adamış büyük ama hayelleri tozlandığından küçük bir kızın hikayesi. Çareyi şiddetde bulmasının sebebi gördüyü şiddete bağlı. Mutlu değil. Sessiz ve karanlık.