Dumanın söyledikleri yüzünden bütün gece uyumamıştım.Gözlerim saatlerce ağladığım ve uyumadığım için fazlasıyla kanlanmış,çökmüştü.
Karanlık gök yüzünü bütün gece izlemiştim.
Acı çekiyordum.Şanssız insan deseniz hemen beni tarif ederlerdi.
Kelimeler,çığlıklar,babamın sesi beynimde yankılanıyordu.Üst dereceden deliydim belkide.Ondan kaynaklanıyordu her şey.
Beynimin duvarlarına kan sıçrıyordu.Her yer kanın kızıllığına bürünüyor,ruhum sürünüyordu.Kalbimi dövüyolardı sanki.Binlerce çizik atılmış,morartılmışdı.Ama yine de güçsüzce atıyordu.
Mecburdu sanki..
Çektiği eziyyetler azmış gibi.Atıyordu.Yine ve yine.
Ama unutmuyordu çektiği eziyyetleri.Aşamıyordu hüzünü.Büyük bir yara her ne kadar çabuk kapanırsa kalp yarasıda bazen onun gibi kapanırdı.
Ancak o yaranın izi kalırdı.
Ve kalpte o izler daha belirgin kalır.
Şimdi kanıyordu aynı yaralar.
Ayağa hışımla kalkıp ağlamaktan güçsüz çıkan sesimle bağırıp,duvara yumruğumu geçirdim.
Elim acıyordu.
Bu acıyı,ağlamağı seviyordum.
Duvardan elimi çekip,yere çömeldim.Ve hıçkırdım.Yaşadıklarım nemiydi?
Acı..
Sürgün..
Şaşkınlık..
Hissizlik...
Karmaşa...
Belkide ölüm...
Bunlar bir cümleyle tanımlanırdı ve ortaya çıkan söz:Şanssızlık.
Birden ellerimi, yara izleri ile dolu olan eller kapladı.
"Ağlama,yakışmıyor.Sen güçlüsün.Yakışmıyor kıvırcığım"dedi Duman.
Sözleri içimi ısıtmıştı.Konuşması acımı azaltıyordu.Ama daha çok ağlamama yol açıyordu.Garipti.
Şimdi bana sarılmasını çok isterdim.O sıcak gülümsemesiyle bana gülümsemesini.Çok isterdim.
Aniden gelen cesaretle"Sarıl bana"dedim.
Şaşkın ifadesini gördüğümde dediğime bin pişman oldum.
Ama hemen bana sarıldı o güzel,güçlü kollarıyla.Huzur veriyordu.
"Kollarımda aynı bir meleğe benziyorsun"diye kulağıma mırıldandı.
Ne diyeceğimi bilmiyordum.Beynimde hoşuma gide bilecek cümleler ve şüpheler belirdi.
Beynimden o cümleleri kovdum.
Düşünmek istemiyordum.Hayat kavramını yitirmek,belkide ölmek istiyordum.
Ama böyle huzur verici yerde.Böyle huzur verici insanın yanında.
Ben karanlığı istiyordum.Aydınlık bana göre değildi.Aydınlık mutlu olanlar içindi.
-
Dumanın kucağında aynı bir çocuk gibi kıvrılıb uyumuştum.Ama yerde uyuduğumu hatırlıyordum.
Şimdi ise bir büyük yatakta,kalın yorganın altında sarmaş dolaş yatıyordum.Düşününce bu fazla ahlaksızca duruyordu. Oysa bakınca o kadar masum gözüküyorduk ki.
Aynı Dumanın şu anki suratı gibi.
Çok zarasız duruyordu.Bütün yüz çizgileri güzeldi bu çocuğun.
"Aşık olunası kadar?"diye sordu beynimde bir ses.
Bu soru korkunçtu benim için.Ben aşık olmazdım.Olmazdım.
Aşktan korkuyordum.
Acı çektiriyordu.
Her kese...
Yüzünü çok derin izliyordum.Sanki ezberlemek ister gibi.İnsanda bıraktığı duygu çok özeldi.
Ve güzeldi...
Birden gözleri açıldı.Yeşiller duygusuzca tavana baktı.Sonra gözleri bana döndü ve gözlerindeki ifadesizlik azıcık kırılmıştı sanki.
Bu beynimin bana oyunu da ola bilirdi.
"Uyanmışsın kıvırcığım"dedi hırıltılı ve tatlı sesiyle.
Gülümsemişti.İçimde bir şeyler kırılmıştı yine.
Kalbime batıyordu.Tatlı bir acı hiss ediyordu insan.
Buruk gülmsemeyle cevap verdim"Evet,bir az oldu".
"Canın sıkıldıysa bir şeyler yapalım"dedi.
"Sen bana çok iyi davranıyorsun.Farkındamısın?"dedim yavaşça gülerek.
"Hak ediyorsun,ondandır "dedi.
"Teşekkür ederim"dedim kızararak.
"Sen utandınmı?"dedi şaşırarak.
"Yok lan,ne utanması"dedim yalandan kahkaha atarak.
"Pekte utanan kızlara benzemiyorsun.Utanan kızların çoğu saftirik,hiç sevgilisi olmayan kızlardır"dedi sırıtarak.Gözlerimi devirdim.Benimde sevgilim olmamıştı.Bana aşık olanlarda vardı tabii.Ama hiç bir zaman yüz vermemiştim.Beni sevenler dünyanın en aptalı sayılıyordu gözümde.Ne yani benim gibi çirkin ve kaba bir kız sevilirmi?Elbette sevilmez.Onların yerinde olsam yüzüme bile bakmazdım.
"Harbi lan,kaç tane sevgilin oldu?Kaç tanesini yalvartdın?"dedi kahkaha atarak.
"Benimle adam gibi konuş lan!Sanki askerlik arkadaşıyım."dedim sinirle suratına bakarken.
"Tamam ya..Kaç kişiyle sevgili oldun onu söyle"
"Hiç sevgilim olmadı ve bundan gayetde memnunum"dedim suratımı buruşturarak.
"Ne?! Şaka yapıyorsun dimi?"dedi ve gökleri inletecek bir kahkaha attı.
"Şaka yapacak birine benzemiyorum sanırım"dedim bir kaşımı kaldırarak.
"Yok artık"dedi yerinde tepinerek.
"Yeter lan!Ne varki bunda"dedim daha da sinirden köpürerek.
"Tamam.Sakin ol."dedi ciddileşerek.
"Sen ciddileşe biliyomuydunki?"dedim kaşlarımı kaldırarak.
"Sen güle biliyomusunki peki?"dedi dudağının bir tarafını kıvırarak.
"Gülmeme sebeb yokki?"dedim omuzlarımı düşürerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABA KARANLIK
RandomKendini karanlığa adamış büyük ama hayelleri tozlandığından küçük bir kızın hikayesi. Çareyi şiddetde bulmasının sebebi gördüyü şiddete bağlı. Mutlu değil. Sessiz ve karanlık.