;) Merhaba sevgili okuyucularım bu bölümü ablam gibi sevdiğim Huriye GİRGİN'e ithaf ediyorum.
Multi= Doruk, İlge ve Arya.Doruk'un söylediği sözlerle gözlerim dolmaya başlamıştı. Bu kız o kız dı Doruk'un bir zamanlar aşık olduğu kız.
"İlge" Doruk'un tek söylediği kelime onun adıydı. İlge gelip Doruk'a sarıldığında gözlerimden bir damla yaş düşmüştü.
Sahi ben Doruk'un nesiydim ki? Sevgilisi? Arkadaşı? Kankası? Yada hiçbirşeyi? Peki neden şimdi bu kadar üzülmüştüm? Neden onu kaybetmekten korkuyordum?
Ayakkabılarımı çıkarttıktan sonra İlge ile Doruk'a baktım kahkahalar eşliğinde sohbete dalmışlardı. Ben onlar için burada sadece bir fazlalıktım.
Ayakkabılarımı alıp koşmaya başladım. Gözlerimden akan yaşlar dur durak bilmezken Doruk'un bana bağırdığını duyarak hızımı arttırdım. Arkamdan gelen sesler kesildiğinde olduğum yerde durup yaşlı gözlerimle etrafa baktım.
Bir sürü ağaçlar vardı. Geldiğim yönü hatırlamaya çalışıyordum ama bir türlü hatırlayamıyordum. Karnlıktı ve ben korkuyordum. Onu da geçtim kaybolmuştum.
Tek çarem Doruk'un beni bulmasını ummaktı. Diye düşünürken gök gürledi ve yağmur yağmaya başladı. İşte şimdi kesinlikle bitmiştim. Soğuk tüm bedenimi ele geçirirken büyü bir ağacın altına girdim ve ellerimi bedenime sardım. Aradan belli bir süre geçtiğinde soğuktan donmak üzereydim ve uykumda gelmişti. Göz kapaklarımı zorla açık tutmaya çalışırken bir silüet önümde belirdi. Zaten gerisi karartı.
Doruk'un anlatımından
Arya'nın elindeki ayakkabılarıyla koştuğunu görünce İlge ile konuşmayı kesip onun peşinden koştum. Adını seslendiğimde dönüp yüzüme bile bakmamıştı. Tam tersi hızını arttırmıştı.
İç sesim ormanlık yola girmemesi için dua ediyordu. Yol ayrımına geldiğimde Arya ortalarda gözükmüyordu. Yol ayrımının biri şehre diğeri ormanlık alana gidiyordu. Şehre giden yolda koşmaya başladım. 15 dakika boyunca koştuğumda Arya ile ilgili hiç bir şeye rastlamamıştım.
Eve geri döndüğümde içim içimi yiyordu. Kapıyı endişeli bir surat ifadesiyle İlge açtığında üzerinde benim t-shirt lerimden biri vardı. İlge Arya ile ilgili soruları peş peşe sıralerken onun sorularına cevap vermeyip yatağıma uzandım.
Neden onu yalnız bırakmıştım? Neden onu unutmuştum? Neden ona kalbimi kaptırmıştım?
Aklımdaki sorular eşliğinde ayağa kalktım ve herşeyi fırlatmaya başladım.
Yazar'ın ağzından
Genç adam eşyaları etrafına saçarken adeta delirmiş gibi davranıyordu. Neden bir kız için böyle delirmiş gibi davranıyordu ki.
Belki de intikam alıcam derken aşık olmuştu. Belki de duvarlarını yıkmıştı Arya'ya karşı. Genç adamın odasının kapısı açıldı ve içeriye İlge girip Doruk'u sakinleştirmeye çalıştı. Şiddetli yağan yağmuru büyük bir gök gürültüsü ile fark etmişti genç adam.
Genç adam telefonunu eline alıp Irmak'ı aradı.
Doruk'un anlatımından
İlge sayesinde sakinleşince Telefonumu alıp Irmak'ı aradım.
"Alo Doruk" dedi Irmak bende hemen sadete gelme amacıyla konuşmaya başladım. "Irmak Arya yanında mı?" Diye sordum. Çünkü bugün Arya eğer ağlayarak gitmeseydi Irmak'lar da kalacaklardı.
Yazarın anlatımından
Irmak'ın olumsuz cevabı üzerine Doruk Arya'nın kendi yanında kalacağını söyleyerek Irmak'ı geçiştirdi.
Yağmur şiddetini arttırmaya başlamıştı ve Arya hiç bir yerde yoktu. Genç adam yağmurluğunu üzerine geçirip orman yolundan gidiyordu.
Ormanın içine girince Arya'yı aramaya başlamıştı bile genç adam.
Doruk'un anlatımından
Ormanın içinde 5 dakikadır Arya'yı arıyordum. Artık umudum tükenmeye başlamıştı. En kötü ihtimalleri düşünmek istemiyorum bile. Tam geri dönecekken ileride ki ağacın altında büzülmüş ve titreyen birisini gördüm.
Hızla yanına gittiğimde bu kişinin Arya olduğunu anlamıştım ama Arya'nın bilinci kapalıydı. Arya'yı kucağıma alıp evin yolunu tuttum.
Eve geldiğimde İlge evde değildi çünkü onu şutlamıştım. Kucağımdaki Arya'yı misafir odalarından birine götürdüm ve yaklaşık 2-3 karış olan elbiseye baktım. Hemen odama (durmaduman olmuş odama) girip büyük bir t-shirt ve eşofman bulup Arya'nın yanına gittim.
Arya'nın üstünü değiştirdikten sonra dudaklarımı anlına bastırdım ve ateşi olduğunu anladım. Mutfağa inip soğuk su ve havlu alıp yukarı çıktım. Havluyu soğuk su ile ıslatıp Arya'nın anlına koydum.
Sonradan aklıma soğuk duş fikri gelince Arya'nın üstündeki t-shirt ü ve eşofmanı çıkarıp Arya'yı soğuk suya attım. Çığlık atıp kucağıma sıçrayınca titrediği için hiç bir şey diyemiyordu. Suyun içinde yaklaşık 10 dakika durduktan sonra banyodan çıkarttım ve saçını kuruttum. Ateşi sonunda düştüğünde hiç kullanmadığım iç çamaşırlarımdan bir tanesini getirdim ve Arya'ya giyinmesini söyledim ve odadan çıkıp mutfağa gittim.
Mutfak dolaplarını kurcalarken kremalı tavuk çorbası buldum ve üzerindeki tarife göre yaptım.
Koca bir kasenin içine çorbayı doldurup yanına ekmek koydum ve ateş düşürücü şurubu alarak odaya gittim.
Arya'nın anlatımından
Odanın kapısı açıldığında elinde tepsi ile içeri gelen 1 Doruk ile karşılaştım. Yanıma gelip " Yemek vakti ufaklık" dediğinde elinde tuttuğu keseden bir çorba kaşığı alarak bana içirdi. Ona dönüp Teşekkür ettiğimde hiç bir şey dememişti. Çorbamı bitirdiğimde Doruk gözlerimin içine uzunca baktıktan sonra konuşmaya başladı.
"Evet çorbanı içtin, ateşin düştü, ilaç içirdik şimdi sıra uykuda miniğim" dedi ve yanımdaki yere uzandı. Sırtımı onun bedenine döndüğümde karnımdan tutup kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Ardındanda fısıltı şeklinde şu cümleleri demişti.
'İyi geceler miniğim çok korkuttun be annemden sonra ilk defa birisini kaybetmekten korktum bu kadar' dedi ve saçıma ufak öpücükler kondurup kokumu içine çekti. Sonrası zaten karanlık...:-D
Arkadaşlar bölüm biraz kısa oldu çok üzgünüm... Vote ve yorum please!!!!
