Gerçekler

50 18 1
                                    

Gözlerimi açtığımda birinin öküz hatta hayvan gibi dürtmesiyle yada tepinmesiyle karşı karşıya geldim tabikide öküz areldi allahım belki rüyadır hayal dünyamın bana ufak bir oyunudur şakasıdır diyede ne kadar sevinmiştim ama maalesef gerçekti hatta hiç olmadığı kadar tüm gerçekliğiyle karşımda duruyordu " insan olur musun biraz belki alışkın değilsin ama ben bir insanım buda bir insana ait bir vücut" diye tepki göstererek doğruldum " malesef ayı gibi yatan bir şımarığı anca böyle kaldırabilirim belki sende alışkın değilsin ama erken kalkmadığın sürece alışmak ZORUNDASIN " dedi yüzümü somurttum ona karşı cevap olarak çünkü başka verecek cevabım yoktu aslında vardı ama ölmek için daha çok gençtim " hadi toparlan uçak inecek birazdan" dedi sanki biz bilmiyoruz tam hazırlanırken bir anda uçak sendeledi gibi oldu hemen arele tutundum biran kendime gelip tekrar çektim ellerimi kokusu burnuma dolmuştu biliyorum bu kokuyu ama nerden hatırlamam lazımdı ben bunları düşünürken arel çoktan toparlanıp ayaklanmıştı bile bende peşinden gidiyodum birşeyler yapmalıydım aklıma yolculardan yardım istemek gelmişti ağzımı açıp daha help diyemeden sırtımda soğuk bir demir hissettim " aklından bile geçirme şımarık yoksa acımam bilmiş ol" dedi sessizce kafa sallamakla yetindim ,havaalanının çıkışına geldiğimizde bir araba önümüzde durdu sürücü tarafından Kısa boylu zayıf bir adam indi kartı arele vererek hızla uzaklaştı arel beni arabaya doğru itti ters bir bakış atıp arabaya bindim sabahki tehditten sonra kapımı açmasını istemek cami duvarına sıçmak gibi birşeydi oda arabaya binmisti zaten hızla arabayı sürmeye başladı "Eve gittiğimizde hemen zıbar yat şımarık yarın yeterince yorulacaksın " dedi cevap bile vermedim " anladın mi " dedi yine cevap vermedim " sana soru soruyorum" diye bağırdı dişlerimi sıkarak " tamam" dedim " iyi" diyerek önüne döndü tam bir öküzdü arası niye kaçırdı merak ediyordum yüzüne bakmaya başladım belkide ne var derdi ve bende sorabilirdim arabayı kullandığı için yan profiline bakıyordum hafif sakalları vardı kusursuz ağzı ve burnu vardı fakat çenesinin orada ufak bir iz vardı dikkatli bakmayan biri bunu anlayamazdı ne olmuştu acaba biriyle kavga mı etmişti yoksa kaza mı geçirmişti aman neyse ne banane canım az bile olmuştur ona yüzü hep ifadesizdi en büyük ifadesi dalga geçer gibi ufak bir tebessümle bakış atmasıydı kendini beğenmiş herifin tekiydi en sonunda dayanamadı ve "ne var" dedi "arasla olan kavganız ne hakkında para olsa çoktan halledilirdi başka bir konu yüzünden olduğu belli" dedim cevap bekler gibi yüzüne baktım "herşeyi paraya yormak zorunda mısın sen benim arasla bir derdim yok anlasana artık benim derdim onunla olsa seninle niye uğraşayım ki biraz düşünmeyi öğrenmelisin şımarık" dedi şok olmuştum adeta dediklerini idrak etmeye çalıştım hemen " nasıl yani " diye sordum kaşlarım benden bağımsız havaya kalkmıştı "eve gidince konusucaz zaten şimdi sus ve ciddiyim gerçekten sus" dedi mecburluktan sustum ama aklımda bin tane soru vardı hala anlayamamistim ne dediğini madem arasla bir ilgisi yoktu neden telefonda öyle demişti ki yada madem arasla meselesi yoktu neden beni kaçırıyorduki acaba yalan mı söylüyodu bu adamı ilk defa görüyodum sonuçta tamam kokusu tanıdık gelebilir kesin kokusunu önceden tatmıştım sadece hatırlayamıyorum ama eminim görmemiştim zaten böyle birini görüpte unutmak mümkün değildi derdi benleyse eğer arasın ne işi varki bu adamla asıl en önemli soru benle ne işi olduğu tamam ters biri olabilirdim ama en son yapacağım şey birine zarar vermekti zaten arel gibi birine zarar vermem hepten imkansızdı ben bu düşünceler içinde gidip gelirken ahşap iki katlı çok gösterişli olmasada havalı bir evdi dışı görünmeyecek kadar yesilliklerle kaplıydı buda uzun bir süredir kimsenin buraya gelmediğinin belirtisiydi londra sürekli gelmeme rağmen evin olduğu kısımlar tamamen bana yabancıydı şehirmerkezinden en az iki üç saat kadar uzaktaydı arelin arabadan indiğini görünce bende onunla birlikte indim evin kapısına doğru ilerlerken tam bakmasada arelin bir gözü bendeydi aslında biliyodu böyle bir yerde kaçamayacağımı ama tedbiri elden bırakmıyordu pantolonunun arka cebinden evin olduğunu düşündüğüm anahtarı çıkardı kapı açılınca doğru tahminde bulunduğumu fark ettim evin içi sade ama şık döşenmişti genellikle evin içinde siyah ağırlık gösteriyordu sonrada beyaz geliyodu hakimiyetin başına evin içide dışı gibi tamamen ahşaptı evin içinden yukarı doğru parlak ahşap bir merdiven çıkıyodu ne yapacağımı bilemediğim için siyah rahat görünen koltuğa oturdum gerçektende rahattı sessizce areli beklemeye başlamıştım bu sırada evi biraz daha tarıyodum tam karşımda büyük bir televizyon vardı sinema sistemiyle birlikte duvara yerleştirilmişti gerçek bir erkek evine benziyodu ama bir erkek evine göre fazla düzenliydi gerçi arelde çok düzenli birine benziyodu arel gelip çaprazımdaki koltuğa oturdu "dinliyorum" dedim "aslında benim derdim ne Arasla nede senle benim derdim senin piç kurusu amcanla ve siz benim santrancımda sadece bana yardımcı olacak piyonlardınız" dedi yine ciddi bakıyordu piç derken ve amcamı söylerken gözleri kararmıştı adeta bunu açık kahve gözlerinin siyahlaşmasıyla anlamıştım "nasıl yani madem bizimle işin yok benim burada ne işim var aras neden yardım istedi ayrıca amcam hakkında düzgün konuş" diye hızlı hızlı sorularımı yönelttim bir yandan da kızmıştım "dinle beni şımarık senin o piç amcan benim üvey babam beni hiç istemeyen annemi kandıran sonrada üstüne yüz üstü bırakan piç amcan ben bir ömür bunun intikamıyla bu yaşa kadar geldim zaten yeterince parasına el koyuyodum salak fark etmeden ama onun daha beter olmasını istiyorum en kötü durumlara duşsun ve anneme yasattiklarinin fazlasını yaşasın istiyorum bu konudada bana siz yardımcı olacaksınız olmak zorundasınız aslında senin yerine arasla burada olacaktık ama bir boka yaramayacağını fark ettim senden nefret ettiğini anladım sonra senin salak kardeşin benimle anlaşma yaptı senin üzerinden çünkü senin acı çekmeni istiyodu bende seni adım adım takip ettim ve işime yaraya bileceğini anladım aras sayesinde başıma işte açamayacaktın bu oyunda sana düşen bana yardımcı olmak tek derdim o amcan olacak herifin tüm mal varlığı itiraz etmeyi düşünme bile çünkü gereksiz yere kendini yormuş olursun" diyip arkasına yaslandı ben fark etmeden gözlerimden yaşlar akmıştı bile tek diyebildiğim "ama o benim amcam" oldu bana ters bakıp tam birşey söyleyecekken sustu "odan üst katta kapısı açık olan git yat yeterince yoruldun sabah işlerimiz var" diyip sustu hiçbirşey diyemedim yeterince dolmuştum çünkü yukarı çıkıp arelin tarif ettiği odaya girdim zaten merdivenlerin bitiminin az ilerisindeydi odam yanıma hiçbirşey almadığım için sadece üstümdeki ceketi çıkarıp yatağa uzandım hala aglıyordum gerçekten de benden bu kadar mı nefret ediyordu ne olursa olsun kardeştik biz nasıl bu kadar gözleri kör olabiliyordu ki ya amcam nasıl böyle birşey yapabilirdi ki helede yengem bu kadar ona güvenirken ne olursa olsun bu adam amcamdı asla yapamazdım bunu yapsamda babamın yüzüne nasıl bakabilirdim ki yarın kesinlikle itirazımı sunup çekip gidecektim bunu şimdi yapardım ama o gücü kendimde bulamıyordum yatıp dinlenmem lazımdı zaten bedenim bu kadar yorgunluğa gelemediği için gözlerim bağımsız kapanıyodu zorlamadım ve gözlerime yardımcı oldum.



Yorumlarınızı bekliyorum :)))

Kader KalemimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin