Sabah alt kattan gelen cam kırılması sesiyle uyandım. Alışıktım artık böyle şeylere. Yatakta oturur pozisyona geçip ayaklarımı sarkıttım ve terliklerimi ayağıma geçirdim. Birkaç dakika halı desenini izleyip kalkabileceğime kanaat getirdiğimde kalkıp banyoya yöneldim.
Dün gece olanlar aklıma gelince gözlerim dolmaya başladı. Biraz daha durursam ağlayacağımı anladığım için hemen yüzüme birkaç defa soğuk su çarptım ve kafamı kaldırıp aynaya baktım.
Imm... Şey... Maymun götüne benziyordu sanki biraz.
Elimi yüzümü kurulayıp alt kata indim.
Benzer manzara...
Kapıdan girince gözüme ilk çarpan masanın üzerindeki içki şişeleri oldu. Şişelerin yanındaki sigara paketlerini de unutmamak lazım tabi. Ben onlara çok normalmiş gibi bakarken düşüncelerimi bir hıçkırık sesi böldü. Sesin nerden geldiğini anlamak için kapının pervazından ayrılıp içeri birkaç adım atarak sol tarafa baktım.
İşte bu manzaradan sonra dolan gözlerimden birkaç damla firar etti.
Yere düşen içki şişesi parçalanmış ve etrafa saçılmıştı. Annem yere oturmuş, kafasını dizlerine koymuş ve kollarımı da etrafına sarmış bir biçimde hıçkırıklarıyla sarsılıyordu.
16 yıl 'günaydın' deyip öpebileceğim bir aile hayal etmiştim oysaki...
Annemin yanına çöktüm ve kollarını çözüp yüzünü ellerimin arasına aldım. Gözleri kıpkırmızıydı. Gözaltları morarmış ve şişmişti sanki uykusuz olduğunu haykırmak istercesine. Bu yönümle ona benzemişim. Bu biraz tebessüm etmeme sebep oldu. Küçüklüğümden beri anneme çok özenmişimdir. Bana her ne kadar babama çok benzediğimi söylese de babamı hiç görmediğim halde ederdim.
Her gece düşünüyorum. Acaba babam nasıl biri?
Hep düşündüğüm bu soruyu beynimin kör noktalarına savurup tekrar anneme odaklandım. Alnına bir öpücük kondurdum.
Bunu genelde anneler çocuklarına yaparlardı değil mi?
''Anne iyi misin?''
Başını sallamakla yetindi. Artık bu yalana inanmadığımı ne zaman anlayacaktı allasen? Daha fazla kurcalamayıp kalkmasına yardım ettim. Biraz dinlenmeliydi artık. Sürahiden bir bardak su doldurup uzattım. Titreyen elleriyle tuttu. Küçük bir yudum almaya çalışırken birazını üzerine döktü. Bardağın altından tutup içnesine yardım ettim. Bitirince bardağı kenara koydum ve cam kırıklarından dolayı ayağımdaki terlikleri çıkarıp anneme giydirdim. Birkaç cam ayağıma batsa da yüzümü buruşturmakla yetinip annemi odasına götürdüm. Yatağına yatırıp mutfağa döndüm ve bir gecede öğrenci evine dönen mutfağı temizlemeye koyuldum. 45 dakika sonra mutfaktan nihayet çıkabilmiştim. Kendime kahve yapıp balkona çıktım ve sabah rüzgarının bedenimi uyuşturmasına izin verdim.
Ahh. İşte bunu seviyorum...
Dün gece olanlar istemeden de olsa fırsattan istifade infilak ettiler beynime.
Annemle hastaneden geliyorduk. Doktor tedavinin iyiye gittiğini söylüyordu.
İnsanın alkol bağımlısı bir annesinin olması ne acı değil mi? Neyse ki tedavi olmayı kendisi de istiyordu. Yoksa onu zorlayamazdım.
Hastaneden çıkıp arabamıza binmiştik. Biraz ilerledikten sonra kırmızı ışıkta durduk. Bir yandan da radyoda çalan şarkıya annemle eşlik ediyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herşey Senle
Teen FictionBeren... Daha bebekken babası tarafından terkedilmiştir. Alkol bağımlısı bir anneyle sefil hayatın pençelerinden yıkılmışlığını hiçe sayıp kurtulabilecek mi? Peki yeni başladığı okulda aşık olduğu çocuğun; babasının sırf kardeşi tecavüz etti diye te...