3. BÖLÜM

204 55 73
                                    

''Çünkü her hareketinde bir parça ben buluyorum."

♤°♤°♤°♤°♤°♤°♤°♤°♤°♤°♤°♤

Son sözümü yere bakarak fısıltıyla söyledim. Çenemi nazik bir hareketle kavradı ve yüzüne bakmamı sağladı. Gözleri dolmuştu. Beni aniden kendine çekip sımsıkı sarıldı. Ben de sanki bunu bekliyormuşum gibi anında karşılık verdim.

Onun hayatı da en az benimki kadar boktandı. Babası kendisi 6-7 aylıkken bir kadına tecavüz etmişti. Ve bildiğim kadarıyla bu kadın kardeşinin, yani Barkın'ın amcasının karısıymış.

Şerefsiz!

Annesi bunu ögrenince evi terketmiş ve babasını mahkemeye vermiş. Bu yüzden de babası onu öldürmüş. Adam tecavüz ettiği kadının kocasına -yani kardeşine- tecavüz etmediğini, aksine uzun zamandır birlikte olduklarını ve kadının aslında kendisini sevdiğini söylemiş ve bir şekilde inandırmış. Kadının kendisinden şirketteki hisseleri istediğini, vermeyince de tecavüz ettiği yalanını ortaya attığını söylemiş. En kötüsü ise kadının hamile kalması ve kürtaj olmaması konusunda tehtid edilmesi. Hem tecavüze uğrayıp hamile kalıyorsun, hem de çocuğu aldırmaman konusunda tehtid ediliyorsun. Peki adamın yaptığına ne demeli? Tecavüz edip kadını hamile bırakıyorsun ve doğurması konusunda baskı yapıyorsun, hem de çocuğa sahip çıkmıyorsun.

Dedim ya... Şerefsiz...

Elimi omzuna koyup hafifçe ittirdim yüzünü görebilmek için. Ama izin vermeyip daha da sardı beni. Sanırım onu ağlarken görmemi istemiyordu.

O da anlamanın zayıflık olduğunu savunanlardandı. Aksine ağlamak insan olduğunu hissettirir.

Duyguların varlığını...

Ne kadar savunsa da hep benim yanımda tüm tabularını yıkardı. Arkadaşları arasında bir tek ben biliyordum yaşadıklarını. Yüzünü boynuma gömdü ve derin nefesler alıp vermeye başladı. Sakinleşmeye çalışıyordu sanırım. Bu sefer konuşmak için derin bir nefes aldı.

"Iyi ki baban yok Beren. Iyi ki baban yok... "

Bu sözü rahatsız etmişti beni. Kasıldığımı hissetmiş olacak ki sırtımı sıvazladı hafifçe.

"Ben babamın hiç olmamasını dilerdim. " güldü... Ama bu duygu barındıran bir gülme değildi. Alay gibiydi sanki.

"Bugün ne öğrendim biliyor musun? Babamın tecavüz ettiği kadından olan çocuğu var ya hani." Başımla onayladım ve devam etmesini bekledim.

"Onu yıllardır takip ediyormuş ve 18 yaşına girmesini bekliyormuş. Neden böyle birşey yapıyor bilmiyorum. Ama o kız için hiç iyi olmayacak. Niyeti iyi değil. Anladığım kadarıyla dedemin tecavüz olayından sonra onu evlatlıktan reddetmesinin ve tüm mirasının amcama kalmasının intikamını o kızı kullanarak alacak. Planlarını tam olarak bilmiyorum ama söylenenlere göre kızı şirketin başına geçirecek ve amcamın şirketine dava açacak. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum ama tek bir yola çıkıyor. Amcamın kıza olan nefretini kullanacak. Planları tutarsa amcam mantığıyla değil, duygularıyla hareket edecek. Bir çeşit iflasa sürüklenecekler. Babam da anlaşma öne sürecek.'Eğer şirketin yarısını bana devredersen seni iflastan kurtarırım' diye. Şerefsiz! İntikamından başka bir şeyi düşünmüyor. Ne beni..."

Duraksayıp yutkundu. Sanki söylemeye zorlanıyormuş gibi.

"Ne de kızını."

Bu yaşadıkları çok ağırdı. Fazla ağır... Ben asla katlanamazdım. Onun da fazla katlandığı söylenemezdi zaten. Sadece 18 yasina girmeyi bekliyordu. Koltuğa yaslandı ve beni de omzumdan tutarak kendine çekti. Ben de kollarımı beline doladım. Her konuşmamızda böyle yapardık. Parfümünün kokusunu çok seviyordum. Yumuşacıktı ve vanilyalıydı. Vanilya kokusunu her zaman çok sevmişimdir.

Göz kapaklarımın baskısı atıyordu. Kollarımı Barkın'a iyice sardım ve uykunun beni kucaklamasına izin verdim.

Sonra bir el belimi, bir el de bacaklarımı kavradı ve havalandım. Başta irkilsem de tanıdık vanilya kokusuyla Barkın olduğunu anlayıp başımı göğsüne yasladım. Galiba yukarı odalardan birine çıkıyorduk.

Tanıdık olduğumuz için tolerans gösteriyorlardı. Çok sabahlamıştık burda. O yüzden tedirgin değildim belkide.

Beni kendine daha çok çekip kapıyı açtı içeriye girip ayağıyla kapattı.

Bu odaya aşinaydım. Sabahladığımızda sarhoş olanlar burada uyurlardı.

Dolaplardan birini açıp erkek t-shirt lerinden birini çıkardı ve yanıma geldi. T-shirt ü verip konuştu.

"Ben aşağıdayım. Üzerini değiş ve uyu. Çocuklara haber verdim. Onlar da gelecek."

Güç bela uykumla savaşıp t-shirt ü giydim ve kafamı yastığa gömüp tekrar uyudum.

******

Koridordan gelen öğürme sesleriyle uyundım. Lanet olsun! Tek kelimeyle iğrenç. Odadan çıktım ve o manzarayı görmemek için kafamı eğip aşağıya indim.

Bizimkilerin yanına gitmem için insanlara sürtünerek geçmem lazımdı. Derin bir nefes alıp topluluğa karıştım ve arkamdan söylenen sözleri umursamadan hızlı adımlarla ilerledim.

Sonunda...

Hepsi buradaydı. Beni görmeleri için birkaç adım daha attım ve gülümseyip "Hoşgeldiniz" dedim.

Tabi beklediğim pörtlek gözler ve neredeyse yerle bütünleşecek ağızlar değildi.

Hepsi beni baştan aşağı süzdü ve gözleri sonunda yüzümde takılı kaldı. Eğilip ben de üzerime baktım.

UPS...

Üzerimdeki t-shirt Barkın'ındı. Üst kattan inmiştim ve muhtemelen uyuduğum için makyajım akıp saçım dağılmıştı.

Sonunda kendine gelip konuşabilen Damla oldu.

"Siktir... Siz... Yattınız mı?"

~♧~♧~♧~♧~♧~♧~♧~♧~♧~♧~♧

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

SINIR:25 VOTE + 15 YORUM

YORUMLARINIZ BENIM ICIN COK ONEMLI dediğim halde yapan pek fazla olmadı açıkçası.

Yine de yorumlarınızı bekliyorum.

MULTI:DAMLA

"VOTE VE YORUM YAPMAYANIN YEDİĞİ SON ÇEKİRDEK ACI ÇIKSIN SKSJKSKS"

Herşey SenleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin