Balık!

874 55 24
                                    

Bütün gece onu bekledi Lucy. Göz yaşları istemsizce yanaklarına akmaya başladığında yavaşça parmaklarını gezdirdi yanağındaki ıslaklıkta. Neden ağlıyordu?

Başını yavaşça yukarı kaldırarak göz yaşlarının şakaklarına doğru yol almasına izin verdi. Kalbi çok acıyordu, acı karşı konulamazdı. İçten içe kemiriyordu onu.

İşte şimdi bir perinin düşüşüne şahit oluyorduk gözlerimizle. Kanatları koparılmış küçük peri direniyordu ölüme. Kimin kazanacağının belli olmasına rağmen umut vardı işin içinde.

Aklı her zamankinden daha çok karışıkken düşüncelerinden kurtulmak için başını iki yana salladı. Düşünmek onu yoruyordu, tüketiyordu.

Gözlerini kapıya çevirdi, şuan Natsu'nun nerede olduğunu düşünmeye çalışıyordu. Aklı biraz karışıktı. Sağ elini Happy'nin yumuşak tüylerinde gezdirirken sol eliyle göz yaşlarını sildi.

Gece yarısıydı, hava rüzgârlı ve ılıktı. Lucy, ne kadarda güzel bir mevsimde olduklarını düşündü. Çiçekler yavaşça açmaya başlamıştı. Yaz geliyordu, belliydi.

Lucy, koltuğa doğru ilerledikten sonra kendini koltuğa bıraktı. Yavaşça gözleri kapanmaya başladığında kollarını bedenine doladı. Yalnız olma hissi onu ürpertiyordu. Ne kadar küçükken hep tek başına da olsa yalnızlıktan korkardı.

Aklına gelen fikirle çantasını çıkardı ve kıyafetlerinin en altına koyduğu eski resmi aldı. Tekrar yerine geçtiğinde fotoğrafı eline alarak baş parmağını annesinin üzerinde gezdirdi. Yedi yaşlarındayken annesiyle çekilen bu fotoğraf belki de onun tek hatırasıydı.

Annesini unutmaya başlamıştı, yüzünü silik silik hatırlıyordu çoğu zaman. O zamanlarda hep bu fotoğrafa bakardı. Bazı zamanlar istemsizce elindeki fotoğrafla konuşuyordu. İçini döküyordu fotoğrafa.

Bizler için anlamsız olan bu fotoğraf onun çocukluğuydu, acılarıydı, hayalleriydi, anılarıydı ayrıca umutlarıydı.

Derin bir nefes aldı önce, boğazına düğümlenen yumru işini hiçte kolaylaştırmıyordu. Konuşmak için ağzını açtığında kapının açılmasıyla gözlerini hızla yumdu. Natsu'yla bu durumdayken konuşmak istemiyordu.

Elinden düşen fotoğrafı yerden almak istiyordu ama şimdi bunu yapamazdı. O sırada işittiği seslerle âdeta dondu. Bu Lisanna'nın sesi değil miydi? Gözlerini kısık bir şekilde açtığında gördükleriyle öfkeden köpürmek üzereydi.

Lisanna bir elini Natsu'nun boynuna doladı. Yüzüne bir gülümseme yerleştirdikten sonra bakışlarını etrafta gezdirdi Happy'i gördüğünde garip bir ses çıkardı.

"Evinizde kedi olduğunu bilseydim gelmezdim." sinirle bir nefes aldı Lucy, daha sonra mırıldandı 'Biraz eğlenmemin sakıncası olmaz umarım.'

Onu görmediklerinden emin olduğu zaman kendini koltuktan yere attı ve ses çıkarmaya özen göstererek emeklemeye başladı. (Y/N: Nasıl anlatacağımı bilemedim •-•")

Buzdolabının yanına gelene kadar nefes nefese kaldığı için biraz soluklandı. Daha sonra kapağını yavaşça açarak balık konservesini aldı ve kapağı geri kapattı. Şeytanice sırıtırken sanki yeni uyanıyormuş gibi esnemeye başladı.

Natsu'ların yanına yavaş adımlarla gitmeye başladığında sahte bir sevinçle zıpladı.

"Lisanna! Sende mi buradasın?" Lisanna baygın bakışlarını ona gönderdiğinde Lucy şeytani bir şekilde Natsu'ya sırıttı. Natsu şüpheyle ona baktığında elindeki konserveyi gizlice salladı. Natsu'nun gözleri hızla büyürken korkuyla öksürdü.

Elindeki konservenin kapağını özenle açarken Lisanna'ya bir bakış attı. Natsu'yla flörtleşmekten Lucy'e aldırmıyordu. Happy bir köşeden iştahla balığa bakarken sırıttı.

Yavaşça Lisanna'ya doğru yaklaştığında konserveyi hızla sırtına döktü. Lisanna bir çığlık atarken Natsu'ya bağırıyordu.

"Arkamdaki ne?" Lucy zevkle cevapladı.

"Balık." Lisanna endişeyle Happy'e baktı.

"Bu kedi neden bana öyle bakıyor?" Koşarak evden dışarı çıktığında Happy üzgünce yerine oturdu. Yüzündeki sırıtmaya engel olamıyordu Lucy. Happy'nin kafasını yavaşça sevmeye başladı, kedi hızla mayışırken uykusuna engel olamadı.

Lucy yerinde doğrulduğunda Natsu'yu dibinde bulmayı tabi ki beklemiyordu. Kalbi hızlanmaya başladı.

"Bana yaklaşma!" hızla bir geri adım attı Lucy, Natsu ona doğru bir adım attığında kalbi ağzından çıkacakmış gibi hissediyordu.

"Derdin ne senin ufaklık?" Lucy'nin endişeli gözlerine bakarak sordu Natsu. Henüz ona dokunmayacaktı, daha çok saftı.

"Natsu-nii!" Bastırarak söyledi, Natsu'nun ona yaklaşmasını istemiyordu. Çünkü içinde bir yerler hâla kırılıyordu, kırılan parçalar göğüs kafesine batıyor, ona nefes alamayacakmış gibi hissettiriyordu.

Korkuyordu, çünkü ilk zamanlar da onu abisi gibi görüyordu. Şuan hissettikleri ise bambaşkaydı. Nasıl böyle olduğunu çözememişti fakat onu korkutan şey buydu. Hisleri.

Natsu onu sevmiyordu, buna emindi. Çünkü hiç yoktan umutlanıp tükenmek istemiyordu.

"Ne var!" Natsu ona kızgındı, ilk defa kendisine kızdığını görüyordu, bu biraz da olsa üzülmesine sebep oldu.

Natsu ona babasını hatırlattı, nedensiz yere. Derinlerde saklanmış bir anıydı belkide. Ama bu düşünce onu rahatsız etmeye yetmişti.

"Sadece benden uzak durmanı istiyorum, onu da yapamıyorsan başka bir yere giderim!" Natsu onun bileğini sertçe sıktı, canı acıyordu ama sessiz kalmakla yetindi.

"Gitmeni istemiyorum." Lucy şaşkın bakışlarla ona bakarken yanakları kızardı aynı zamanda Natsu da kızarmıştı. Natsu bu sözün kendisinden çıktığına emin olamadı.

Ama zamanının geldiğini anladığında sıcak nefesini yavaşça Lucy'nin yüzüne doğru üfledi. Bu bir süre ikisinin de gözlerini kapatmasına neden oldu. Nefesleri birbirlerinin nefesine karışacak kadar yakınlardı artık. Lucy bir cesaretle gözlerini açtı ve karşısındaki zümrüt yeşili gözlerle karşılaştı. ( Y/N: Öpüşecekseniz öpüşün oyun mu oynuyorsunuz ^^; )

O an ne yaptığını anlayamadan Lucy Natsu'yu itti. Panik olmuştu çünkü bu ilk öpücüğüydü. Tecrübesiz olduğundan korkuyordu ayrıca.

"Şey..." Natsu içinden bir küfür mırıldandı ve Lucy'nin diyeceklerini beklemeye başladı.

"Happy acıkmış bende ona balık vermeyi unutmuşum baksana Mart ayındaki kediler gibi bakıyor hem sen aç değil misin şuralarda bir yerde et olacaktı istersen verebilirim bu arada geç oldu artık küçük çocuklar için uyuma vakti çocuğumuz olduğundan değil ama evlenme teklif etmedin bu yüzden ben ediyorum pardon ben Happy'e balık hazırlayacaktım neyse aç mı-" Lucy nefes dahi almadan konuşuyordu. Natsu onu bir anda öperek susturdu demek isterdim ama sadece uykusu olduğunu söyleyip gitmişti.

Lucy şaşkınlıkla orada dikilirken olanlara bir anlam verememişti. Daha sonra ona evlenme teklifi ettiğini fark ettiğinde kalp krizi geçirmek üzereydi.

Bölüm çok saçma oldu gomen. Bu arada bölüm kaybolduğundan dolayı yayımlayarak kurtarmayı denedim. O yüzden okuduğunuz kısımlar için gomennasai. Multi Fairy Tail ending 1 Kanpeki Guu No Ne. Unutmadan sizi seviyorum ❤

Hime • NaLuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin