-4-

85 9 0
                                    

      Arkadaşlar yeni bölüm yazıyorum ama okunma ve votelerin artması benim için çok önemli💕Bir de benim en iyi arkadaşım, kanağım zetutek 'Siyah ve Beyaz' adında bir kitap yazıyor.Okumanızı kesinlikle öneririm.İçinde ben de varım (kitap ben olduğum için güzel falan .d) Kesintisiz gülebileceğiniz,ağlıyabileceğiniz bütün duyguları yaşayabileceğiniz bir kitap ve büyümeye çalışan bir yazarınız var.Lütfen yardımcı olalım 💕🙈〰Bu arada bölüm müziği:Pink-Just Give Me A Reason

Tuanayla bir süre dertleştikten sonra dinledikleriyle sinir krizi geçirdi. İçtiği sakinleştirici haplar ve jetlocktan dolayı hemen uyumaya başladı.Ben de 'CSI:Cyber'ın sezon finalini izlemeye başladım.
Yaklaşık 2,5 saat sonra:
Bir süre sonra sezon finali yapıldı.İlk kez bu diziyi izlerken zevk almamıştım.Çünkü bugün yaşadıklarım bu diziden bile daha heyecanlıydı.Karnımı açıp yaramı inceledim.Çok derindi.Ama artık çok acımıyordu.Ve gözüm birden elime kaydı.Ah,olamaz!Unuttum,aramadım.Hemen telefonuma atladım ve numarayı aramaya başladım.Barış sanki aramama dünden razıymış gibi açtı.Çok heyecanlı ve nefes nefese konuşuyordu:
-Su,hemen zaman kaybetmeden bir arabaya atla ve meydana gel.Ama çok dikkat et takip edilmediğinden emin ol.Şimdi kapatmam lazım,şanslıysan beni son gören sen olursun,dedi.
Ne,nasıl son gören mi!?Kafamdaki şüphe ve endişeleri bir kenara bırakıp hemen Tuana'nın fıstık yeşili Mini Cooper'ının anahtarını aramaya başladım.Anahtarı bulduktan sonra pijama altı ve üstüme çektiğim geniş bir siyah hırkayla arabaya atladım.Arabayla gidebildiğim kadar hızlı gidiyordum.Meydana vardığımda kıvırcığın endişeli yüz ifadesini gördüm Arabanın farları geceyi aydınlatırken Barış koşarak arabaya bindi.Ve birden bir silah sesi...Sesin sonucunda Barış'ın kafasından akan kanlarla üstüme yığıldı.Ne olduğunu tahmin ediyordum ama etmemek benim için kesinlikle daha iyidi.Hıçkırarak ağlarken arabayı daha da hızlı sürmeye çalışıyordum.Hastaneye giderken aynı zamanda ambulans çağrıyordum. Bir şeyler yapıyordum ama ne yaptığımı inanın ki bilmiyordum.Kafamı bir ara ayırıp Barış'a döndüğümde ise beyaz kuzulu pijama altımın artık kan kırmızısı olduğunu gördüm.Ağlamam daha da artınca hastaneye varmak için daha da hızlandım.Ama ne yaparsam yapıyım hastane yolunu bulamıyordum.Yaklaşık 10 dk boyunca cebelleştiğim hastaneye gitme uğraşına bir son verdim ve birden arabayı durdurdum.Hıçkırarak ağlarken kafamı direksiyona vuruyordum.Her seferinde daha sert...Barış ölmüştü.Hem de son gören bendim.Kucağımda son nefesini vermişti.Telefonum çekmiyordu.Kaybolmuştum.Üstelik kucağımda o güzel gözlerini yuman sevgilimle.Şu andan itibaren olduğum hayattan tam anlamıyla nefret ediyordum.Hıçkırarak ağlamaya devam ederken birden Tuana'nın sesini duydum arabaya doğru koşuyordu.Su,uyan!Uyan!UYAN!

PiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin