Kadim Günah'ın Başlangıcı 2: Efsaneviler

57 2 0
                                    

"...çünkü Linda artık yoktu!"
  
*********
(Not multimedyadaki eser "Kenan Yemenicioğlu tarafından hazırlanmıştır)
**********

  Hioo doyurucu geyik etini yedikten sonra kılıcını ve Ancasfrable'ı alıp ilerledi çok hızlı gitmiyordu ancak koşuyordu. Çok şaşırmıştı çünkü hiç kemikçil görmemişti acaba neredelerdi. Bu sihirli ormandan hemen çıkmak istiyordu. Bu sebepten ötürü hızlı gitmeye başladı. Ayakları yere o kadar hızlı basıyorduki geçtiği yerlerin arkasında toz duman bitmek bilmedi. Hioo yeterince ilerledikten sonra durup dinlenmeye başlamıştı çünkü güçleri onu çok yoruyordu. Keşke güçlerimi sınırsızca kullanabilseydim diye iç geçirdi Hioo. İyice dinlendikten sonra elini alnına dayayarak etrafına bakındı çıkışı bulmak istiyordu. Bu arada Hioo'nun aklına bu olaylara nasıl hiçte şaşırmadığı geldi. Bunca fantastik olay ona çok fazla geliyordu. Hah! Ancasfrable, kılıç, gördüğü tuhaf rüya, o muhteşem güzellikte olan efsanevi kadın, yüzündeki asla çıkmayan dövme benzeri şekil! Bunca şeyden sonra nasıl bu kadar sakin kalabiliyordu?
Hioo:
Bunca şey çok hızlı gelişti! Be... ben çok şey öğrendim ama bunlara hazır değilim! Ne? Neler oluyor? Neden kendimle konuşuyorum? Aah her neyse şu lanet ormandan bir an önce çıkmalıyım! dedi. Ve bakınmaya devam etti.

********

Bakınmaya devam ederken gözüne bir şey çarptı, ileride bir duman tütüyordu. Hemen hızıyla o tarafa koştu ve 3 dakikada oraya ulaştı. Baktığı zaman çok sevindi bir kabilenin ateşiydi bu. Hemen onlara doğru ilerledi. Kabile hemen ormanın yanına kurulmuştu. Hioo kemikçillerle nasıl başa çıktıklarını merak etmişti. Kabilenin insanları buğday tenli yine gözleri çekikti uzundular ve suratlarında boya ile yapılmış şekiller vardı. Hioonun yaklaştığını görünce kadınlar hemen çadırların içine girdiler. Erkeklerse mızraklarını ona doğru tuttular. Hioo bunu görünce korktu ve geriledi. Korkudan gözleri faltaşı gibi açılan hioo konuşmaya başladı:
Be... Ben... Ben iyiyim. Yani ben iyi biriyim.
İçlerinden biri:
Kesin bu Posıl'lıdır!
Başka biri:
Öldürelim kesin yine bir şey çalacak yada birimizi öldürecektir! dedi.
Konuşmaları gırtlaktandı. Hioo hemen korkmuş bir sesle bağırarak:
Ben iyi biriyim. Söylediğiniz hakkında hiçbir bilgim yok! Ben Xoris'liyim.
Sonra birden sesi yavaşladı, üzgünce ve daha sessizce:
Yani be... ben Xoris'liydim. Kabilem kemikçiller tarafından yok edildi. Kalan tek kişi benim.
Sonra en öndeki -ve en yapılı olan- yüzünde kırmızı artı şekli olan adam bir adım öne çıktı hiooyu süzdükten sonra:
Evet; sanırım sen Posıl'lı değilsin. Senin ten rengin onlarınkine göre daha kapalı ve onlar suratlarına boya sürmezler.Ancak senin burada ne işim var?
Hioo hemen açıkladı:
Bakın ben buraya kendi isteğimle gelmedim. Zorunda kaldım kabilem kemikçillerin saldırısına uğradı ve bende kaçtım.
Yine o öndeki:
Aç olmalısın.
Hioo kafasını önüne eğdi ve:
Evet biraz
Başka biri:
O zaman bize katıl, akşam olmak üzere yanlız başına birşey yapamazsın. Hem bize hikayeni anlatırsın. Ha?
Hioo hemen kafasını kaldırdı ve hafifçe gülümseyerek:
Çok teşekkürler bunu çok isterim.
Dediler ve ateşin başına doğru ilerlediler.

********

Ateşin başına gelincede kadınlarıda çağırdılar. Ve hiooya yemek ikram ettiler. Hioo önüne konan pişmiş geyik etini ve suyu içti. Ve:
Peki ya siz kimsiniz. dedi. Ön taraftaki adama.
Adamda:
Ben kabilenin alfasıyım. Ya sen? kurtulan tek kişi olduğuna göre, kabilende iyi bir yere sahip olmalısın.
Başka bir adam:
Alfa çocuğu falan mısın?
Dedi.
Hioo hemen atıldı:
İşte benimde size anlatmak istediğim şey buydu; ben kabilemde hiç önemli bir yere sahip değildim. Ancak nasıl olduğunu bilmesemde, istesemde istemesemde ben seçilmiş kişiyim.
Alfa yüzünü buruşturdu:
Nasıl yani? Seçilmişte ne demek.
Hioo:
Benim hikayem fantastik hikayelerle doludur. İster inanın ister inanmayın, benim özel güçlerim var!
Dedi imalı bir şekilde.
Kabile üyelerinden biri alay edermişcesine:
Hah! Ne? Sen aklını kaçırmışsın! Benim adım Zekro ise bu çocuk kafayı yemiştir!
Dedi!
Hioo'nun yüzü asıldı ve kafasını önüne eğdi. Hayatında ilk defa küçük düşmüştü.
Alfanın  yanında duran güzel görünümlü ve yüzünde alfanınkinden bir şekil olan kadın:
Hey! Laflarına dikkat et! Yoksa olacaklardan ben sorumlu olmam!
Dedi. Ciddi ve kızgın bir sesle.
Yine o adam:
Ama Alfariçe'm o bir şapşal!
Alfa:
Kes sesini Zekro! Pekala bana şu gücünü gösterir misin?
Hioo derin bir nefes aldıktan sonra:
Peki...
Dedi. Ve konuşmaya başladı şimdiye kadar sadece iki adet özel gücüm var. Şimdi bana iyi bakın hemen gidip geleceğim.
Dedi. Ve çok hızlı bir şekilde ormana girdi ve geri geldi. Geri geldiğinde elinde beş parça tahta vardı. Bu işlemi yapması sadece 5 saniye sürdü.
Kabile üyeleri şaşkınlıkla hiooya baktılar. O kadar heyecanlanmıştılarki aralarından bazıları Hioo! Diye bağırıyorlardı. Hioo yanlarına geldiklerinde:
Evet bu birinci özel gücümdü. İkincisi ise: bu.
Dedi ve kıvılcım gücünü kullandı:
Hemen işaret parmağını salladı, tahtalara doğru götürdü,
Ve tekerlemeyi söyledi: Ekïįs gefč śšelø nefįr,
Sifâ ffeš gefč kīįo meâ. Ve parmağını tahtaya dokundurdu. Dokundurduktan sonra iki tane küçük kızıl kıvılcım olarak başladı ardından üçüncü, dördüncü,beşinci ve altıncı kızıl kıvılcım noktasıda çıktı tahtaların üzerinde sekiyorlardı hioo hemen elini çekti kıvılcım parçalarından ikisi önce birbirlerine çarptı ve daha büyük bir kıvılcım oluşturdu, büyük kıvılcım diğer küçük kıvılcımın oluşturduğu büyük kıvılcımla birleşti ve daha da büyüdü, bu kıvılcımda aynı şekilde yine daha büyük bir hale geldi. Ardından biraz öncekiler gibi sekti. Ve Şişti, parladı patladı. Patladığı zaman milyonlarca küçük kıvılcım havalandı ve yağmur damlaları gibi tahtanın üstüne düşerek tahtayı yaktılar. Tahta yanar yanmaz kabileliler buna büyülenmişcesine baktılar.

Gizemli Çocuk EfsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin