Bu bölümde o bebeğin gerçekten Lisa olup olmadığı konusunda bütün sırlar açığa çıkacak.
Bayan Britney'in bu konu hakkındaki düşünceleri benimde aklımı karıştırmıştı.
Ve bayan Britney'in ona gerçekten inanıp inanmadığını merak ettim. Sormaya kara verdim.
Anna:"Peki bayan Britney siz ona gerçekten inandınız mı? Yani sizde mi öyle olduğunu düşünüyorsunuz?"
Bu soruyu kendime sormuş gibiydim.Britney işte bu sorunun cevabını vermesinde zorlanmaya hak kazanmıştı.Çünkü ben bile kesin ve net bir cevap bulamamıştım. Bu sefer ona hak vermiştim.Ve bayan Britney bana soruyla yanıt verdi.
Britney:"Peki siz siz öyle mi olduğunu düşünüyorsunuz?"
Acaba bende mi öyle düşünüyordum.Çok arada kalmıştım bir an cevap veremiyeceğimi sandım sanki boğazım düğümlenmiş sanki sıkışmış gibiydi.Kendimi bu soruya cevap vermek için çok zorladım. Ama cevap veremedim.Sorularımı yanıtladıkları için teşekkür edip evden çıktım.Ve hala bu bebek hakkında düşünüyordum.Violet'in verdiği cevap çok düşündürücüydü. Kendini yaptığı şeyde hatalı bulup korumak için mi yalan söyledi yoksa gerçekten o bebek Lisa mıydı gerçekten o mu yaptı? Bu aslında o kadar şaşılacak bir şey değildi ama ilk vakam olduğu için böyle şeylere alışık değildim. Ama alışmak zorundaydım. Düşününce bay Henry bize eski vakalarını anlatırdı ve onun hikayelerinde bundan da tuhaf olaylar vardı bana farklı gelmemesi lazım böyle şeyleri bu vakadan sonrada çok gördüm. Daha sonra alıştım ve bu bebeğin Lisa olabileceği mantıklı geldi.Ama bu bebektende önemli farklı sırlar vardı.Fotoğraftaki yazı. O yazıyı kim yazmıştı.Ne için yazmıştı. Bu masum insanlardan ne istiyordu. Ve bu yazı hangi dilde yazılmıştı. İşin tuhafı sandık kilitliydi ve anahtarı sadece Britney de vardı birde özel yaptırılmış bir sandıktı eşi benzeri yoktu. Aklımda bu basit fotograf ile alakalı bir sürü soru bir sürü gizem vardı. Bunları düşünürken aklıma bay Henry geldi ve onu arayıp şansımı tekrar denemeye karar verdim. Ve o eskiden umut dolu ama artık sadece ümitsizlik olan numaraları çevirdim. Yine çalıyordu fakat açılmayacaktı biliyordum ama yinede bir umut arayışındaydım. Bu sefer fikirlerim ve tahminlerim yenilgiye uğramıştı. Telefon açılmıştı fakat ses bir bayan sesiydi.
Anna:" Alo."
Bayan:" Alo. Kiminle görüşüyoruz."
Anna:" Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama ben bay Henry'yi, Henry Crisis' i aramıştım."
Telefonu açan bayan çok kibardı ve benimle çok kibar konuştu.
Bayan:"Acaba nesi oluyorsunuz?"
Anna:"Eski bir öğrencisi..."
Demekle yetindim en iyi öğrencisiydim herkes biliyordu fakat konu hastalarıma gelince benim için dünya dururdu ve yanlış yapmamak için elimden geleni yapardım.
Bayan:"Peki ben eşiyim. Konu neydi? "
Anna:" Bir hastam ile alakalı bir şeyler konuşmam gerekiyordu..."
Britney:"Tamam hemen çağırıyorum."
Bu sefer oldu. Gerçekten oldu çözüm bulundu diye kendi kendime sevinmiştim. En sevdiğim öğretmenimin o rahatlatıcı sesini duymak beni o kadar rahatlattı ki bir anda ne diyeceğimi unuttum. Kendimi toparlayıp cümleme başladım.
Anna:"İyi günler öğretmenim nasılsınız?.."
Henry:"İyiyim Annacım sen nasılsın?.."
Anna:" İyiyim öğretmenim. Yeni ve ilk vakam hakkında sizden yardım istiyorum. Acaba bana yardımcı olabilir misiniz? "
Henry:"Tabiki Annacım ne demek . Nasıl yardımcı olabilirim?"
Bay Henry hiç işi yokmuş sanki birine yardım etmek için dört gözle bekliyorum gibi hemen kabul etti. İşte o an dünyalar benim oldu. Sanki Violet benmişim de ölümden kurtulmuşum gibi geldi. Öğretmenimle en kısa sürede buluşmak ve konuşmak istiyordum ve hemen bir buluşma ayarlamaya çalıştım.
Anna:"Peki öğretmenim beni çok mutlu ettiniz çok çok teşekkür ederim."
Benim ofisimde buluşacaktık. Çünkü Violet ve ailesiyle alakalı öğrendiğim her şeyi edindiğim bilgileri özel bilgisayarımda saklıyordum. Çünkü en güvenli yer orasıydı . Ve bu ciddi bir konu ben bütün resmiyetimle ve samimiyetimle küçük tatlı Violet'i kurtarmaya çalışıyorum bu çok önemli. Ertesi gün buluştuk öğretmenim benden beş dakika sonra ofise gelmişti ve öğretmenim gelene kadar bu olayı düzgün bir şekilde nasıl açıklayabileceğimi düşünmek için bayağı bir vaktim olmuştu. Daha sonra bay Henry geldi ve konuşmaya hemen ufak bir giriş yaptım.
Anna:"Günaydın öğretmenim nasılsınız?"
Henry:"İyiyim canım sen nasılsın?"
Anna:"Bende iyiyim ben hemen buluşma amacımız olan konuya küçük bir giriş yapayım. Vakamın konusu küçük bir kız. Adı Violet Swen daha beş yaşında."
Bunları bay Henry'ye anlatırken sanki bu olayı ben yaşıyormuşum gibi hissettim. Küçük Violet'in o halini düşünmekten olayı öğretmenime sağlıklı bir şekilde aktaramıyordum.Kendimi zor toparladım ve anlatmaya devam ettim.
Anna:"Aslında bu olay yıllar öncesine dayanıyor.Her şey Elizabeth adında daha masum bir çocukken yanlışlıkla işlediği bir suç yüzünden başlıyor."
Henry:"Elizabeth kim peki ?"
Anna:"Elizabeth Violet'in büyük büyük büyük anneannesi. İşlediği suçtan ise en iyi arkadaşı Lisa'yı yanlışlıkla öldürmekti. Küçük Lisa bu suçsuz yere ölümünü kabullenemedi ."İlk bölümler biraz heyecansız olabilir ama her bölümün bir diğerinden biraz daha iyi olacağına eminim.SAKIN OKUMAYI BIRAKMAYIN.
***İyi Okumalar***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR PSİKOLOĞUN GÜNLÜĞÜ : VİOLET
De TodoHerşey bin sekiz yüzlü yıllarda küçük bir kızın işlediği büyük bir suç ile başlar. Bu suç cinayettir. Küçük bir kız en iyi arkadaşını öldürür. Ve kızın ruhu suçsuz yere ölümünü kabullenemez. Herşey asıl bu şekilde başlar. Bütün aile lanetlenir Da...