TAKİP-2

23.1K 754 52
                                    

Ayakkabılarımın çıkardığı tok sesler boş sokakta yankılanırken kafamı yerden kaldırıp, karşıya çevirdim barın orada simasından bile sıkıldığını belli eden Ayça'yı görünce derin bir nefes verdim.En azından onu barın için de aramayacaktım bu bile benim için bir şanstı. İç sesim "Neden bunu yapıyorsun?" diye sorsada onu takmamaya çalıştım. Zaten aile hayatında çok yalnızken bir de bunu arkadaş hayatımda yaşamak istemediğim için bunları yapıyordum.

"Ayça!" diye bağırdım, sesim kızgın ve biraz bıkkındı, bunu istemsizce çıkmıştı duygularım resmen sesime yansımıştı.

Sarhoş olmasına rağmen ayakta iyi duran Ayça'ya baktım. Minicik elbisesiyle ve dağılmış göz makyajıyla gerçekten de berbat ve çok basit gözüküyordu..evet basitti, bir erkek olarak baksam 'elde etmesi çok zor olmaz 'diye düşünürdüm. Benim spor ayakkabılarıma nazaran kendisi kocaman topuklu ayakkabılarıyla bana doğru ilerleyince, yanında durduğum hali istemsizce düşündüm.Biraz sallanmaya başladığın da ne kadar Ayça'dan hoşlanmasam da kolunun altına girip ona yardım ettim. Şekerli parfümü burnumu doldurdu. İnsanları kokularına göre karakterlerini yorumlamayı çok severdim ve bunu neredeyse tüm herkese yapıyordum. Ayça'nın kokusundan bile ters karakterlere sahip olduğumuz belliydi.

Ayçaya baktığım da sessizce yanımdan yürüyordu bu Ayça için belki de ilkti. Genellikle konuşmadan duramayan bir insandı bu bazı insanlarda tatlı dursada Ayça'da çoğu şey itici geliyordu.

Rüzgar saçımı yalayıp geçerken,yarıda kalmış uykumu da yalayıp geçmişti. Normalde aşırı uykuyu seven bir insan deģildim yani her insan kadar uyurdum ama saat 4 civarında kalkıpta, salak bir kıza dadalık yapmak için de uykumu harcarsam üzülürdüm.

Ayça kendi çapında garip sesler çıkarıyordu ama ben bir türlü bu garip seslere anlam veremezken, tekrar düşüncelerime girecekken,
annemden aldığım tek hediye olan kırmızı paltomda sevgili Ayça'nın kusmuğunu gördüm.

Midem zaten genel olarak hassazdı ve annemden aldığım tek hediyenin de kusmuk olması sinirlerimi harekete geçirirken garip bir şekilde elim ayağım kalkmıyordu.Adeta şok olmuştum.Ben ona iğrenerek bakarken o bana gülüp

"Ayy pardon,içkiyi fazla kaçırınca böyle oldu şekerim"dedi, ağzını yamulta yamulta..böyle duyarsız olmasına daha da sinirlendim, hayatta ki belki de en zayıf noktam annemdi. Onun aldığı en değerli hediyeme zarar vermeside bardağı taşıran son noktaydı benim için.Saç diplerime kadar sinirle dolmuştum.

"Ne yaptığını sanıyorsun ya!" diye bağırıp paltomu yere attığım da titremiştim.Hem saat gece 4:00 dü hem de aylardan kasımın ortalarına yaklaşmıştık. Belki de titremem sinirimdendi, bilemiyorum..

Benim bu sinirli halimi tahmin edemeyen Ayça "Senin dilin uzamış ama ben bu dili Can'la keserim" dediğin de beni tehdit etsede umursamadım.

Kimse vazgeçilmez değildi, Can'da öyle ,onu tamam çok seviyor olabilirdim ama Ayça'nin bu davranışlarını çekecek kadar da değildi sevgim.Açıkçası şu yaşıma kadar kimseye bu kadar sıkıntıyı çekecek kadar sevmedim. Sevmeyecektim de..benim özgürlüğümü kimsenin kısıtlanmasına izin vermemem gerekiyordu.

"Ne yapacaksın anlatsana biraz ben de dinleyim"dediğim de Ayça'nın morarışını izliyordum.

Bunca zaman susmuştum belki de bu yaptiğıma sonradan pişman olsam da şuan çok memnundum. Hayatta bu demek değil miydi? Doyadığınca yaşayacaksın, yeri geliyor anına göre, yeri geliyor 10 yıl sonrasına göre..

Üzerime doğru geldiğin de olduğum yerden kıpırdamadan ne yapacağını bekliyordum. En fazla ne yapabilirdi ki tokat mı atacaktı?

Bana gülüp "Bunu hakkettin" diyip tokat attığın da hayatımın şokunu yaşamıştım.

TAKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin