Cebimdeki telefonla numarayı tuşladım olabildiğince sessiz olamya özen gösteriyordum.
"Kimsin?" Sesinden yeni uyandığı belliydi.
"Ege benim selin."
"Kuzi? Ne oldu iyimisin?" Ondan hiç birşey saklamazdım. Anlattıktan sonra devam ettim. "Ve şimdi ben bu adamdan yardım almak istemiyorum. Ağrı da artıyor. Beni doktora götürebilir misin?"
"Tabiki o nasıl soru. Marketin orda demiştin değilmi. Merak etme, geliyorum ben üstünü sıkı giyin." Onayladıktan sonra telefonu kadapım. Üzerimdekiler sıcak tutuyordu. Ayağıma lila spor ayakkabıları geçirdim. Kıyafetleri o mu almıştı acaba. Neyse şu an düşünmem gereken en son şeylerden biriydi o. Dolaptan beyaz yün ceketi aldım. Binanın önünde beklemeye başladım.
"1 gecelik bakar mısın?" Al işte almıştım başıma belayı. Sesin kimden geldiğine bakmaya korkuyordum. Kafamı çevirdiğimde Egeyi gördüm. "Kuzenlerin en piçi." Sıkıca sarıldım.
"Araban aynı." Beyaz bugatti vazgeçilmeziydi.
"Araba mı? Onun bir adı var." Ön koltuğa oturdum. Oda yerine geçti.
"Öyle mi?" Gaza bastı.
"Evet adı ruko." Kahkaha atmam ağrıma iyi gelmediği için yüzümü buruşturdum.
"Ruko." Güzel isimdi. Rukoyu hayranlıkla incelemeye başladım.
"Arabayı mı kesiyorsun şimdi burda ben varken." Al işte. "Onun bir adı var Ruko. Ve ben sanırım seni incelemedim diye ölüp gidicem." Kahkaha atan taraf oydu. Ağrımı unutturmuştu azda olsa. Hastrne gittiğimizde zengin kuzen sağolsun en ağır serumu yedim.
"Hangi oda?" Dışardan gelen bağırma sesi beni ürküttü. Çünkü bu ses kıyametin ta kendisiydi. Dört harf bir korku filmi= Emre.
"Sanırım o geliyor."
"Ege lütfen alttan al. Nolursun bide bu galde seni.."
"Tamam." Parmağını dudağıma koyarak beni susturdu.
"Selin?"
"Ege sen dışarı çık istersen." Ege gözünü emreden ayırmadı. Odadan çıkıp gitti.
"Neler oluyor?" Sinirliydi harikaaa.
"Ne olsun ya sıkıcı giden hayatıma dağ hanzosu girdi. Ve şimdi serum yedim dinleniyorum." Dudakları kıvrılır gibi oldu ama büyük ihtimalle hayal görmüştüm. Ben onu mu güldürcektim. Yok daha neler.
"Aptal. Neden buradasın?"
"Canım serum yemek istedi bağımlılıgım var. Ağrım arttı." Hastaneden kolumdan tutup çıkarttı sert davranıyordu ama bir yerimin acımamasına özen gösteriyordu. Egeyle de vedalaştık. Gece evinde kalmamı istedo. Ama.yanımdaki orangutan kabul etmedi. Eve girdiğimizde konuşmaya başladı.
"Neden bana haber vermedin?"
"Sana muhtaç kalmak istemedim. Ve.niye sana hesap veriyorum. Kimsin sen annem yada babam mı. Senden tam anlamıyla babam olur. Şerefsiz. O karısını aldattı. Ama ben olanları anneme anlatırsam suçlu olmamışım gibi hissetmemi sağlıyor. Sense beni evimden ayırdın. Dışarı çıkmam olay oluyor. Sonra nodon hobor mormodon. Belli ki benle zorun var ama şunu bil benim hayatım berbat daha kötü yapamazsın yarın. Yarın hatta yarın çok geç olur şimdi annemi arayacağım ve Egelerde kalacağımı söyleyeceğim yarın da eve geri döneceğim."
Telefonumu çıkardım ve.numarayı tuşlamaya başladım. 'Ara' düğmesine basacakken telefonu elimden aldı.
