01.09.2015

28 3 0
                                    

Neden erkekler ağlamaz ? Bizlere böyle bir yük veriliyor ve kadınlar istediğince ağlayabiliyor.Neden çünkü erkekler ağlamaz,kadınlar değil.Biz de insanız.Her sevdanın bitiminde hep erkekler suçluymuş gibi görülür.Neden ? Biz ayrılırken ağlayamıyoruz ya dolaylı yoldan duygusuz oluyoruz.

Belki sizler bilmiyorsunuz ancak bu yargılamalar böyle gide gide ya gerçekten duygusuz oluyoruz.Ya da duygularımızı dışa vurmaktan korkar hale geliyoruz.Çünkü biz erkeğiz.Evimin direği derler ya hani.Aslında çok az kalmış bir terim bence.Çünkü çoğu zaman bu yargının devamı niteliğinde yanımızda sevdiğimiz kız ağlıyor olursa biz ağlayamayız.Çünkü biz o anda sevdiğimiz kıza sırtını yaslayabileceği geçilmez bir duvar olmak zorundayız.Soğuk çelikten bir kalp,sadece sevdiği kadının dokunuşuyla ısınan...

Bizlere bu öğretildi.Sadece ilişki yaşadığımız kızlar tarafından da değil.Babamızdan da nasihat aldık.'Eğer bir gün artık ben olmazsam:evin erkeği sen olacaksın,çalışacaksın,evine ekmek getireceksin,anneni ve kardeşlerini üzmeyeceksin.Gerektiği zaman kendini öne atacaksın ama ailendekilerin zarar görmesine izin vermeyeceksin.'

Kaç kadına bu görevler verildi acaba ? Acaba kaç erkek bu görevleri yerine getirdi ? Bilemem.

Bu yazıyı kadınları eleştirmek için yazmıyorum kesinlikle ancak bazen bizim de üzülebildiğimizi fark edin istiyorum.Ve bizlere yüklenen bu görevler sonucu geldiğimiz noktayı bilin istiyorum.Bir gün sevdiğiniz adamdan ayrıldığınızda eğer size bir şey söylemiyorsa bu sizi önemsemediği için değil,bir söz daha söylese gözyaşlarına hakim olamayacağı ve sizin gözünüzün önünde güçsüz konuma düşeceği içindir.

Tabi ki yazımda sadece 'erkek' diye yazdığım için bunu cinsiyeti erkek olan herkeste bu görevlerin yerine getirilebildiğini sanmayın.Benim demeye çalıştığım büyüklerimizin dediği şekilde 'erkek adam olmak' şeklindedir.

Ağlayamayız derken de fiziksel yönden bu işlevi gerçekleştiremeyeceğimiz için değil.Ruhsal olarak sevdiğimiz insanların önünde ağlayamayız.Hani kadınlar kimse duymasın diye kafasını yastığa bastıra bastıra ağlar ya.Biz de bir banka otururuz,gün batımında,yakamozda,gün doğuşunun verdiği o gül renginde havada ya da elimizde ne varsa işte ona bakarak yaşadıklarımızı anarız.Hak etmediğimiz halde bize yapılan yanlışlara 'eyvallah'deriz ama bir şeye katlanamayız.Kendisi üzülmesin diye içimizi yediğimiz insanlar bizi bir hiç için bırakırsa o zaman kafamızı bastıracağımız bir yastık da olmaz ya sessizce boğazımızdaki o düğümle içimize akıttığımız gözyaşlarıyla mehtaba bakmaya devam ederiz ya da varsa yanımızdaki dostumuza sarılır 'canları sağolsun' deriz sonra bütün hüzün kaybolur yüzümüzde ufak bir tebessümle yeni umutlara yelken açarız.

Oysa ben çok ağladım,bir damla bile gözyaşı akıtmadan.Belki de bundandır terk edilişlerimizin sebebi,belki de normal olanı budur.Belki de her zaman bu şekilde susmak iyi değildir.Bir gün de çıkıp sevdiklerimizin yanında ağlamamız gerekir.Zaten söz gerekmez o an her şeyi anlarlar.Gözyaşları der ki 'Ben çok güçlüyüm ama güçlü olduğum bunları hak ettiğim anlamına gelmez,zoruma gidiyor,istemiyorum artık.'

Ben her yolu denedim.Ağlamadan bu sözleri de söyledim,hiç ses etmeden ağladım da,hiç konuşmadan gözyaşlarımla da her şeyi anlattım.Ama anlamak istemeyene hiç bir şey anlatamazsın.

-Sanatçı 


Bir Sanatçının GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin