1 Bölüm "Bebeğim"

187 19 20
                                    

İlk hikayem biraz heycanlıyım yanlışım varsa şimdiden özürdilerim.. Vote ve bol bol yorumlara gerçekten ihtiyacım var. İyi okumalar...☺

Boş gözlerle hocanın tahtaya çizdiği çizimlere bakıyordum. Hiçbiri hoşuma gitmemişti. Hepsi çiçekli böcekli şeyler. Benim ilgi alanım herzaman siyahtı. Herzaman siyah ve iddialı tasarımlar yapardım. Bende siyahın yeri ayrıydı. Siyah yalnızlıktır. Siyah bütün kusurları örter. Bende bütün kusurlarımla siyaha sığındım. Kafamın içinde kendime bir dünya yaratmıştım. Siyahtan ibaret olan. Ne zaman birisi aydınlatmaya çalışsa hemen kaçıyordum o kişiden. Ben halimden memnundum. Genelde insanlar iç sesleriyle anlaşamazlardı ama benim içimde ki sesle bütün düşüncelerimiz, fikirlerimiz aynıydı. İkimizde siyaha aşıktık. İkimizde karanlığı seviyorduk. Sıra arkadaşım Buket'in beni dürtmesiyle düşüncelerimden uzaklaşıp ona baktım. Gözleriyle hocayı işaret ediyordu. Buket'in gözlerini takip ederek hocaya baktım. Eliyle işaret ederek "ödevini al ve gel." dedi. Hızlı bir şekilde çantamdan dosyamı çıkartıp hocanın yanına gittim ve dosyayı ona verdim. Dosyayı açıp tasarımlarıma bakmaya başladı. Memnun bir şekilde gülerek sınıf arkadaşlarıma döndü. "Bu çizimler muhteşem çocuklar." dedi, elindeki çizimleri arkadaşlara göstererek. "Sizden de böyle şeyler bekliyorum." dedi ve tekrar bana döndü
"Aferin Eflin. Bu yaptığın çizimleri staj göreceğin şirkete göndereceğim eminim çok beğenecekler." dedi. Anlamayan gözlerle hocaya bakıp
" Daha staj göreceğimiz şirketler açıklanmadı ki hocam." dedim. Gülerek omzumdan tutup sınıfa döndü
" Belirlendi çocuklar. Eflin sen Hancı Holding'de pazartesi başlayacaksın staja. Çocuklar sizde okul panosuna asılacak olan listeden yarın bakabilirsiniz. 4. derste ise dosyalarınız dağıtılacak. Pazartesi, salı ve cuma şirkette, çarşamba ve perşembe okulda olacaksınız." dedi. Herkes sevinçle gülerek kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı. Ben ise biraz hüzünlenmiştim. Yeni ortamlara girmekten herzaman kaçınırdım. Yeni ortamlar beni herzaman gererdi ve çekinirdim. Çizimleri hocanın elinde bırakarak sırama geçtim. Bu ders sondu. Hoca ödevlere bakmaya devam ederken, ben kulaklığımı kulaklarıma takıp başımı sıraya koyarak uyumaya başladım. Bu halim fazla sürmedi, yaklaşık 15 dakika sonra zil çaldı. Herkes sınıftan çıkarken ben uyuşuk hareketlerle başımı sıradan kaldırıp telefonumu ve kulaklığımı çantama tıktım. Çeketimi üstüme geçirip çantamı sırtıma aldım ve aylak adımlarla bebeğime doğru yürümeye başladım. Evet bebeğim yani motosikletim. Lise 3'ün sonunda zorda olsa babama bir motosiklet aldırmıştım. Motosikletime bir isim vermemiştim sadece 'bebeğim' diyerek hitap ediyordum. Okuldan çıkıp hızlı adımlarla bebeğimin yanına gittim. Arkadaki iki kasktan bir tanesini alıp kafama geçirdim ve motosiklete bindim. Tam hareket ediyordum ki arkama biri oturdu ve ensemde hissettiğim soğuk metal şeyle birlikte tüylerim ürperdi. Kaşlarımı çatıp arkamı döndüm, ateş fışkıran ve kahverenginin en koyu tonunu alan gözlerden başka bişey göremedim. Arkamda kalan tek kaskı kafasına geçirmişti. "Sür" diye bağırdı. Elim ayağım birbirine dolaşmıştı ne yapacağımı bilemeyerek motosikletten inmeye çalıştım ama izin vermedi. "Kahretsin. Sana şunu sür dedim." diyerek kükredi. Bu sefer ani bir atakla ellerimi gaza yükledim ve hızlı bir şekilde ilerlemeye başladık. Ensemde ki silah belime inerek baskı uyguladı ve "daha hızlı sür." diye bağırdı. Ben hızımı biraz daha arttırırken korkum biraz daha katlandı çünkü bu bebekle daha önce hiç bu kadar hızlı gitmemiştim. Kaza yapma olasılığımız çok yüksekti. Çok uzaktan polis arabalarının siren sesleri geliyordu. Biraz daha hızlı sürersem polisleri atlatır. Bu psikopatı da başımdan def ederdim. Gaza, cesaretimin el verdiği kadar biraz daha yüklendim. Yaklaşık 10 dakika sonra siren sesleri artık duyulmuyordu. Biz hızla ilerlerken psikopat "ilerden sola dön." diye bağırdı. Dediğini yaparak sola döndüm. Sol tarafta çok az ilerledikten sonra "durdur şunu" diye tekrar bağırdı. Ahh sanırım kurtuluyordum. Bebeği durdurduğumda aşağı inip karşıma geçti. "Arka tarafa kay." dedi biraz daha sakin bir sesle. "İnsene kızım." diye bağırdı tekrar. Kaşlarımı çatıp " benden bu kadar ne halt yiyosan ye benden bu kadar bırak peşimi polisleri atlattık daha ne istiyorsun?" dedim ondan aşağı kalmayan sesimle bağırarak. Sabır dilercesine yukarı kaldırdı başını tekrar bana döndüğünde sakin görünüyordu. "İyi tamam hadi git nasil olsa motosikletin plakasını aldılar anında bulurlar seni. Benim yüzümü poliste görmedi sende görmedin. Hadi durma." dedi. Aslında haklıydı. Yüzünde kask vardı. Ateş saçan ve kahverenginin en koyu tonunu almış gözlerden başka birşey gözükmüyordu. Gidersem suçlu durumuna ben düşecektim. Doğruları söylesem bile kimse inanmazdı ama bu psikopata da güvenmek çok saçmaydı. Peşinde polis olan bir adamdan ne beklerdim ki iki yönden de sıkışmıştım. Polise gidersem bu haber babamın kulağına gider ve durumlar daha da karışırdı. Babam sinirli bir insandı. Her ne kadar babam bana ben babama düşkün olsakta asla onu sinirlendirmek istemezdim. Çünkü sinirlenince başka birisine dönüşüyordu. Ve bir kez daha aynı kararı verecektik. Bana sabırsızlıkla ve beklentiyle bakan psikopata dönüp bıkkın bir sesle " tamam ne olacaksa olsun." dedim. Arka tarafa kayarak ön tarafı ona teslim ettim. Ön tarafa binip bebeğimi çalıştırdı ve birden gaza yüklendi. Ben neye uğradığımı şaşırır bir vaziyette gözlerimi ayırırken ani bir sarsılmayla kollarımı onun beline dolayıp kendimi tamamen ona yasladım. Şuan aşırı hızlı gidiyorduk ve kaza yapma olasılığımız baya yüksekti. Gözlerimi sımsıkı yumdum ve bu işkencenin biran önce bitmesi için dua etmeye başladım. Ellerimin arasında olan kaslar fazla gerilmişti. Yaklaşık 20 dakika sonra yavaşlamıştık gözlerimi hafif araladığımda soğuk ve aydınlıkla temas halinde bulunan gözlerimi tekrar kapadım. Motosiklet tamamen durduğunda psikopatın beline doladığım kollarımı geri çektim. Gözlerimi açmadan kaskı kafamdan çıkardım ve yere attım. Ellerimle gözlerimi ovaladıktan sonra yavaş bir şekilde gözlerimi açtım sanırım şuan daha iyiydim. Motosikletten inip etrafıma bakındım. Önümde duran kocaman villayla büyük ve papatyalarla dolu bir bahçe beklemiyordum açıkcası. Papatyayı severdim. Herşeye rağmen sevdiğim tek çiçek türü papatyaydı. Eğilip ellerimle uyuşmuş olan bacaklarımı ovaladım. Tekrar doğrulduğumda psikopat kafasında ki kaskı çıkarmış yunan tanrılarını kıskandıracak bir yüzle bana bakıyordu. Şuan üstüste beklemediğim şeyler oluyordu.
Beklemediğim bir villa,
Beklemediğim bir bahçe ve
Beklemediğim ultra yakışıklı bir psikopat. Çok fena bir işe bulaşmıştım. Bakalım neler olacaktı. Ben şaşırmış bir vaziyette ona bakarken o umursamaz bir tavırla "ağzını kapat ağzını." dedi. Kafamı iki yana sallayıp kendimi toparladığımda kaşlarımı çatıp
"Yüzünü gördüm artık ilk fırsatta gidip polise şikayet edicem seni" dedim. Ciddi bir ifadeyle bana bakıp "yapamazsın." dedi. Haklıydı yapamazdım. Şu sıralar babamla hiç muhattap olmak istemiyordum. Bu olayları öğrenirse motosikletimi elimden alır servise yazdırırdı ve ben o gıcık, havalı ve süslü kızlarla aynı serviste olmak istemiyordum. Hem bebeğimi babama vermek düşüncesi beni delirtmeye yetiyordu. Bu psikopatla şuan hic tartışamazdım. Kafamı iki yana sallayıp etrafımı izlemeye devam ettim. Yanımıza takım elbiseli bir adam geldi, psikopatla birşeyler konuşup bebeğimi tuttu ve götürmeye başladı. Psikopata dönüp " bebeğime ne yapacaklar?" diye sordum. Sakin bir sesle. Psikopat yüzünü buruşturarak "bebeğin??" dedi.
"Ne yapacaklar ona?" diye tekrarladım hafif yüksek çıkan sesimle. "Bişey yapmıycaklar. Plakası değişecek sadece" dedi. Rahat bir nefes alıp "napacağım ben şimdi? Yurda dönmem lazım." dedim. İfadesiz çıkan sesiyle " yurtta mı kalıyorsun?" diye sordu. Evet anlamında başımı salladım. "İlk önce bi kendine gel bir şeyler iç sonra götürürüm ben seni" dedi. Kızlar merak etmişlerdir. Hiç bu kadar geç kalmamıştım yurda. Çantamdan telefonumu çıkarttım, açtığımda ise 15 cevapsiz arama ve 8 mesaj gelmişti. Tabi ki hepsi oda arkadaşlarım Melek ve Beril'dendi. Meleğe msj attım.

Gönderilen; Melek
Gönderen; Eflin
Mesaj; Ben biraz geç geleceğim. Gelince anlatırım. Yemek saatine orda olurum.

Aslında bir su içmem lazımdı, boğazım kurumuştu rüzgar nedeniyle hafif kafamı sallayıp psikopatı takip ettim. Villadan içeri girdiğimizde sol tarafta bir merdiven vardı. Salona doğru yürüdüğümüzde yan tarafta bir kapı açıktı ve ağlama sesleri geliyordu. Psikopat o tarafa doğru koştuğunda bende peşinden gittim. Kapıyı hafif araladığımda gördüğüm manzara karşısında şok oldum.

Gelecek bölümde görüşürüz bb☺☺

SİYAHIMSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin