-Geldim.
Nefes nefese Damla'nın yanına doğru gittim.
-Şükür nerde kaldın kızım?
-Bi arkadaş bana görev verdi de Con'lo oromozo yop diye, onunle meşguldüm.
-Of tamam hadi içeri girelim.
İkimizde kara kara düşünmeye başladık.
-Kilimin altına falan bakalım genelde oraya koyarlar.
Damla tamam manasında başını salladı ve yere çömelip kilimi kaldırdı. Tuhaftır ki anahtar yoktu.
-Kahretsin genelde insanlar buraya koyar pff.
Artık ikimizde iyice umutsuzlaşmıştık. Oflayarak kapıya doğru dayanacaktım ki kapı açıldı.
-Vays Damla sen hiç denemişmiydin kapıyı itmeyi hı?
-Ups. Amaan neyse ne hadi içeri girelim.
Pembe panter müziğiyle içeri girdik ve tek tek odalara bakmaya başladık. 'Masal buldum galiba buraya gel.'
Evet Nazlı Çetin'in odasındaydık. Parmaklarımızın ucunda yürüyerek yatağına yaklaştık. Damla kaş göz işaretleri yapmaya baçlayınca bende ne deyon be işaretleri yağmaya başladım. 'Tüy dökücü diyorum hadi diyorum.' Sırt çantamdan çıkardığım kremi Damlaya uzarttım.
-Bu görev senin baddisim ben başka bir şey yapıcam. Göz kırparak odanın karşısına geçti. Kremi elime aldım ve Nazlının kaşına bi güzel sürdüm, yaşasın kötülük nihahah.
-Tamamdır. Damla çantasından çıkardığı sprey boyayla duvara kocaman D harfi yapmıştı. -Paper Tows Margo is my idol djsjd- forever PT neyse.
-Görev tamamlandı ortak şimdi tabanları yağlama vakti.
Birbirimize sinsi gülücüklerimizi attık ve hemen evden çıktık. Sokakta cool cool yürümeye başladık.
-Masal analarımız bizi kesecek valla saat iki buçuk.
-Ne diyosun. Bittik biz kızım.
Koşarak evimize gittik.
Annemlerin uyuyo olacağını tahmin ederekten parpak uçlarımda odama ilerlemeye başladım ki salondaki masa lambasının ışığının yanmasıyla annemin dönen sandalyede bana dönmesi bir oldu.
-Buraya gel kaçak. Hemen...
Tanrım bu kadın çok fazla polisiye izliyordu.
-Annecim, canımcım nasılsın?
-Bırak yalakalığı otur karşıma. Sana bir çift sorum var ve hepsine tek tek cevap vericeksin. Nerde? Kimle? Nasıl? Sevgili misiniz? Yakışıklımı bari? Onu boşver zengin mi? Ne iş yapıyo bakalım?
-Yavaş gel dostum.
Annemi bana gözlerini dikmiş vaziyette görünce ciddi olduğunu anladım.
-Damla'ylaydım annecim sahilde biraz gezindik. Saatin farkına varmamışım ne sevgilisi canım yani olurda ben sana söylemem mi sultanım.
-Paki madem inanalım sana.
Gülümsedim ve annemi yanağındam öpüp, koşarak odama geçtim. Oh şükür kazasız belasız atlatmıştım. Şimdi en sevdiğim işi yapabilirdim. Uyumak...
Dırırı dırırı. Sabah alarm sesiyle uyanmıştım. Şimdi neden alarm kurdun diceksiniz yazın ortasında, ama yarın mezuniyet balomuz vardı ve benim bugün hazırlanmam lazımdı.
-Güanydın ev ahali. Kahvaltıya kalamicam yolda yaparım sizi seviyorum. Annem ve babam bi şey demeden hemen çıkmıştım.
Telefonumu cebimden çıkardım ve rehbere girdim.
Sonsuzluğum aranıyor...
Telefonu ilk çalışında açan bir Damla.
-Aloo alışverişe hazır mısın fonçik ay resmen mezun oluduk ya.
-Hemde nasıl hazırım. Hadi gel bahçedeyim.
-Tamam geldim hemen bekle.
Telefonu yüzüme kapatmıştı salyangoz suratlı hipopotam piiis Damla.
Banka oturudum ve beklemeye başladım. Bir iki dakika sonra da Damla gelmişti.
-Hadi geldim kalk.
-Kalktım ama bu kadar erken gitmemiz bence biraz saçmakarna.
Evet acıkmıştım yani bem hep açım.
Damla sırıttı.
-Gel şurdan simit alalım.
Sahildeki simitçiden simitleri aldık ve Avmye ilerlemeye başadık. Aslımda benim elbisem hazırdı sadece ayakkabı alıcaktım büyük ihtimalle siyah bir converse.
-Tamam dağılalım. Ben kendime elbise bakıcam sende ayakkabıcıya gir ve orda buluşuruz.. Başımla onayladım ve ayakkabıcıya doğru ilerlemeye başladım. Tabiki ne istediğim belli olduğu için iki dakikada işimi bitirmiştim. Puflarda oturup Damla'yı beklemeye başladım. Dirirink Dirirink. Mesaj sesiyle telefonu elime aldım.
Kimden:Cankam
Bir saat sonra sahilde... Damla'yı da getir ;))
Kime:Cankam
Tamamdır. O değilde sen bir bad boy olarak emoji kullanmaya utanmıyomusum tatlım...
Kimden:Cankam
;))))
İstemsizce güldüm ve cevap yazma gereği duymamıştım. Zigzag oynamaya başladım. - Skorum 1623 dağılın-
-Masal hadi kalk gidiyoz.
Damla'nın sesiyle transtan çıktım.
-Hı. Ne? Ayakkabı almicakmısın?
-Uyu sen uyu... Aldım bile.
Şaşırmıştım. Oyuna o kadar dalmışmıydım yahu.
-Damla'm seni Can'a götürüyorum.
Kız renkten renge girdi kıyamam.
-Yapamam. Ne dicem ki? Utanırım ben. Hayır olmaz gitmeyelim.
Ne kadar dirensede onu çeke çeke sahile indirdim.
Uzaktan Can'ı gördüm ve yanında da Doğu. Yanında DOĞU. Bildiğimiz Doğu. Bayılmamak için kendimi zor tuttum.
-Damla bencede gitmeyelim ooo saatte geç oldu hadi dönelim annelerimiz özlemiştir bizi.
Bu seferde beni zorla götürme sırası Damla'daydı. Yavaş yavaş yanlarına yaklaştık.
-Selam
-Selam
Can'la sarıldık. Sonra Doğu'ya ve baklavalarına döndüm. Ne kadanda kaslı yakışıklı bi insan.
-Baklavalarımı gözünle yemen bittiyse tanışsalım sarışın.
-Ne diyosun ya tişörtün çok güzelmiş ona baktım yani. Olmayan baklavalarına değil. Hah.
Çarpıldı...
-Olmayan mı?Çarpılıcaksın be sarışın. Ayrıca tişörtümü beğendiysen şimdi sana verirdim ama şimdi 'olmayan baklabalarımla' göz zevkini bozmayayım. Yamuk bir gülüş attı. Kahretsin yapma şöyle şeyler.
-Birincisi sadece Damla'm bana sarışın diye bilir ve ikincisi tişörtün sende kalsın. Şimdi ona uyuzluk kokusu falan sinmiştir. Bulaşmasın mazallah.
-Şuna baklavalarını görmeyi kalbim kaldırmaz desene sarışın.
İki kere göz devirdikten sonra Damla'lara döndüm ama sanırım onlar çoktan işi pişirmişti. Bayağı kahkahalar gülüşmeler falan. Bak sen şu Damla'ya iki dakikada kaptı zenışıklı çocuğu.
-Kıskandın mı ufaklık? Eee çalış seninde olsun. Zaten çabaladığını görür gibiyim ama ben zor lokmayındır söyliyim.
-Ya sen ne egoist, kendini beğenmiş bi şeysin ya. Seni elde etmeye çalışan mo var sanki.
-Yok mu?
Dudağını büzdü ve sonra ardından da kahkaha patlattı.
-Damla geç oldu gitsek mi artık kuzum.
-Kaç, kaç. Kaçan kovalanır genelde ama biz kaçanı kovalamayız.
-Haha sen çok komiksin.
Yapmacıkça mimikler yaptım ve Damla'yı kolundan dürtmeye başladım.
-Hadi Damla hadi.
-Tamam. Tamam.
Uzaklaşmaya başladık.
Şu an sadece eve gidip dinlenmek istiyodum. Koşar adımlarla yürüdük ve çok kısa bir süre sonra eve vardık. Ancak sormak aklıma geldi ki Damla'ya döndüm
-Sevgilimisiniz aşk böcükleri?
-Hayır... Sadece arkadaş.
-Nasıl yani ama baya samimiydiniz sevgili gibi.
-Yapamam Masal. Onunla sevgili olmak istiyomuyum bilmiyorum....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Yağmurum
RomanceAma aşık olunmayacak gibi değildi ki. Sadece gülüşüne bile aşık olunurdu. Sanki yazın yağan yağmur gibi mutlu edebilirdi insanı bir bakışıyla...