Night

539 25 2
                                    

KELSEY

Ormana doğru koşarken, arkamdan gelen ışığı görmüştüm işte. Annemi tekrar görmem için bu ışığa ihtiyacım var! Tekrar ışığı yakalamak için daha hızlı koştum ve bir ağaca çarpıp düştüm. Işık kaybolmuştu..
Bir çocuk üzerime doğru geldi. "Tyler?" dedim. Kim olduğunu çıkaramadım ve bir adım geriye gittim. Adını, yaka kartına baktığımda öğrenmiştim, yazıyordu. Gülümsedi ve arkasından da kız arkadaşı diye tahmin ettiğim biri geldi. Çocuk, kız arkadaşını umursamıyordu ve o sırada sırtımda kollarını hissettim. Bu o çocuğundu. "Hayır! Dur!! Beni yanlız bırak!!'" diye bağırabildim sadece ve o sırada beni orada küçük bir mağara gibi bir yer vardı, oraya itti. Sonra... Calum'un arkadaşı, Michael denen çocuğu gördüm. Kızı aldı, ve kaçtılar. O çocuk da tam bana bir şey yapacakmış gibi üstüme gelirken..

Bu bölümden sonra uyandım. Ağlıyordum. Korkuyordum. Zor nefes alıyordum. Bu sırada odama bir çocuğun girdiğini gördüm, boxerlarıyla. Kapımı kapattı ve yatağıma doğru geldi. Kafamı kaşıdım. "Uzaklaş benden." dedim. Bana daha da yaklaştı. "Uzaklaş!!" dedim, tekrar. Daha da yakınlaştı, "Git burdan!" yatağımın kenarına oturdu ve bana sarıldı. "Sakin ol, sakin ol." hala kendimi o rüyada gibi hissediyordum. "Hayır, hayır! Git yanımdan!" diye bağırdım. "Kelsey, Kelsey. Benim, Calum." dedi güzel ve tatlı bir ses tonunda. Calum'du. Hala rüyada gibi hissettiğim için anlayamamıştım onun olduğunu. "Calum," derin bir nefes aldım ve gözlerimi
kapattım. "Calum." diye fısıldadım tekrar. "Evet. Benim."
Kaslı ve uzun kollarını bana doladı. Saçlarımı okşadı, beni sakinleştirmeye çalışıyordu. "Geçti, her şey iyi."

CALUM

Ben, Kelsey'nin yatağında, o bana sarılırken uyandım. Onu yavaşça iteleyip kalktım, ve tabii ki görültülü ben, onu bağırarak uyandırdım.

"Nereye gidiyorsun?" diye sordu bana.

"Alt kata, bana katılmak ister misiniz, bayan?" kafasını 'evet' dercesine salladı ve yatağına gidip kalkması için yardım ettim.

"Dinle, dün gece için üzgünüm." dedi.

"Neden özür diliyorsun? Sadece bir kâbus görüyordun. Sorun değil." dedim.

"O bir kâbus değildi." dedi. "Konuşuyor muydum rüyamda? Bir şey söyledim mi?"

"Mağara hakkında bir şeyler, ve Tyler isimli biri." diyip omuz silktim.

Yere baktı.

"Sadece bir kâbustu, bak, şuan iyisin." dedim. Kelsey gülümsedi.

KELSEY

"Yine bir kâbus mu gördün?" diye sordu babam.  Kafamı salladım.

"Bu sefer kim vardı?" dedi yine, babam. Calum'a baktım.

"John, canım, kahvaltı için yardım edebilir misin?" diye sordu Joy. Babam kafasını salladı ve oturduğu yerden kalkıp, mutfağa doğru gitti.

"Baban yine bir kâbus mu gördüğünü söyledi. Sürekli mi görüyorsun?" dedi Cal. Yere baktım ve yine Calum konuştu.
"Sana çok kötü şeyler olmuş olmalı. Üzgünüm," Kafamı salladım.

"Ne olduğunu tahmin edebilirsin."

Aslında, tahmin ettiği şey değildi, yani sanırım. Ne olduğunu söylemek istemiyordum. Kanada'dan buraya geldiğimden beri çok değişmiştim. Ve bunun nedeni ise sanırım ağabeyimdi.

Step Brother //Hood Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin