4

45 4 2
                                    

Saat tam 2.30 da sınıfın (ya da tiyatro salonu mu desem) kapısından içeriye girdim. İçerde çeşitli yaşlardan bir grup insan vardı (Gözlem yeteneği iyi olan tüm insanlar gibi gözlerim bir yandan etrafı bir yandan da bana bakan insanları izliyordu ve aklım bütün bunlar hakkında kısa analizlerde bulunuyordu tabii ki). Üzgünüm dedim kapıyı kapatırken. İnsanların tam ortasında dikilmekte olan kadın "Geç kalmış sayılmazsınız lütfen geçin." diyerek beni gruba çağırdı. Ahh harika ilk günden geç kaldım. Kadın oldukça tatlı gülümsemiş olabilirdi ama içimdeki ses bana kadının daha çok "5 dakika sonra gelseydin bu kapıdan hah geçerdin" demek istediğini söylüyordu. Yavaşça yerime geçtim bir yandan da herkese gülücükler saçıyordum. (Unutmayın gülmek en etkili silahtır.)
- Lütfen bana Melis de.
- Eylül.
Uzatılan bebek mavisi ojeli eli sıktım. Hemen arkasından biri daha elini uzattı ve ben elin sahibine bakmak için yavaşça (evet tıpkı filmlerdeki yavaşlıkta ve yine filmlerdeki gibi dramatik bir şekilde) kafamı çevirdim. Hatta o kadar yavaş çevirmiştim ki ilk önce adamın Ömer diyen sesini duydum. (Ne beklemiştim ki "Merhaba ben Emre. Hani bugün yanından koşarak uzaklaşmak zorunda kalan adam aslında burada çalışıyorum. Naber?" demesini mi? )Neyse bu kadar dramatikleştirmeye gerek yok en sonunda adamın suratına baktım. İnsanın içini ısıtan bir gülüş, harika inci dişler ve içine düşüp kaybolmak isteyeceğiniz türden mavi gözler sanki dünyadaki en mükemmel kahve saçlar ve elimi normalden biraz daha fazla tutan güven veren bir el. Dememi beklerdiniz galiba. Ahh hayır gerçek böyle değil. Tombik, yemyeşil gözlü,kahve saçlı, 30'lu yaşlarının ortasında sevimli bir adamdı Ömer. Tekrardan Eylül dedim. Gülümsedim. Ömer de bana ufak bir gülücük attı. Gerçekten de tam vaktinde gelmişim şu ana kadar sadece hocalar kendini tanıtmış.
Senin için hemen tekrar edelim dedi Melis.
- Ben Melis Altınpınar.Yerel tiyatrolarda çeşitli roller aldım ama en sonunda kendimi işin bu bölümünde buldum. Öğretmeye karar verdim.
- Ömer Erdoğmuş. Canımın canı 2 tane kızım var. Yıllardır tiyatroya aşığım tabii sonra eşimle tanıştım ve bana gerçek aşkımın kendisi olduğunu öğretti.
Grupta ufak gülüşmeler oldu. Karı koca bir çift birbirlerine baktılar, yaşı hepten genç olan 3 kız kendi aralarında konuşuyordu sonra onlar da kahkaha atmaya başladı neyse Eylül de kızların bu haline güleyim derken tüm grup kahkaha atmaya başladı.
- Evet şimdi lütfen sizi tanıyalım dedi Ömer ve sözü karı koca çifte verdi.
~~~
Herkes kendinden bir şeyler söyledikten sonra gruplara ayrılma evresine geldiler. Grupta 13 yaşından 36 yaşına kadar çeşit çeşit insan vardı. Daha genç ve daha kalabalık bir grup Ömer'le birlikte salondan ayrıldı ve yan taraftaki salona geçti.
Harika anlaşılan biz Melis'le başbaşayız. Halbuki insanların kendini anlattığı kısacık zamanda bile Ömer bizi oldukça güldürmüştü. Melis de donuk suratlının biriydi. Yani çok hoş gözükse ve öyle gülümsese bile. Bazen çok önyargılıyım diye düşünüyorum sonra bunun önyargı değil içgüdü olduğunu düşünüyorum sonra iyi ki varlar diye düşünüyorum. İçgüdülerim beni çok nadiren yanıltır. Ama umarım bu sefer yanılırım ve Melis gözüktüğü kadar tatlı biri çıkar. Tamam anladığım kadarıyla bugün tanışma günü olduğu için pek bir şey yapmıyoruz ama yılın sonunda eğer ciddi anlamda beceriksiz çıkmazsak (tabii Melis bunu çok daha kibar bir biçimde söyledi) sahneye gerçek bir gösteri koyabilirmişiz. Ve Melis çok eminmiş ki harika bir ekip olacakmışızmış ve kendimizle gurur duyacakmışızmış ve emin olalımmış ki harika ötesi olacakmışızmış. Evet eminim bir grup amatör sahnede harikalar yaratabilir tabii ki sadece filmlerde. Neyse sonunda Melis konuşmaktan vazgeçip bizi sahne kısmına çıkardı. Ve gerçekten sahne güzel hissettiriyormuş. Ciddi anlamda güzel. Belki de Melis haklıydı belki de bu defa sahnedekilerin koltuktakilere baktığı yerden biz de bakacaktık.
~~~
Aghh!! Hayır ne yazık ki ben haklıymışım bir grup amatör sadece filmlerde harikalar yapabiliyor. Öncelikle kadınlardan biri sahneye çıkarken düşüyordu. Hayır ne demeye o topuklularla geldin ki sen ? Sonra erkeklerden biri bütün gün (kesinlike kekeme değil) ama öyle olmak için özel bir çaba sarf ederek konuştu. Kimse nedenini anlayamadı unut gitsin. Bir diğer adam -sanırım adı Tolga'ydı- "fhansız aksanı" ile konuştu. Ve adamın Fransızca'nın f ' sini bile bilmediğinden bütün grup eminiz. Ki kendileri üç yıl boyunca orada yaşadağını söyledi. Sanırım bu üç yılın dokuz ayı anne karnında geçmiş ve daha konuşmayı öğrenemeden ve olduğunu iddia ettiği "fhansız gırtlağını" edinemeden geri dönmüşler ya da başka bir ülkede 3 yıl yaşadı çünkü kesinlikle fransız aksanlı konuşamıyor. Kadınlardan biri aşırı utangaç, konuşmaktan gerçek anlamda korkuyor. Allah'tan arkadaşıyla katılmış yoksa adını asla öğrenemezdik. İlk önce bana gelseydin ya güzelim kendini buralara atmadan önce.
Ve bana gelince en az 13 defa geldiğime pişman oldum, 3-5 defa birilerine çarptım ve Melis'i yere düşürdüm ama sadece bir defacık. Sonuncusu yarı yanlışlıkla yarı kasten olmuş olamaz mı? Olabiliir. Evet belki hiçbir grup mükemmel değil ama yani bilemiyorum bu daha ilk gün ama sanki bıraks.. aaa hayır hayır pes edemem bu kadar çabuk değil. Ama itiraf etmeliyim tiyatro konusunda kötü olsak bile eğlenceli bir gündü. Ve düşününce bugün o kadar da tiyatral bir şey yapmadık. Bazı duygulara bürünmeye çalıştık ve bazı taklitler yapmaya ve pek başarabilen olmadı. Yine de eğlenceliydi.
Mesela Aslı oldukça sevimli biri gibi duruyor. Kız kardeşiyle katılmış ama o yan grupta. Kadın lisede fizik öğretmeniymiş. O öyle diyince lisedeki fizik sınavından 7 aldığımı hatırladım. Ve evet 100 üzerinden 7. O sınavdaki son soruya hocam cevap 56 olabilir mi çok içimden geldi yazmıştım. Neyse lise çoktan geride kaldı ve finallerde daha saçma cevaplar verdiğim olmuştu. Sonra Caner de iyi bir çocuk. Neşeli baya. Melis Hocamız(!) dan daha iyi espriler yaptığı kesin. En kötüsü de Melis'in esprilerine nezaketen gülmek zorunda kalmam. Daha tanışma falan derken ne oldu anlayamadık saat 4 olmuş. Zamanın bu kadar çabuk geçmesine baya şaşırdım.
Ve en güzeli bugün boş olmam. Yani dışarı çıkıp istediğim yere gidebiliriim.
~~~
Herkes Melis'e teşekkür ederek çıktıktan sonra Melis bir süre içeride dolandı. Saatine baktı 4.10 . Tamamdır diye düşünerek kapıdan çıktı. Doğruca alt kata yöneldi. Yüzüne kocaman bir gülücük, bakışlarına kendiden emin bir hava yerleştirdi. Koridoru döndü. Ve onu gördü. İçi ısındı birden sonra aniden taş kesti. Aman ne harika diye düşündü. Gerçekten harikaydı. Gerçekten.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 06, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mükemmel HastaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin