Korkuyorum, sessiz, o donuk gözlerden. Tıpkı hayallerimdeki gibi , soğuk, kederli. Şimdi yine sokak lambasının yanındayım. Barakam yıkıldı, artık yenisini yapmaya gücüm yok. Sokak lambasının ışığı ısıtıyor beni her ne kadar yalandan da olsa. Tıpkı gösterdiği gibi. Yerdeki su birikintisine tekrar baktım. Az önce korktuğum gözleri gördüm. Hayır, bana mı ait bunlar? Neden bu kadar hüzünlü. Neden bu kadar ağır? Ağıtlar için fazla yalnız. Ve kıskanç. Elinde hiçbirşeyi kalmamışları kiskanıyordu şimdi. Onlar kadar şanslı olmadığı için de bir o kadar kinli. Üzülecek birşeyi yoktu onların. Sahi, kendisinde dert edecek neyi kalmıştı. Elini etrafında gezdirdi. Sonra gözleri ile tasdik etti. Boştu her yer. Su birikintisinin yanındaki Sokak lambası haricinde. Belki de tüm kederin kaynağı oydu. Işığını kapatırsa her şey geçer miydi acaba dedi içinden. Karanlığın kollarının arasında kalsa herşey sona erecek miydi gerçekten. Unutabilecek miydi geçmişini. Gözlerin acizligi zihnini yenebilecek miydi. Karanlık yeter miydi tek başına gözünü yanıltmaya. Işık, hatıralarının hatasını örtmeye yeter miydi. Bilemiyordu. Sorular, galiba burada vakit geçirmek için tek yoldu. Ne zamandır burada olduğunu unutmuştu artık. Zaman da ışık gibi bir ilizyondu ona göre. Sokak lambasinin ışığı da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denemeler
Short StoryBu sayfadan sonra okuduklarin kafamı ellerimin arasına mahkum ettiğimde oluk oluk akan düşüncelerimden kesitler olacak. Bir anda başlayıp bir anda biten. Güzel kelimeler bekleme benden. Ya da mutlu mesut koşuşturan karakterler. Benim hayallerim dahi...