Bizimki bavullarını hazırladı Annesi ile babasıyla vedalaştı ve hava alanına gitmek üzere yola çıktı. Hava alanına varınca karşısında büyük bir kalabalık ve diğer kazanan yarışmacılar evet biliyorum sizde şaşırdınız ama bizimki de şaşırmıştı bu yarışmayı düzenleyenler her ay soru soruyormuş ve bilenleri tatile götürüyormuş 12 ay sonra ama genelde Afrika'nın yaz aylarında gidiliyormuş. bizimki de yeni öğrendi bizim İstanbullu tatil öncesi son yarışmaya denk gelmişte o yüzden çabuk gidiyor yoksa diğer yarışmacılar arasında 12 ay bekleyen de var yani bizimkinin şanslı zamanıymış hayret bu aralarda hiç sakarlık yapmadı... neyse. Herkes uçağa bindi bizimki hiç uçağa binmemişti . Bu bir ilk olacaktı bu sırada içeride de kavga varda İstanbullu'nun annesiyle babası gelmişti annenin elinde bir kova su vardı. Adetti sonuçta . Hatice hanım tutturmuş uçağın arkasında su dökecek öyle bir kavga ettiler ki bütün hava alanı güvenliği oraya geldi. uçağın kalkmasına yakın güvenlik görevlileri pes etti uçak kalkarken seni içeri alacağız su mu dökeceksin ne yapacaksan yap dediler ve uçak hareket etti. Bizim Hatice teyzeyi içeri aldılar ve o kadar büyük kavganın ardından suyu döktü. Uçak havalandı ve Afrika' ya yolculuk başladı. Uçak ilerledi hostes servis yapmaya başladı. Sıra bizimkine geldi ve hostes "Ne istersiniz hanım efendi " diye sordu. İstanbullu baktı servis tepsisine ve sadece su vardı. "Su alayım. " dedi. hava alanına indi uçak. bizimki ve diğer yarışmayı kazananlar karşılarında kazandıkları yarışmanın adı yazılı bir insan ve arkasında limuzin vardı. Hepsi koşa koşa adamın yanına gittiler ve adam konuşmaya başladı.
"Hoş geldiniz buyurun arabaya geçelim bu arada benim adım Aazaad. " der ve yarışmacılar limuzinin kapılarını açar ve binmeye başlarlar Aazaad " Yalnız bu araba değil bizim araba hava alanının diğer tarafında . "der ve yarışmacılar arabadan yani limuzinden inerler. hava alanının arka tarafına yürümeye başlarlar. Aazaad " İşte araba bu. " der. Bizimki" iyi ama burada araba yok ki."Aazaad işte araba orada ya diyerek karşıdaki ilerlemesi mucize olan arabayı gösterir ve "Hadi binin" der. Yarışmacılar istemeye istemeye ayakları geri geri giderek arabaya binerler. Araba 5 kişilik olduğu için 12 kişinin sığması zor olacaktır. arabaya kucak kucağa üst üste 12 kişi birde tur rehberi toplam 13 kişi binerler ve maceralar başlar ilk olarak otele götürür rehber. Otelin önüne gelince herkes birbirine niye buraya geldik ki diye sormaya başlar acaba burası tarihi eser mi diye sorarlar ve rehber "Hadi inin burası otel ilk öne eşyalarınızı yerleştirin sonra yemek yemeğe gidelim." der .Sonra eşyalarını hava alanından almadıklarını fark eder ve rehbere söylerler tekrar arabaya doluşurlar. hava alanına varırlar ve hepsi eşyalarını alır yalnız bizim bahtsız, sakar bavulunun nasıl olduğunu unutur . Herkesin bavulunu almasını bekler nede olsa herkes alınca sonuncu bavul onun olacaktır ama ne yazık ki başka bir uçak inmiştir piste ve o uçaktaki bavullar buraya gelir. Bekleme süresi daha da artar. Tam 3 saat bekledikten sonra son bavulu bulurlar . Hemen bavulu alıp arabanın yanına giderler yalnız kendileri zor sığıyordur, bavullarla nasıl sığacaklar. Bavulları bagaja koyarlar ama bavulların hepsi bagaja sığmaz bazılarını da koltuklara koyarlar bu seferde oturacak yer kalmaz. ilk başta 6 kişi ve eşyaları oturur rehber onları otele götürür onlara "Siz kapıda bekleyin" der. Diğer kalanları almaya gider ve otele götürür. Otelde gereken işlemleri yaptıktan sonra oda bölüşme vakti gelmiştir 2 oda vardır. Odalar ise 4 kişiliktir. odaları bölüşürler .Eşyaları yerleştirdikten sonra hepsi otelin kapısının önünde buluşurlar. Rehber onları güzel bir yemeğe götürür. İçeri girince masa sandalye olmadığını görürler ama yere bakınca yerde bir bez ve ortada tepsi olduğunu görürler. Herkes yere oturur ve bu sefer tepsi alçakta kalır. Garson dan tepsiyi yükseltmesini isterler. Garson herkesin eline menü verir ama yarışmacılar anlamaz çünkü menü yabancıdır rehber kendine yemek söyler bizim gurupta ondan ister. Yemek gelene kadar konuşurlar. Yemek gelince bizimkisi doğru yiyebilmek için bağdaş kurar ve o sırada ayağı tepsinin ayağına takılır ve tepsi düşer yemekler yenmeyecek hal alır bizimkiler aç aç kalkarlar çünkü yarışma ödülü yemeği bu kadar ödüyordur. Arabaya binerler ve arabada rehbere sorar birisi "Bizim yiyecek olduğumuz yemek neydi." Rehber de "DOMUZ ETİYDİ. " der. Otele gelirler. Bugün fazla aktivite yapamazlar çünkü hava alanında çok oyalanmışlardır. Herkes odasına çekilir. Erkekler bir odaya kızlar bir odaya. Kızların odasında yatak ve dolap kavgası vardır. Erkeklerde ise herkes yatağını belirledi ve koyun koyuna yatıyorlardı. Sabah erkekler aşağıda yemekhane de masada oturuyorlardı. Kızlar ise yatakta uyuyorlardı. Tabi hepsi yatakta değil kavgada kendini gösteremeyen bizim bahtsız banyoda uyuyordu. Bizim bahtsız hariç hepsi yataklardaydı .Erkekler yemek hanede kızları bekliyordu. O sırada rehber geldi .Erkekler sevindi hadi yemeğe başlayalım diye. Ama rehber "Kızların da gelmesi lazım ödülün kuralı bu." dedi. erkekler umutsuz bir bekleyişe koyuldular. Tam 1 saatlik bekleyişin ardından kalkıp kızların odasına kapıyı yumruklamaya başladılar. Bizim bahtsız banyoda rahat uyuyamadığı için sesleri duyup kalktı kapıyı açtı. Bizim erkeklerde kapıyı açmazlar diye hızla vurmaya devam ediyorlardı bizim bahtsız kapıyı açınca kafasına bir yumruk ve bacaklarına tekme yemişti. Erkeklerden birisi" kızım ağaç olduk burada hadi çıksanıza açlıktan da ölüyoruz." dedi. Bizim bahtsız da "saat kaç ki "diye sordu ve hayatının yanlışını yaptı. Erkekler içeri daldı. İçeri dalarken "Saat mi yok siz bakamıyor musunuz?" dedi ve kol saatini bahtsızın gözüne soktu. Diğerleri de diğer kızların kolunu ısırarak saat yaptılar . İçeride yastıklar ,örtüler, yataklar havada uçuştu. Bütün olayların ortasında kalan bizim bahtsız öyle bir çığlık attı ki zaten harabeye benzeyen otel çökecekti . Herkes sanki dondu .Herkesi oturttu ve konuşturmaya başladı. Zekiğilini kullanarak olayı çözdü. ama insanlar sıkılmıştı tam saate bakamadılar çünkü bizim İstanbullu izin vermemişti. Gizlice baktıklarında 2 saate yakın olmuştu .Erkekler dışarıda bekledi odanın kapısının önünde . Kızlar giyinince hep beraber yemekhanenin önüne geldiler ve yemekhanenin kapısının önünde yazan şeyi okumaya çalışıyorlardı tabi yazı Türkçe değildi . İçlerinden bir tanesi yan taraftaki yazıyı gördü ve herkese söyledi .Yazan yazıda şöyle yazıyordu ;
Kahvaltımız bitmiştir. Öğle yemeği verilmeyecektir. Akşam yemeği saat: 17.00 ile 18.30 arasındadır. Yazıyordu.
Bizimkiler aç kaldıklarına üzüldüler.Akıllarına bugün safariye çıkacakları geldi ve tekrar sevindiler.Bu sefer akıllarına binecekleri arabaya sığmayacakları geldi ve tekrar üzüldüler . herhalde bugünleri üzüle sevine geçecekti . Rehber arabaya binmelerini söyledi ve hepsi arabaya doluştular . Bugün onların 2. günüydü ama onlara 2 aymış gibi geldi .Gitmelerine tam 6 gün 5 gece kalmıştı. Onlar gidecekleri günü iple çekiyorlardı. Her neyse safari yerine gelmişlerdi .
Rehber; yayan ilerlemek çok tehlikeli olduğundan arabayla dolaşıcağız.dedi
Bizimkilerde rehberin ne dediğini dinlemeden kabul ettiler.
Dolaşırken yolda aslan gördüler. Ve resim çekmeye başladılar.Rehber flashı kapatın demeyi unuttu.Bizimkilerde flashlı flashlı çektiler.Tabi aslanlarda o ışıktan rahatsız olunca onları rahatsız edenlere kızdılar. Bizimkilere doğru ilerlemeye başladılar. Tabi bizimkiler de korktu. Esas macera şimdi başladı. Bizimkilerin de dört tarafını saran aslanlar . Adım adım bizimkilere ilerlemeye başladılar.Rehbere: "hadi ! sür arabayı hadi ! hadi ... ! "
demeye başladılar ama önlerinde de aslan vardı . tabi mantık olarak ta yani onların düşündüğünde arabayı üslerine sürerlerse aslanlar kaçacaktı, yoksa kaçmayacaklar mıydı ?
İçlerinden biri: "hayır onları ezecek misin ?. Buna izin vermem önce beni ezmelisin ." dedi arabadan atladı. Canına susamıştı. Buradan kurtulmak için bahaneydi herhalde. Dışarıda aslanlar yokmuş gibi davranıyordu.Aslanlar ona bir şey yapmadı. Aslanların arkasına geçti aşağı bakınca bütün aslanların ona baktığını gördü.(Bu bahtsızlığı bizimkinden almış olmalıydı bizim bahtsızdan.) Aslanlarla göz göze geldi. Hızla koşmaya başladı. Bizim arabada duranlardan bazıları da onu kurtarmaya diye arabadan atladı. Onu takip etmeye başladılar. bizimki de onlarlaydı. arabada kalanlarda beklediler ama içlerinden zeki olan
"Bunlar yayan kurtulamazlar arabayla takip edip arabaya alalım onları ." dedi araba hareket etti .. takip etmeye başladı, şöförden yani rehberden hızlı gitmesini istediler. Bizim koşanlarda nehre yaklaşmışlardı. Yani felakete neden felaket dediğimi anlamışsınızdır. Timsahlara timsahlara yaklaşmışlardı. En önde hayvan sever kız arkasında aslanlar aslanların arkasında da kurtarmaya gidenler vardı bu sıraya , zincire timsahlarda eklensin istemezdik. Hayvan sever de timsaha yaklaşmıştı . Arkadan koşanları arabaya aldılar. en öndekini arabaya almak zor olacağa benziyordu. Timsah tam kızı yiyecekken yada ısıracakken kıyafetinden birisi yakaladı ve geri çekti. Bunuyapan arabadakilerden di tabi gönül ensesinden tutup arabaya almak isterdi ama olmadı. Bizimkisi ensesinden tutup geri çekip arabaya bindirmek oldu.Bu kadar maceradan sonra devam etmek istemediler ve geri döndüler .Otel denemeyecek şeye eğer dense diğer otellere haksızlık olur neyse o şeye geldiler ve ilk defa o yerde yemek yiyeceklerdi. Odalarına gidip üstlerindeki yorgunluğu attılar ve hepsi yemekhaneye indiler.Bizim bahtsızın şansına o gün aşçı yokmuş . Bizimkiler buradan artık kaçmak istiyorlardı . gizlice oradaki uçak seferlerine baktılar .Tam 1 saat sonra uçak kalkacaktı hemen eşyalarını topladılar ve arkalarına bile bakmadan kaçtılar .Kaçtılar ama nereye gideceklerini bilmiyorlardı. Sora sora buluruz diye düşündüler. Düm düz ilerlediler hiç soracak kimse bulamadılar . Ormanların arasında geçerek nasıl olduysa buldular uçak pistini . ama uçak havalanmak için hazırlanmıştı uçağın peşinden koşarak uçağı durdurdular ve bindiler hızlı bindikleri için bavullarıyla yan yana durdular . Ama sonunda ülkelerine geri döndüler. Kabustan kurtuldular

ŞİMDİ OKUDUĞUN
A.Ş.K
Teen Fictionİstanbul da yaşamış güzel, bilgili bir bayan vardı . Çift üniversite okumuş bu bayanın okuduğu alanda işçi gerekmiyordu .Sonra ne olaylar ne olaylar. Kitabı okumaya başlayınca öğrenirsiniz Aslında bu yazdıklarım küçükken oynadığımız küçük çaplı bir...