& İSTANBULDA İŞ &

109 4 2
                                    

İstanbulda okumuş bizim Alev ( güzel, bakımlı, bilgili kız ) Bitirdiği gıda mühendisliği bölümünde kendine iş arıyordu .İstanbulun dar ve ara sokaklarına kadar bakmıştı .Büyük restaurantlara tek tek gidip gıda mühendisi arıyormusunuz diye sordu ve artık pes etti .Başka işler aramaya başladı .Ve en sonunda teşvikiyede ünlülerin oturduğu kafelerin birinde iş buldu .İşi için  üniversite okumaya gerek yoktu garsonluktu bulduğu iş . Sabah geç gidiyordu ama gece yorgunluktan evin yolunu bulamıyordu . Sabah kahvaltı bile yapamıyordu ailesiyle . uyuyordu o sıra . Ne çabuk geçmişti günler, çalışalı bir hafta olmuştu . İşyerine alışmıştı .

Tabi bizim bahtsız bu bir haftada onlarca tabak kırmıştı .Patrondan gizli. İstanbullunun bir dolabı vardı bütün kırdığı tabakları, bardakları oraya koyuyordu . Hadi tabak, bardak kırılırda çatal, bıçak kırılırmı ? Bizim bahtsız kırdı işte .Müdür uzun zamandır gelmeyen bir yemekten dolayı kırılan ama o yemekten önce oraya çok yatırım yapan ünlü iş adamını çağırmaya karar verir ve ünlü iş adamı Yiğit GÖKTAŞI arar tabi direk o çıkmaz . bant kaydı çıkar . tabi bilmezmisiniz bir' e tıkla iki 'ye tıkla der . Müdür gereken yerlere tıklar .Bant kaydı sizi sekretere bağlıyorum der . O sırada müdür yapması gereken işleri hatırlar sekretere bağlanır ve sekreterle konuşurken koridorda ilerler sekretere derdini anlattıktan sonra Yiğit GÖKTAŞA bağlar . O sırada bizim İstanbullu müdüre çarpar telefon yere düşer . Arama sonlandırılır .Müdür bizimkine çok kızar ama birşey demez .Tekrar dener ve bu seferde haber verebilir . İş adamı kabul eder . Sonra sekreteri ne zaman geleceklerini haber verir . bunlar günler öncesinden hazırlanırlar .Şef bütün garsonları toplar bir gece öncesinden ve " Bu bizim için çok önemli yarın kapalıyız hepiniz iş adamına çalışacaksınız . eşiyle beraber gelecekler. " der ekstradan ekler " Masada ,mutfakta karabiber istemiyorum hanımefendi' nin alerjisi var ." dedi ve garsonları evlerine gitmesi için izin verdi. Büyük gün geldi çattı. Bizim İstanbullu yerleri silmeye başladı tabi yine bahtsızlığı tuttu viledayı kırdı birşey olmamış gibi kırıkları dolaba koydu. Beklenen kişiler, iş adamıyla eşi geldiler. Gelmeden önce garsonlar kendi aralarında iş bölümü yaptılar. Oturacakları yeri gösteren , siparişleri alan, çorbayı ,ara sıcağı, mezeleri , ana yemeği, tatlıyı, içecekleri getiren farklıydı bizim sakara kolay iş olsun diye içecek görevini verdiler . Siparişler alındıktan sonra bütün garsonlar getirecekleri şeyleri getirdiler sıra İstanbullu daydı istenilen içecekleri almaya mutfağa giderken onların önünden geçti geçerken tuz istediler. Bizimkide hayır o benim görevim değil diyemedi .mutfağa giderken düşündü masalarını hazırlarken biz tuz koymuştuk hatta ben koydum dedi ve mutfağa gitmeden direk masaya gitti nasıl bir cesareti varsa ben masaya koydum dedi ve aldı Hanımefendinin tabağına döktü . Hanımefendi kaşınmaya başladı tuz yerine koyduğu karabiberdi . özür diledi yalvardı gitmemelerine ikna etti. Eczaneye giderek alerji ilacı aldı ilaçta pahalıydı.( 1299€) geldi hemen ilacı içirdiler. Yemeğe devam ettiler. Onlar yemeğe devam ederken bizimki içeride diğer garsonları olan olayları şefe söylememelerine ikna etmeye çalışıyordu. Bir garsonda misafirlerin gitmemeleri için şirketin ileriki durumunu düşünerek içecekleri götürmeye karar verdi. İçecekleri alır masaya doğru ilerlerken içinden ( zaten o sakar götürse yine birşey yapardı) dedi tekrar düşündü (acaba yanlış mı yapıyorum diye )düşünürken kendini masanın yanında buldu. İçecekleri verdi. Bizim İstanbullu da kendimi nasıl affettiririm diye düşündü ve aklına fikir geldi. Kendi cebinden küçük çaplı yiyecekler hazırladı ve götürdü. Artistlik yapayım derken yemeği hanım efendinin üstüne döktü. İş adamı dayanamayıp" Ama bu iki oldu bitti tamamen bitti" deyip gitti giderlerken şef gördü ve şef" Neden gittiler " diye sordu . Bizim bahtsız da "İşleri çıkmış sonra gelicekmişler." derken şefin telefonu çaldı ve arayan sekreterdi. Sekreter " Beyfendi bir daha oraya gelmiyecekmiş gelmesi için ısrar etmeyecekmişsiniz " demiş ve kapatmış. Şef hemen kızı kovmuş. Bizim bahtsız da kovulduğu na değil onların gitmemeleri için harcadığı paraya üzülmüş...


8 Eylül 2015 / 00.51

     Aşk bu bölümde yoktu ama ileriki bölümlerde ve özellikle son bölümde kitabın adının neden aşk olduğunu anlayacaksınız.
  Kitabın diğer bölümlerini her hafta salı günü yayınlamayı düşünüyorum.İlk iki bölüm açık kısa oldu ama diğer bölümler bu bölümlerin iki katı olacak siz okurların sıkılmadım diye kısa yaptım.   Bide rica etsem beğenip  beğenmediğinizi yazsanız sevinirim   TEŞEKKÜRLER

A.Ş.KHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin