KAÇIŞ (tanıtım)

76 11 6
                                    

OY VE YORUMLARINIZA İHTİYACIM VAR.

Onunki bir arayış değil bir kaçıştı. Her şeye yeniden başlamak yerine herşeyden kaçıp devam etmekti onunkisi. Kalbinin ve aklının en şiddetli çelişkisiydi olaylardan kaçma  sebebi. Göremediği ilgiyi görmek , hissetmediği mutluluğu hissetmek , duyamadığı güzel sözleri duymak, yaşayamadığı güzel anılar yaşamak değildi amacı. Onun aksine yine herşeye olduğu gibi devam edip en azından ona üzüntü verecek anılarda kaybolmamak istemesiydi. Arayış değil kaçıştı. Kalbini susturmuş, duygularını öldürmüş, artık yalnızca mantığıyla  hareket etmek isteyendi o. Kendine yeni bir sayfa açmayı denemiş, ancak o yeni sayfada eski sayfanın izleri olduğundan bu işin ancak yeni bir defterle hallolacağını anlamıştı.

Onca zaman yıpranmış , üzülmüştü. Kişiliği , davranışları ve dış görünüşü de düşünceleri gibi şiddetle çelişiyordu. Bulunduğu karanlık çukurdan çıkmak için yine karanlık bir yola başvurmuştu. Ki zaten kendince aydınlık bir yol yoktu onun için. Ama o karanlık yolun ardından çıkan aydınlığa zor da olsa ulaşacağını kim bilebilirdi ki?

Karanlık yolun sonundaki aydınlığa kendisi ulaşmaya çalışmasa da o aydınlık onu kendine çekeceki. Onun isteği dışında olan bu şey belkide onun kurtuluşuydu. O karanlık yolda yürürken sonundaki aydınlığa değil, o yolun karanlık sonsuzluğuna inanıyordu. Bu güne kadar hep yanlış yolları seçtiğinden , doğru yolu seçme olasılığına inanamıyordu. Kendini o yanlış yola o kadar alıştırmıştı ki , aydınlığı istemiyordu. O , o karanlık sonsuzlukta kaybolmak istiyordu ancak kaybolamıyordu.

Karanlık çukura düşmesini tetikleyen şeylerden biri ise defalarca gerek arkadaşları , gerek dostları , gerek duygusal olarak değer verdiği kişilerden gösterdiği sevgiyi görmemesiydi. Kendisi hariç herkesi düşünmüş , herkesi mutlu etmişti. Ancak o mutlu ettiği , düşündüğü , güvendiği , sevdiği , değer verdiği kişilerden tam tersi tavırlar görmüştü. O mutlu olmaya çalıştıkça çevresindekilerden darbe almıştı. O onlara güvendikçe , onlar güvenini boşa çıkarmıştı. Ama o , çevresindeki gerek suçlu gerek suçsuz olduğu her olaydan kendine de suçluluk payı çıkarmıştı.

Bunun sebebi kendiyle barışık bir insan olmamasıydı. Özgüvensizlikle de bir araya gelince ortaya o çıkıyordu. Ortaya , 'yaşadıkları güzel şeyler olmamasına rağmen savaşmayı değil, yaşadıklarından kaçmaya çalışan biri' çıkıyordu.

Kendisinin duygularına hükmetmesi gerekirken, duyguları ona hükmediyordu. Önceden duygularının esiri olmuş ve mantığıyla hareket edemeyen biri haline dönüşmüştü.

Artık 'iki gözüm var' diyen birine bile inanmayıp gözlerini sayabilirdi. O derecede güvensizti herkese karşı, herşeye karşı.

Bu güvensizlik yanında korkuyu da getiriyordu. İnsanlara güvenmekten korkmak , onların onu üzebileceğinden korkmak.

Karşısına çıkan her fırsatı geri çeviren , ona söylenen güzel sözlerin altında söylediği kişiye ait bir çıkar arayan birine dönüşmüştü.

Kimsenin ona değer vereceğini düşünmüyordu. Bir kişi hariç. Sıla.

Sıla onun herşeyiydi. Güvendiği ve güvenini hiç sarsmayan tek kişiydi. Doğduğundan beri arkadaşı olmasının yanında hiç kopmamışlar , birbirlerini hiç üzmemişlerdi. Onu sarsan olaylarda Sıla ona , Sıla'yı sarsan olaylarda ise o Sıla'ya destek olmuştu.

O , Sıla'dan başka kimseyi görmeyen , kimseyi duymayan , kimseye güvenmeyen , sadece ona sığınan , geçmişinden kaçan ,gelecekten de bir umudu olmayandı. O Lara'ydı.

KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin