- BÖLÜM 3 -

40 5 4
                                    

OY VE YORUMLARINIZA İHTİYACIM VAR.

Gözkapaklarım acıyordu. Saatin kaç olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ne zaman uyuduğumu da bilmiyordum. Üstelik kulağımdaki kulaklık da son ses çalıyordu.

En son Sıla'yla tartışmış ve konuyu kurcalamadan odaya kapanmıştım.

Ne yapsam da susturamamıştım kafamın içindeki çığlıkları.

Daha fazla düşünmemek adına , yine kulaklığıma sığınmıştım ancak bir süre sonra düşünmekten dinlediğim müziği bile duyamıyordum.

Hep böyle olurdu. Ne zaman düşüncelerimden kaçmaya çalışsam çözümün kulaklıkta olduğunu düşünür ancak müzik dinlerken tekrar düşüncelerime esir düşer ve kulaklıktaki müziği duymamaya başlardım.

Doğrulup kulaklıkları çıkardıktan sonra yatağın yanındaki komidine koydum. Saate bakmak için telefonun kilidini açtığımda geceydi. Yaklaşık 6-7 saat uyumuştum ve şuan gece olmasına rağmen zerre uykum yoktu.

Yapacak bir şeyim de yoktu. Belki biraz kitap okursam yeniden uykum gelir diye düşünüp son okuduğum kitabı elime alıp balkona çıktım.

Kitabı balkona bırakıp mutfağa yönelirken bir yandan eve göz atıyordum. Sıla da uyumuş olmalıydı.

Uykumun gelmesi için kendime bir bardak süt ısıttıktan sonra cezveyi bulaşık makinesine atıp tekrar balkona yöneldim.

Balkonun ışığını yakıp balkona geçerken elimdeki sütü dökmemeye çalışıyordum. Sakarlıkta devir atlamış biriydim.

Yelpazeyle kendine hava yaparken yanındaki kişinin suratına yelpazeyi çarpan birinden bahsediyorduk. Ben.

Sütümü balkon mermerine koyup sandalyeyi de mermerin kenarına çektim.

Gece olduğu için balkon ışığını yakmam sorun olmuyordu. Dikkat çekmiyordum. Üstelik üst katta bir daire olması da avantajdı.

Bir yandan kitabımı okuyor , bir yandan da sütümü yudumluyordum. Ama uykum gelmiyordu. Ben de uykum gelene dek kitap okumaya karar verdim ve tekrar kitap okumaya döndüm.

Ben kitabıma dalmış okurken , sandalyemin yanına çekilen sandalyenin sesiyle başımı kaldırdım. Sıla'ydı. Ve uykulu gözüküyordu. Her zamanki gibi uykuluyken gözleri kısılmıştı ve saçları arap saçına dönmüştü.

Sandalyeyi karşıma çekerken gözlerimi ondan ayırmıyordum. O ise bana değil sandalyeye odaklanmıştı.

Sonunda sandalyeyi çekmiş ve karşıma oturmuşken bakışları beni buldu.

Bir kaç saniye boş boş birbirimize baktıktan sonra bakışlarımı kaçıran taraf ben oldum.

"İkimizinde birbirimize dargın kalamayacağımızı biliyorsun Lara."

"Biliyorum" dedim yüzümü ona çevirmeden. Ama onun bakışlarını yüzümde hissedebiliyordum.

"Özür dilerim"

Bu sefer bende bakışlarımı ona çevirmiştim. Başını yana eğmiş , pişmanlıkla bana bakıyordu.

Anneme veya bir başkasına benim hakkımda hiçbir şey anlatmaması gerekiyordu. Ben herşeyi silip Sıla'nın yanına gelmiştim çünkü sadece ona güvenebilmiştim. En azından bana sorması gerekirdi.

"Ne için? Bana sormadan başkalarını benim hakkımda bilgilendirdiğin için mi?"

Evet şuan biraz üstüne gidiyor olabilirdim ama durmayacaktım. Anlamalıydı yaptığı şeyi.

KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin