Bugün Ant ile gezeceğim için taksiye binmeyi tercih ettim. Taksiden indikten sonra parkın en köşesinde bir bankta oturan Ant'ın yanına gittim ve gülümseyerek "selam" dedim. Beni baştan aşağıya süzdükten sonra "vay canına" dedi. "Abartma canım" dedim ve gülümsedim.
Ayağa kalktı. "Abartmıyorum harika görünüyorsun " dedi. Tabi ben bir havalandım. Saçlarımı karıştırdım ve koluna girip neşeyle "hadi gidelim" dedim
"Gideceğimiz barda okuldan birileriyle tanışırsın büyük ihtimalle" dedi.
"Nasıl olacak o" dedim.
"Genelde bütün okul orada olur" dedi.
Olduğum yerde durdum ve "bak benim bugün kafam bozuk eğer sarhoş olursam sana emanetim" dedim ve buruk bir şekilde güldüm.
O da gülümsedi ve " tamam" dedi. Birlikte arabasına bindik ve kocaman bir barın önünde durduk. Arabayı valeye bıraktı.
İçeride aşırı derecede sigara ve ter kokusu vardı. Koku duvarlara sinmiş olmalı. Yoksa bu kadar kokunun olması mümkün değil.
Ant "Gel kenara geçelim" diyerek beni düşüncelerimden ayırdı. İçeride surat olarak tanıdık bir sürü insan vardı. Demek tüm okul burada takılıyor. O zaman Hazanda burada takılıyordur.
Ant barmenden ikimiz içinde bir şeyler istedi. Bu şeyin ne olduğunu bilmiyorum ama tadı fena değildi. "Yavaş iç çarpar" dedi.
Güldüm.
"Söyle bakalım canını sıkan ne? " dedim
Önce oflayıp pofladı ama sonra "eski sevgilim" dedi.
"Ne olmuş eski sevgiline" dedim.
"Onu özlüyorum" dedi.
"Bir dakika siz neden ayrıldınız" dedim merakla.
"O şuan pariste" dedi içkisinden yudumlayıp "gitmeden önce birbirimize söz vermiştik , ayrılmayacaktık" dedi
Buruk bir şekilde güldü ve "sözünü tutamadı. Mesafelere inanmıyormuş" dedi.
" 1 hafta sonra gelecek ve ne yapacağım bilmiyorum. Tam 5 aydır yok ve 3 aydır ayrıyız." dedi
Sadece sustum.
"Bir şey söyle Umay" dedi ve içkisini kafasına dikti.
"B..benim Türkiye de bıraktığım bir sevgilim var 4 aydır buradayım ve ayrılmadık. Sana bu konuda bir şey söyleyemem." dedim.
"Söyleyemem çünkü söylersem sevgiline hak vermiş olurum." dedim. Ortada kendime itiraf edemediğim bir gerçek var. Emreyi ne kadar seversem seveyim onu göremeden , dokunamadan , birlikte vakit geçiremedikten sonra sevgili olsak ne fark eder.
"Ne yani mad mi haklı " dedi
"Mad? " dedim
"Madison" diye düzeltti. Sonrada " o bana Ant ben ona Mad derdim" diyerek ekleme yaptı.
Cevap vermeden barmenden yeni bir içki istedim.
O sırada yanımıza bir erkek geldi
"Ne haber Ant" dedi ve erkek tokalaşması yaptılar.
"İyiyim sen" dedi ve konuşmaya başladılar. Sonunda beni hatırladılar.
"cris bak Umay" dedi ve beni gösterdi.
Nazikçe gülümsedim ve sonra "merhaba" dedim ve elimi uzattım.
Crist'e elini uzattı "seni bir yerden tanıyor gibiyim" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANADA'DA AŞK
Romansa"Kanada ; doğduğum şehir. Orada sadece 2-3 ay kalıp buraya gelmiştik. Babamın yanına... Şimdi tekrar gidiyoruz. Nasıl bir şehir olduğunu hatırlamadığım Kanada'ya..."