"Bay Kim'in aptal oğlu Kim Jong İn?"
İşaret parmağıyla kafamı itekledi.
-"Ya! Sen bana aptal mı dedin?"
-"Evet,aptal değil misin? En son bir köpeğe ateş düşürücü içirecek kadar aptaldın."
-"Sende köpeğin üzerine spreyle Benim tonim yazacak kadar aptaldın."
Sinirlerim tepeme çıkmıştı.
-"Ya! Benim köpeğim değil mi istediğimi yazarım sanane he?"
Şuan kapının önünde birbirimize öldürecek gibi bakıyorduk.Tam bana birşey söylecekken arkadan Bay Kim'in sesi duyuldu.
-"Gong Pal-ah kimmiş gelen?"
Bay Kim kapıya kadar gelmişti.Oğlunun geldiğine hiç şaşırmamış gibiydi.-"Oh..Sen miydin.Gel gir hadi kahvaltı hazır"
Ağzım açık bir şekilde Bay Kim'in tavırlarına baktım.Hani bu oğlu onunla konuşmuyordu? Ya da insan yıllardır görmediği oğlunu gördüğünde tepkisi böyle mi olurdu? Ne kadarda soğukkanlı bir kişiliği vardı.
Jongin arkasında sürüklediği iki valiziyle içeri doğru girdi.Neden valiz getirmişti ki? Ah..Yoksa..Burada mı kalacaktı..Gerçi başka nerde kalacaktı ki burası onun çiftliğiydi.
Kahvaltı masasına vardığımızda Bayan Kwang Jongine sıkıca sarıldı.-"Ya kötü çocuk! Bu zamana kadar neden gelmedin? Seni çok özledik,umarım bu sefer uzun kalırsın"
"Ah..Kendi adına konuş Mrs.Kwang" diyerek homurdandım.
Herkes dönmüş bana bakıyordu.Jongin bana bakarak:-"Bende sizi özledim Bayan Kwang.Özelliklede çocukluk arkadaşım Gong-toniyi."
"İzilliklede çıcıklık ırkıdışım Gıng-tiniyi"
Söylediklerinin taklidini yaptığımda dil çıkardı.Ah..Bu çocuk hiç büyümemiş miydi? Evet,fazlasıyla yakışıklı,erkeksi olmuştu ama kafası hala yedi yaşında kalmıştı.Masaya geçmiştik.Mrs.Kwang babamın yanına oturduğundan mecburen Jongin'le yan yana oturmuştum.Bay Kim yemeğe başladığında bende hızlıca tabağıma üç tane tost aldım.Bir yandan zeytini,peyniri ağzıma atıyor diğer yandan tostu ısırıyor bir yandanda elma suyumu içiyordum.
Babam bana bakarak öksürdü.-"Kızım biraz yavaş yesene bu kadar mı acıktın?"
Jongin bana gülerek:
-"Sanırım kızınız görgü kurallarının farkına değil Bay Gong"
Babam kafasını tabağına eğmişti.Aptal olduğu kadar saygısızda.Benim canım babam özürdilerim.Bundan sonra daha dikkatli yiyeceğim.Jongine ters ters baktım.Ağzımı açacaktım ki Bay Kim konuşmaya başladı:
"Gong-pal her sabah altıda ahıra gider,sonra kümesi temizleyip yumurtaları toplar,daha sonrada bahçeyi sulayıp hem bitkilerin bakımını yapıp,hemde olgunları toplar.Bunlar sadece sabah sekizde olan kahvaltıya kadar olanlar.E bu kadar sorumluluktan,işten,güçten sonra böyle acıkması,iştahla yemesi normal.Sabahtan akşama kadar yan gelip yatıp,iş güç bilmeyen insanlarda buna görgü kuralı der."
Ağzımdaki lokmamı yuttum.Şaşkınlıkla Bay Kim'e bakıyordum.Şuan beni kendi öz oğluna karşı savunuyordu.Jongin daha yeni babama yaptığı gibi kafasını tabağına eğmişti.
İşte bu! Sen bunu haketmiştin oğlum. Sessizce kulağına doğru eğildim ve:-"Ya işte bu çalışkan Gong-toni"
Bay Kim çatal ve bıçağını bırakarak konuşmaya devam etti:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşilin Kızı
RandomBusan'ın en güzel çifliğinde bir bahçıvan kızı olmak kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Evet öyleydi.Her sabah okyanusun kızıllığıyla izlediğim güneşin doğuşu,portakal ağaçlarım,yumurtadan çıkmasını beklediğim minik civcimlerim,en güzelide yan çi...