Hava kararmaya başladığında Mrs.Kwang,çifliğin dışındaki depodan getirmem için bir kutu sığır eti ve soju istemişti.Akşam için Bay Kim Baekhyun'un annesi ve babasını davet etmiş.Bunu duyduğumda ufak çaplı bir kalp sarsıntısı yaşadım emin olun.Onlarla birkez Baekhyun'un bahçesine bakarken,yere düştüğüm ve suratımın çamura bulandığı bir anda karşılaşmış ve komedi programı izlermişcesine haykırdıkları gülüşlerine maruz kalmıştım.Evet ben,hoşlandığım çocuğun ailesiyle böyle rezil bir şekilde karşılaştım.Ve bu yüzden bugün mümkün olduğunca onlara cici kız tarafımı göstermeliydim.
Kutuları alıp çifliğe geldiğimde Jongin dışarıdaki hamakta uzanmış telefonuyla uğraşıyordu.Bana bağırdından beri hiç konuşmamıştık.Kollarının beni taşımaktan koptuğunu söyleyip,dinlenmek için odasına gitmişti.
Oysa ki bende bir anlık benim için endişelendiğini düşünmüştüm.Odun!
Mrs.Kwang beni gördüğünde bağırdı:-"Gong Pal,sojuları dolaba koyar mısın tatlıım ve etleride masaya bırakabilirsin"
Tam Jongin'in yanından geçerken kulağına doğru eğildim ve cırlayarak:
- "TAMAM MRS.KWANG!"
Jongin irkilip telefonunu suratına düşürmüştü.Kıkırdayarak hızlıca koştum.
"YA! MANYAK KIZ,ŞİMDİ ÖLDÜN!"
Hamaktan kalkıp bana doğru koştuğunda içeri girip Mrs.Kwang'ın arkasına saklandım.
-"Benim kıymetli,mükemmel suratıma düşürdüğün telefonun cezasını çekeceksin!"
-"Mükemmelmiş..Ay götüm.." Diyerek gülmeye başladım.
Mrs Kwang ikimizin arasında kalmıştı.
-"Ya! Çocuk musunuz siz?! Misafirlerimiz yarım saate burdalar,hemen gidip hazırlan Gong Pal ve sizde Jongin Bey!"
Babam bağırdığında ikimizde durmuştuk.Mutfaktan çıkarken Jongin'e dil çıkartarak odama kaçtım.
İlk önce su üzerimdeki bahçıvan pantolonundan kurtulup giyebilceğim güzel birşeyler bulmam gerekti.Ama tabiki giyeceğim şey belliydi.Her kasabaya indiğimde ya da özel günlerde giydiğim kahverengi diz altı eteğim,ve kremrengi çicekli gömleğim...Gerçekten Baekhyun'un beni farklı bir kıyafetle görmesini isterdim..Güzel bir elbiseyle..
Kıyafetlerimi giydikten sonra aynanın karşısına geçip saçlarımı taradım.Mrs Kwang'ın aldığı çiçekli tokamı taktım.
Sanırım benim en iyi olabilceğim halim buydu...Bahçeye çıktığımda Bay Kim ve babam vardı. Bay Kim beni görünce:
-"Oh Gong Pal..Güzel görünüyorsun"
-"Gerçekten mii?!!!!"
Bay Kim bana ilk defa güzel demişti..Sevinçten yerimde zıplıyordum.Taa ki o aptal kahkahayı duyana kadar..
-"Hahahaha baba...Zevksiz olduğunu düşünmeye başladım..Büyükanneler gibi gözüküyor"
Evet duydunuz.Bu Jongin'di.Kaşlarımı çatarak öldürücü bakışlarımı ona uzattım.O ise bana sırıtarak bakıyordu.O sırada çifliğin kapısı çalmıştı.Kalbimin yerinden çıkacağını hissettim.
-"Ben açıyorum" diye bağırarak koşmaya başladım. Kapıya geldiğimde nefesimi tuttum ve açtım:
-"Hoşgeldiniz"
Önde Baekhyun'un annesi ve babası vardı. Gülümseyerek içeri geçtiler.Arkada Baekhyun bana gülümsüyordu,bende aptallıkla ona sırıttım.......Ama Bir dakika...Baekhyun'un yanında bir kız mı duruyordu?Hayır yanında değil kolunda....Yutkundum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşilin Kızı
RandomBusan'ın en güzel çifliğinde bir bahçıvan kızı olmak kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Evet öyleydi.Her sabah okyanusun kızıllığıyla izlediğim güneşin doğuşu,portakal ağaçlarım,yumurtadan çıkmasını beklediğim minik civcimlerim,en güzelide yan çi...