Umut bitermiydi bir insanın içinde?
Biterse bu nasıl mümkün olurdu?
Peki, ya bu karşımdaki adamın umudu neden bitmişti, nasıl bu kadar çaresiz olabilmişti hiç bir fikrim yoktu.Gün geçtikçe daha çok alışıyordum bu yabancıya.
Evet yaklaşık 2 haftadır buradayım ve elimden birşey gelmiyor. Tek yapabildiğim hayatta kalmak. Yaz aylarında olduğumuz için şanslıydık aslında gündüzleri sıcak olsada geceleri üşütebilecek şekilde hava serin oluyordu.
Günlerdir aynı şeyi yaparak konuşmadan oturuyorduk.
Sessizliği gidermek adına boğazımı temizlediğimde bakışlarını üzerimde hissedebilmiştim. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda gözleri aynı şekilde ruhsuz ve soğuk bakıyordu. Bakışları altında ezilerek başımı ellerime çevirdim günlerdir içimi kemiren soruyu ona yönelttim."Bu adaya nasıl düştün?" diye sorduğumda gözleri aynı donuk ifadeyi sürdürüyordu.
Bir süre konuşmadan yüzüme baktı. Gözlerini yüzümde hissettikçe tedirginliğim artıyordu.
Yanlış bir soru mu sormuştum?"Uçak kazası." dediğinde şaşırmıştım. Ama bunun nedeni bana cevap vermesiydi. Konuşmayacağını düşünmüştüm. Cevabına şaşırmamıştım ne yani buraya birisi ancak ya uçaktan düşer yada benim gibi gemi kazasına kurban giderek düşerdi.
Başka soru sormadım. Anlatacağını sanmıyordum zaten bu kadar basit bir sorunun cevabını bile uzun uzun düşünüyorsa diğer sorularıma ne tepki vereceğini tahmin etmek zor olmazdı.
Ayağa kalkarak kulübeye doğru yol aldım. Bu külübeyi Baran yaptığını söylemişti bu nedenle ona minnettardım.
Kulübenin içerisine girdiğimde Baranın yaktığı ateşin ışıkları odaya biraz olsun yansıyordu. En azından yatağımı bulabilecek kadar görüyordum.
Yatağım demişken tabiki de bildiğimiz bir yatak değildi bana verileren tarafa ben yatağım diyordum zira bu kulübeyi sadece uyumak için kullanıyordum.
Sol tarafa geçerek kuru tahta parçasının üzerine uzandım. Bu gerçekten rahatsız edici bir durumdu. Yatağımı istiyordum.
Uzanıp yüzümü duvara dönecek şekilde yattığımda kulübenin kapısı açıldı. Baranın geldiğini tahmin etmek zor değildi değil mi?Kulübenin sağ tarafına geçerek oda kendi bölümüne uzanarak bana sırtını döndü.
Bir süre odada sadece düzensiz nefeslerimizin sesi duyuldu. Daha sonra Baran boğazını temizlediğinde konuşacağını anladığımda ne diyeceğini merakla bekledim."Annem Türk babam Yunanistan göçmeni. Babam bu senede olduğu gibi her sene Babaannemin mezarına Yunanistana gider. Bu sene tek başına gitmeyip bizde ailecek onunla birlikte gitmeye karar verdik ve Yunanistana geldik. Babaannemin mezarını ziyaret ettikten sonra İstanbula dönmek için uçağa bindik." derin bir nefes aldıktan sonra devam etti.
"İşte sonra uçak kaza yaparak düşüşe geçti herkes bir bir uçaktan savrulurken bende buraya düştüm, yaşayan sadece benim sanırım burda benden başka kimsede yok zaten muhtemelen hepsi ölmüştür." duraksadı.
"Ailemde buna dahil." dediğinde şaşkın bakışlarım eşliğinde yüzümü ona çevirdim. Yüzü bana dönük olmadığı için şuan sırtını görebiliyordum ama vucudundaki kasların kasılması üzerine gerildiğini anlamak zor değildi.
Ne diyeceğimi bilmediğim için susmak zorunda kaldım. Allah aşkına bu konuda ne diyebildim ki? Kim ailesini kaybetmiş şuan kimsesiz bir insana hangi teselliyi verebilirdi.
"Konuşmayacakmısın?" dediğinde mümkün olabilirmiş gibi daha da sessizliğe gömüldüm.
Ne diyebileceğimi gerçekten bilmiyordum. Bu konuda kendimi şanslı hissettim en azından hala ailemin yaşıyor olması benim için iyi birşeydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/44156467-288-k712706.jpg)