Bu hayatta bir çok kez ölmek istedim, bir çok kez tüm benliğimle allaha yalvardım ölmek için ve ölmedim. İşte ölüm hiç ummadığınız an karşınıza çıkarak sizi perişan ediyordu.
Ölüm duygusu diye bir şey var şuan da; bir pişmanlık duygusu gibi. Keşke ölmesem demek ama bunun artık bir işe yaramaması gibi.
Çaresizlik gibi.İşte şuan da partide ki insanlar ne kadar sarhoşluğun dibine vurmuşsa bende şuan bir o kadar çaresizliğin dibine vurmuştum.
Korku ve ölüm duygusu adeta üzerime çökerek beni bu çaresizliğimle yalnız bırakmamışlardı.
Ne mi oluyordu?
Keşke olmasaydı? Keşke gelmeseydim bu lanet yere, dedirtecek bir şey oluyordu şuan.Çevremde ki insanlar koşuşturup can yeleğine sarılırken ben donmuş vaziyette duruyordum.
Belki de buda benim sonumdu. Şuan ne kadar ölmek istemesemde hayatım boyunca elime geçmeyen fırsat şuan ayaklarımın ucuna doğru gelmişti.
Hani derlerdi ya sağ omuzunda melek sana iyiliği fısıldar, sol omuzunda ki şeytan ise sana kötülüğü fısıldar derlerdi. Tam da şuan melek ve şeytan kavga etmekle meşguldü.
Şeytan şuan farklı ve bir o kadar güzel bir şekilde yerimde durmamı ve ölümü beklememi söylesede melek bir o kadar bana acil bir şekilde birşeyler yapmamı daha genç olduğumu ve hayallerimi fısıldıyordu kulağıma şeytandan daha güzel bir şekilde.Hayatımda sıklıkla ağır basan şeytan bugün meleğe çok kötü bir şekilde yenilmişti çünkü şuan tam da gözüme kestirdiğim can yeleğine doğru delice koşuyordum.
Can yeleğinin olduğu tarafa koşarken ayaklarım yerden kesildi. Biri beni koşarken birden bire ittirince havada uçarak yere düşmüştüm.
Kafamı kaldırdığımda bana bunu yapanın Ege olduğunu gördüm. Bana tuhaf bir şekilde bakıyordu acırmış gibi ezermiş gibi üzgünmüş gibi beni ölüme terk edermiş gibi.
Etrafıma bakındım başka can yeleği yoktu ne yani bu kadarmıydı? Ölmek istediğim zaman ölmez iken şuan tamda hayallerime sarılıp yaşamak isterken mi ölecektim. Adil olan bu muydu?
Zorda olsa ayağa kalkarak gözlerimle bir kurtuluş yolu aramaya çalıştım yoktu hiçbir kurtuluş yoktu hayat buraya kadarmış gibi hissediyordum. Fakat daha gözümün önünden bir film şeridi gibi geçen hayatım yoktu.
Ben böyle değilim ben bu değilim ben pes etmem hayatımda her ne kadar ölmek istiyorum desemde bu pes ettiğimden değildir. Ölmek pes etmek değil daha erken daha kolay bir şekilde huzura kavuşmak demektir.
Şuan huzur istemiyordum mutluluk istemiyordum yaşamak istiyordum ve şuan yaşamak için elimden gelen tek şey denize atlamaktı ne de olsa yüzme biliyorum değil mi? Evet denize atlamalıyım evet bunu yapmalıydım.
Kenarlıklara gelince durdum geceleri bir çok kez denize girmiştim ama yanımda hep ailem olurdu hiç korkmazdım. Peki ya şuan neden korkuyordum? Çevremde benim gibi olan birçok kişi vardı hepsi denizde yaşamak için çırpınıyordu. Tek eksiğim ailem miydi? Bu yüzden mi korkuyordum?
Eninde sonunda hayatta ailesiz yaşamayı kendi ayaklarımın üstünde durmam gerekecekti bu gelecekte değil neden şimdi olmasın ki?
Bacaklarımı kenarlıklardan geçirerek geminin dışına çıktım. Kolay olanı atlatmıştım geriye kalan işin zor kısmıydı yani denize atlamaktı.
Kendimi bırakmayacağım için söz verdim öncelikle. Yok öyle hemen denizi gördün boyunda yetmiyor zaten hemen öl işte diye birşey yoktu. Bu yüzden denize atladığımda su yüzeyine çıkıp savaşacaktım pes etmeyecektim.