ARAF KORUYUCULARI

124 7 2
                                    

Psikoloğum içerde ölü bir şekilde duruyordu. Hışımla arkami döndüm.
-  Ne yaptın sen!!
- Aileme kavuşmak için yapamayacağım şey yok. Gördün oğlum ne kadar mutlu her zaman birlikte olacağız diye.
İyi de çoçuk babasının ölmesine nasıl sevinebilirdi.
- Böyle olacağını düşünmemiştim. Onu ben öldürdüm. Eğer sizi söylemeseydim bunlar olmazdı.
Adam yaklaştı.
- Peki söylemeseydin ve ben ömür boyu o vicdan azabıyla yaşayasaydım. Her gece içkiye vursaydım. Daha mı iyi olurdu?
Adama bön bön bakıyordum.
- Cevap versene kainat. Cevap ver.
Ne diyeceğimi bilemiyordum. İki seçenekte bana korkunç geliyordu. Şimdi intahar etmesede ileride içkiden böbrekleri iflas edicekti ve öyle ölecekti. Adam sabırsızlıkla cevap vermemi bekliyordu. Bağırmaya başlamıştı.
- Cevap ver kainat. Kainat. Cevap ver. Cevap ver.
Gözlerimi sıkıca kapattım. Adamın sesi hala kulaklarımdaydı. Gözümü araladığımda koltukta oturuyordum. Karşımdaki koltukta piskolog oturuyor onun yanında da oğlu.
- Cevap versene Kainat. Şu an burada hayalet var mı?
Burada neler döndüğü hakkında en ufak fikrim yoktu. Yerimden kalkıp adamın az önce kendini astığı odaya girdim. Boştu. Adamın cesedi burada değildi.
- Kainat sen iyi misin? Ne yapıyorsun?
- şey. Sadece burada ne olduğunu merak ettim.
Dedim ve koltuğa geri döndüm.
- Şu an burada hayalet var mı?
Adama söylemek ile söylememek arasında kararsız kalmıştım. Söylersem ölecek. Söylemezsem vicdan azabı çekecek.
- Evet
Dedim zorlukla. O an duvardan içeri esmer kadın girdi ve oğlunun yanına oturdu.
- Kim miş peki?
Kadına döndüm.
- kim olduğunu söyleyeyim mi?
- Evet. Ona vicdan azabı çekmemesinide söyle.
Adama dönüp kadının söylediklerini aktardım ve ardından zambak dedim.
Adam şaşırmıştı. Zambağı tutturmuştum. Yoksa gördüğüm şey gelecek miydi. Nasıl böyle bir şey olabilirdi. Hem ölüleri hem de geleceği görmeye başladım. Neden onca zaman görmemiştim de şimdi görmeye başlamıştım. Bunu tetikleyen neydi? Tüm bu sorularıma cevap olacak kişi kimdi ve neredeydi. Yoksa gerçekten de tuğçeden sonra tramva mı geçirmiştim? Ama peki ya zambak. Önce kendimi cimcikledim ve bunun gerçek olduğuna emin oldum. Adam izin istedi ve odaya yöneldi. Hemen kalktım ve kolundan tuttum.
- İntihar çözüm değil. Bu kadar kolay pes edemezsin. Savaşman gerek.
- Fedakar olacağım ailem için.
- Bunun fedakarlıkla bir ilgisi yok. Kendine gel ve etrafına bak. Onlar senin hayatını yaşamanı istiyor. Ölmeni değil. Bu mu senin fedakarlık anlayışın.
- Aa...ama
- Aması yok. Hayatına çeki düzen vereceksin. Eger ailen icin fedakarlık yapmak istiyorsan içkiye bırakmak ile başla.
Şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
- Sen nesin böyle?
Haklıydı. Ne tür bir yaratıktım. Neydim ben ne!?
- Benim ne ya da kim olduğum önemli değil. Onlara söz ver hayatın adam gibi yaşayacağına.
Adamın elini tuttum.
- Güçlü olmasın.
Kadın yanıma geldi ve o da benim elimi tuttu.
- Sende öyle.
Dedi. Adam aniden kafasını kadına çevirdi onu görüyordu. Şaşkın şaşkın ona baktı.
- Ayla.
Elini elimden çekti. Sonra sendeledi ve bana döndü.
- Nereye gitti?
Sonra tekrar elimi tuttu. Yine gözlerî açıldı. Karısının yanağına dokundu aglamaya basladi.
- Güçlü olmalısın Aykut. Biz her zaman yanında olacağız.
Oğlanda gelip elimi tuttu. Adam oglunuda görünce daha da ağlmaya başladı.
- Baba biz her zaman seninleyiz. Sen farkında olmasanda.
- Aykut. Bana söz ver. İntahar ve içki yok.
Adam bır yandan ağladı bir yandan söz verdi. Kadın ve oğlan ellerini çekti. Adam dizleri üzerine düştü ve ağlamaya başladı. Bende onu orada ağlarken bıraktım ve odadan çıktım.

**********************************

İlk işim polis karakoluna gitmek oldu. Neşenin dosyasına bakacaktım. Tabii arşivlere ulaşmak o kadar basit değildi. Ama şanslıydım Aslı'nın babası polisti ve belki bana yardımcı olabilirdi. İkinci kattaki odaya doğru yürüyordum. Merdivenlerden yukarı çıkıyordum. Aslı'nın babası benim için kanunları çiğner miydi bilmiyorum. Adam işine çok bağlı. Aslında umudum yoktu. Sonuçta Halil amcadan bahsediyorduk. Çok katı kuralları olan bir adam. Umarım bana yardım eder. Ben bu düşüncelere dalmışken biriyle çarpıştım. Ve merdivenlerden yuvarlandım. Küçük bir düşsüştü büyütülecek bir sey degildi. İstemsiz bir şekilde "özür dilerim" dedim . Çarptığım kişiye baktım. Deri çeket kıyafetını yarısı kopuk kafasıyla kombinlemişti ölüydü bu?!!

ARAFTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin