1.5

647 71 4
                                    

Kai

Sinirle saçlarını karıştırdı esmer olan. Luhan nasıl böyle bir şey yapabilmişti? Dolu gözleriyle ona bakan miniği görünce daha da sinirlendi. Ona kıyamıyordu ama yapmak zorundaydı. Ondan nefret etmek zorundaydı.

Oysa hep birbirlerini sevdiklerini düşünmüştü Kai. Minseok'un bakışlarında sevgiyi şefkati hepsini görmüştü. Oysa o başkalarına esmer olandan nefret ettiğini anlatıyordu. Beraber çok güzel olabilirlerdi ama olmamıştı işte, minik adam her şeyi mahvetmişti.

-B-bana neden bu kadar kötü davranıyorsun Kai?

Minseok gözleri yerde sorduğunda esmer olan gülmeye başlamıştı. Bir de hiç utanmadan soruyor muydu? 

-Seni ilk gördüğümde kalbim duracak sanmıştım Minseok. Öyle güzel öyle savunmasız öyle masum duruyordun ki bir an sanki seni kollarıma almazsam bir daha seni asla göremeyeceğimi düşündüm.

Kai kapının kolunu tutarken dolan gözlerine inat sıkıyordu çenesini. Birini sevmek suçtu onların dünyasında... En güzel örneği değil miydi Minseok'un ondan nefret etmesi?

-Sadece seni izlemek bile yetiyordu bana ama sonra sen geldin. Tam hayatımızın içine düştün Luhan ile beraber. Sen gelince mutluluk geldi sanmıştım. Tam şuram da bir şeyler yeşeriyordu.

Kısa olana dönüp kalbini işaret etti Kai. Dolu gözleriyle onu izleyen miniğe hala sıkıca sarılmak istiyordu ama kalbi bir acıyı daha kaldırabilecek kadar güçlü değildi. O güçlü gözüken adam sevdiği tarafından ölesiye hırpalanmıştı.

-Sırf sen güvende ol diye evine kadar izlerdim seni. Her gün her akşam her lanet saniye sadece sen vardın aklımda ama sonra ne oldu biliyor musun? Sen benden nefret ettin Minseok. Başkalarına benden nefret ettiğini söyledin. Benimle alay ettin. Hep neden diye sordum kendime? Neden benden bu kadar çok nefret etti?

Kai küçüğe yanaşıp alnına düşen saçlarını geriye itti.

-Sanırım benden nefret etmenin tek sebebi seni delicesine sevmemdi. Ben seni sevdiğim için hiç pişman olmadım. 

Kai gülümsemeye çalıştı. Miniği ağlıyordu. Onu bu kadar çok severken ona zarar vermek ondan nefret etmek ...

-Seni defalarca hırpaladım miniğim ama dedim ya ben senden çok daha büyük hasarlar aldım. O yüzden buradan çıkana kadar tek kelime etme çünkü duymak istemiyorum. Buradan çıkınca benim söylediklerimi unutacaksın ve eskisi gibi benden nefret etmeye devam edeceksin.

Kai alnını küçüğün alnına dayayıp derin bir nefes aldı. Çok zordu. Ondan nefret eden bu kısa çocuğu sevmek çok zordu. Yıllarca onu özlemek çok zordu ama yapmıştı işte. Sevmişti, özlemişti.

-K-kai beni dinlemek zorundasın.

-Sana konuşmamanı söyledim.

-K-kai ne olur bak bir dinle. 

Esmer olan minikten ayrılıp kendini yatağa attı. Duymak istemiyordu Minseok'un bahanelerini duymak istemiyordu. Gözlerini kapatıp uyumak için uğraştı.

-B-ben korkuyordum! Senden asla nefret etmedim ama korktum Kai. Ailem böyle bir şeyin söylentisini duysa bile beni yurt dışına gönderirdi. Ben senden uzak kalmaktansa bunun daha iyi olduğunu düşündüm. 

Kai dikkatle miniği dinliyordu. Minseok'un ailesinin çok sert olduğunu biliyordu ama bu...

-Belki bunlar sana saçma gelebilir ama ben gitmeden önce onlara bunu söyledim Kai. Seni sevdiğimi söyledim. Bunu sana söyleyebilmem için seni özgürce sevmem için onlara karşı çıkmam gerekiyordu. Olmadı kabullenmediler. Sonrasını biliyorsun zaten seni bırakmak istememiştim. Gitmek istemedim ama Kai neden bana bütün bu olanları anlatmadın ? Senden nefret ettiğimi nasıl düşünebilirsin?

Minseok hıçkırıklarla ağlarken Kai'nin kolları arasında bulmuştu kendisini.

-Bunun gerçek olabilme ihtimaline dayanamadım. Senden duymaya katlanamazdım.

Uzun olan gömleğine sıkıca tutunan küçük ellere bakıp gülümsedi. Bir hiç uğruna yıllarca birbirlerinden mahrum kalmışlardı.

Her aşk zorluklar taşırdı.

Bazen onları aşamazdınız. 

Yixing'in arabasıyla evden uzaklaşan Luhan gibi...

Bazen sevdiklerinizin yanında kalamayabilirdiniz. Sırf onlar yaşayabilsin zarar görmesinler diye her zorluğa katlanabilirdiniz.

Bazende sessiz kalırdınız. 

Verdiğiniz sözler yüzünden Baekhyun gibi kafayı yiyecek olsanız bile susmak zorunda kalırdınız. 

Peki ya sonra?



Peki ya acı birilerini kaybettiğinizde daha çok büyür müydü? Büyürdü belki bilmezsiniz ama birini kaybetmek tüm hüznün kaynağıydı. Tüm o göz yaşları içinde boğulmalıydı kötü adamlar. Gerçekleri görme vakti sizcede gelmedi mi?

İzin vermeyin. Sevdiğiniz insanlar için susmayın. Onlarsız olmamak için susmayın. 

Bölüm yazmaktaki tek amacım kafamı dağıtabilmek bu kısa notun hikayeyle alakası yoktur. Gelecek bölümde görüşürüz ...

Alone baby(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin