1.7

591 70 13
                                    

Kaç gün geçmişti? Luhan iyice kemikleri belli olan ellerine baktı. Kimse onun için gelmeyecekti değil mi? Kapının açılmasıyla karşısındaki adama baktı. Gülmüyordu. Bu sefer suratında o alaycı ve uğursuz gülümsemesi yoktu. Yatağına oturan adamdan biraz uzaklaşmak istedi ama ellerine bağlanan kelepçeler bunu engellemişti.

-Lulu iyi görünmüyorsun.

Saçlarında gezen ellerden kaçmadı. Sadece gülümsedi. Burada olduğu süre zarfınca yapabildiği tek şey buydu çünkü. Arkada bıraktıkları uğruna gülümsemek...

-İyi mi olmam gerekiyordu?

Lay ellerinden birini küçüğün karnına koyup başını omzuna yasladı.

-Onu kaybetmeni istemedim.

Luhan gözlerinden akan yaşlara aldırış etmeden boş bir kahkaha attı. Bir bebeğe daha sahip olmuştu , istemediği minik bir can daha... Bu sefer Tanrı onu almıştı. O miniği bu cani adama bırakmamıştı.

-Beni döverken ne düşünüyordun peki? Onu kaybetmemi istemediysen ne düşünüyordun!

Sakince söylediğinde karşısındaki adamın sert tutuşuna maruz kalmıştı.

-Lulu 5 aydır burada beraberiz . Hala benden nefret ediyorsun ve ben çok sinirliydim. Benden nefret etmene katlanamadım.

Luhan cevap vermeden adamın odadan çıkmasını bekledi. Onu kaybettiği için üzgün değildi. Tanrıya minnettardı. Bir çocuğun daha bu çirkin dünyaya gelmesine izin vermediği için minnettardı. Çoktan 5 ay geçmişti. Luhan hüzünle iç çekti. Kimse gelmeyecekti.

-------

Sehun hırsla elindeki telefonu yere attı. 5 aydır miniğinden bir iz bile yoktu. Herkes harıl ahrıl onu aramasına rağmen o orospu çocuğu öyle iyi saklanmıştı ki!

-Sehun hyung!

Kyungsoo minik adımlarla uzun adamın yanına geldi. Koltuğa oturmaya çalışırken başarısız oldukça söyleniyordu. Sehun miniği koltukaltlarından tutarak kahve koltuğun üstüne bıraktı.

-Appa ne zaman gelecek? 

-B-ben en kısa zamanda geleceğine eminim Soo.

Sehun sinirle saçlarını çekiştirdi. Miniği daha ne kadar oyalayabilirdi?

-Yalan söylüyorsun. Appa beni terk etti değil mi?

Soo ağlamaya başlamadan önce içerideki bağırışları duyan Jongin koşarak salona gelmişti.

-Soo bana bak tatlım.

Esmer adam minik beyaz elleri tutarak çocuğun ilgisini çekmeye çalıştı.

-Lulu bizi asla terk etmez bebeğim. 

-O zaman neden geri gelmiyor! Appayı özledim!

-Bebeğim onun bir süper kahraman olduğunu söylemiştim sana. Sadece dünyayı kurtarmak için uzaklara gitti.

Kyungsoo gözlerini kocaman açarak esmer adama baktı. Babası bir süper kahramandı. Ağlamayı kesip esmer adamın kucağına atladı. Jongin Sehun'a göz kırpıp minikle beraber salondan çıktı. Sehun ise ağrıyan kemiklerine lanet edip koltuğa uzandı. Küçüğünü bulana kadar tek bir rahat gece bile geçiremeyecekti.

-Nerdesin Lu?

Sessizce mırıldanıp gözlerini kapattı. Birinin eve girdiğini duyunca yerinden doğrulup kan ter içinde kalmış Kris'e ve yanında çırpınıp duran adama baktı.

-Dostum Luhan'ın yerini bulduk. 

Sehun gözlerini kocaman açıp şaşkınlıkla Kris'e baktı.

-Bu küçük sıçan her şeyi anlattı. Pekala olaylardan haberi yokmuş ama genede Yixing'e kalması için yer bulan şahıs bu.

Kris çocuğu sertçe yere savurduğunda çocuk sinirle ayağa kalkmıştı.

-Benim bu olaylardan haberim bile yoktu seni bok suratlı. İnsan gibi sorsan zaten söylerdim.

-Adın ne?

Sehun'un sorusu diğer çocuğun sırıtmasına sebep oldu.

-Huang ZiTao şu çok sevgili Luhan'ınıza giden yolun anahtarı ama şartlarım var.

Sehun sinirle kaşlarını çatıp çocuğa baktı.

-Neymiş onlar?

-Şu koca adam onu istiyorum.

Kris şaşkınca hırpaladığı çocuğa baktı. Sehun ise durumdan oldukça memnun gözüküyordu.

-Senindir dostum.

Tao Kris'e göz kırptığın da Sehun kahkaha atmak üzereydi. Sonunda Luhan'ı bulabileceklerdi. 



Yeyeyeeeyeyeyye ben finale bir kala ^^ özlendim mi :D yorum istiyorum Kray isteyenler ki başta benimde aklım daki kraydı Tao nerden çıktı bilmiyorum hihihi <3

Alone baby(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin