Her şey bir anda oldu.. - 1. bölüm

54 3 2
                                    

Babam her zamanki köşesinde oturuyordu. Eve yeni gelmiştim. Her şey normal gibi gözükse bile bir gariplik vardı, babamın elinde her sabah okuduğu gazetesi yoktu. Gözlüklerini de takmamıştı. Sabahları agresif olurdu ama.. Bu yüz ifadesi normal değildi. Bir şey olduğu belliydi. Yanına gidip ne olduğunu sorsam mı diye düşündüm bir süre. Çünkü babamı daha önce hiç bu kadar üzgün görmemiştim. Sanki burada değildi, bedeni buradaydı ama ruhu burada değildi. Kapının o rahatsız eden gıcırtılı sesine rağmen benim geldiğimi bile farketmemişti.

Sessizliğe son verip babama seslendim. Dönüp bana baktı ama bir şey demeden tekrar önüne döndü. Yanına geldim. Karşısında bulunan koltuğa oturdum. Onunla konuşmakta kararsızdım. İyi olmadığı belliydi ama konuşunca daha çok üzülecekmiş gibiydi. Tam ne olduğunu soracaktım ki duyduklarım karşısında şok oldum.. "Annen uçurumun kenarında ölü bulunmuş." Bu her şeyi açıklardı... Ne diyeceğimi bilemedim.. Çok üzüldüğüm de söylenemez. Çünkü ölen aslında üvey annemdi. Asıl annem bizi yıllar önce terk etmişti. Kız kardeşim, babam ve ben kalmıştık sadece. Babam ilk başlarda kendini odasına kapattı. Fakat sonraları her gece dışarı çıkmaya başladı. Bu böyle devam ederken bir gün o kadınla eve geldi ve bize onunla evlendiğini söyledi. 1 yıl başka bir ülkede tatil yaptıktan sonra geri döndüler. Bu sefer ellerinde küçük bir erkek bebek vardı.. Kardeşin dediler. Fakat o kadını sevmiyordum. Çocuğuna da "kardeşim" demek istemiyordum. Neyse.. O kadın artık ölmüştü. Buna üzülmedim, babam da bunun farkındaydı fakat onu teselli etmeye çalıştım. -her ne kadar başarılı olamasam da babam biraz olsun mutlu olmuştu - Sonra odasına gitti.

Dışarı çıktım. Bir tane gazete aldım ve elime alır almaz o haberi gördüm. "David Guns'ın karısı Melina Guns, dün gece Bhevenue Caddesi'nin ilerisinde bulunan uçurumda ölü bulundu." Burası benim canım sıkıldığında veya kötü bir şey olduğunda biraz olsun yaşananları unutmak ve yalnız kalmak için gittiğim uçurumdu.. Artık oraya gidemezdim heralde. Her yerde o uçurumu inceleyen insanlar vardır. Artık orada yalnız kalamam. Kendime yeni bir yer bulmam gerek diye düşündüm fakat o uçurum, o manzara.. İnsanı rahatlatan muazzam bir manzaraydı. Uçurumun altından akan o nehir, o şelaleler.. Belki bu olanlar unutulduğunda oraya gidebilirdim. Orası benim ikinci evimdi, biraz olsun yaşanan kötü olayları unutabileceğim tek yerdi.

Fakat şimdi kötü olayların adresi olmuştu orası. Orada birisi ölmüştü. Belki intihar etmişti, belki de bir cinayetti.. Kim bilir?

Eve gittim. Kardeşim Rose ve üvey kardeşim Josh oradaydı. Rose 7 yaşındaydı, Josh ise 5. Ben ise 14. Yanlarına gittim. Sanırım kötü haberi öğrenmişlerdi. Çünkü Josh hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

Yukardan sesler gelmeye başladı. Amcam Edward olmalıydı bu. Babamla kavga ediyorlardı. Babamın o sözlerini duyunca olduğum yerde donakaldım.. "Onu seviyordun, fakat o beni tercih edince onu öldürdün öyle değil mi?!

Uçurumun KenarındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin