Rose Benim!

9 3 0
                                    

Ertesi sabah olmuştu. Hazırlanıp göletin oraya doğru yol almaya başladık. Andre'nin yanına gittim.

-Andre,

-Efendim Rosella,

-Dün için sana minnettarım.

-Gerçekten önemli değil Rose. Sen benim için önemlisin ayrıca bay Dwight en gözde stajyerinin kaybolmasından hoşlanmayacaktır.

-Ama ben yine de sana güzel bir şekilde teşekkür etmek istiyorum. Senin için ne yapabilirim? Mesela bir akşam yemeği? Ne dersin? Diye sordum.

-Şu an yemeğe gidemeyiz başka bir şey yapalım, dedi.

-Pekala, sen söyle.

-Hmmm, bir düşünelim.

-Sakın benden sapıkça bir şey isteme!

-Heyy! Ben senin tanıdığın diğer erkeklere benzemem! Dedi ciddi bir şekilde. Bu lafının üzerine kahkahayı basmıştım.

-Bu kadar komik olan ne? Kendimi tutamıyordum. Hala gülüyordum ve karnıma ağrılar girmeye başladı.

-Ahhh Andre sen ne dediğinin farkında mısın? Ben senin tanıdığın diğer erkeklere benzemem de ne ya?

-Ne olmuş söyleyemez miyim?

-Söyleyememenden değil-karnımı tutarak-bunu genelde kızlar sevdiği erkeklere der. "Ben senin tanıdığın diğer kızlara benzemem" diye. Saçını kaşıyarak ve gülümseyerek:

-Aa şey sanırım haklısın, dedi. İkimiz birlikte gülümsüyorduk.

-Bana sadece sevgini versende yeter Rosy, dedi. Gözlerine baktım.

-Sence verir miyim? Diye sordum.

-Bilemiyorum bu sana kalmış bir şey, dedi.

-Sen nasıl hissediyorsan aynısını hissediyorum, dedim ve yürümeye devam ettim. Gözlerim arkaya bakıyordu ve gülümsüyordum. Başta anlamamıştı ama ardından gülümsemeye başladı.

-ROSE! Dedi ve arkadan koşarak bana sarıldı.

-Heyy! Beni düşüreceksin! Dedim.

-Teşekkür ederim, dedi kulağıma fısıldayarak. Gülümsemiştim. O da gülümsemişti...

-Dün deprem olduğu halde bugün küçücük bir sarsıntı bile yok! Dedim kızarak.

-Heyy, sakin ol! Dedi Erica.

-Deprem olması daha mı iyi sence? Diye sordu Jeffrey.

-Ahh dünkü olaydan sonra biraz sarsıldım kusura bakmayın çocuklar, dedim. Arkamı dönüp gölün yakınına oturdum. Casey elinde sodayla yanıma geldi.

-Sorun nedir Rose? Diye sordu bana soda şişesini uzatırken.

-Dün 7 yaşımdayken hissettiğim şeylerin aynını hissettim. Aynı korku, aynı facia...dedim ve sustum. Gözlerim suya dalmıştı.

-7 yaşındayken ne yaşadın Rosella?

-Bir deprem de ailemi kaybettim Casey, dedim. Eliyle ağzını kapattı.

-Canım bunu bana daha önce söylemeliydin, dedi.

-Cesaret edemedim Casey.

-Neden?!

-İlkokuldayken kime anlattıysam benimle ailem olmadığı için dalga geçtiler. Nasıl anlatabilirdim ki? Dedim başımı önüme eğerek. Eliyle belimi sıvazladı.

-Demek o yüzden bir çok şeye fobin vardı, dedi. Ona baktım. Bana bakıyordu.

-Buraya geldiğimiz zaman değiştiğinin farkında mısın Rosella?

-Ne gibi?

-Bak canım biz lise arkadaşıyız öyle degil mi?

-Evet, dedim.

-Lisedeyken hiç bir etkinliğe katılmazdın. Genelde tek başımıza yaptığımız şeylerdi. Bu yüzden hocalar hep sana bir eş seçerdi.

-Evet, doğru, dedim.

-Universitede ki her türlü etkinliğe de beraber katılıyorduk. Yanında kimse olmazsa etkinliklere katılmıyordun. Ancak Gregory fay hattına geldiğimiz zaman değiştin. Geceleri uyuyamıyorsun ve tek başına göleti izlemeye geliyorsun. Tek başına Rosella. Tek başına mağaradan buraya geliyorsun. Normalde yüzme bilmediğin için suyun yanına bile yaklaşmazsın sen, dedi ve devam etti. Üstelik dün gece seni suyun içinde görünce şok oldum.

-Aslında sen böyle söyleyince fark ettim. Lisede ve üniversite de gerçekten de çok ürkek duruyordum. Bilmiyorum Case, bu gölet beni kendi evimde hissettiriyor. Nedenini inan bilmiyorum ama nedense burada kendimi güvende hissediyorum. Ayrıca buraya hep geleceğim.

-Yani bu akşamda geleceksin? Dedi ayağa kalkarak.

-Evet, dedim.

-O halde bende geliyorum, dedi. Gözlerim umutla baktı.

-Gerçekten gelir misin? Dedim. Eğilerek yanaklarımı sıktı.

-Tabisi! Biricik arkadaşım isterde gelmez miyim hiç? Dedi. Andre yanımıza gelerek:

-Hey Casey! O yanaklardan uzak dur onlar bana ait! Dedi.

-Ha? Dedim. Casey Andre'ye şeytani bir bakış attı.

-Geri adım at Andre! Rose benim, dedi.

-Hey! Rose benim! Dedi Andre. Ayağa kalktım ve:

-Aloo! Satılık eşya mıyım ben ki 'Rose benim' deyip duruyorsunuz?! Dedim. Erica, Jeffrey ve Kelvin gülüyordu. Onlara kızgın bir şekilde baktım ve:

-Siz neye gülüyorsunuz?! Dedim.

-Hiççç, dedi hepsi kuzu kesilerek. Daha sonra Andre ve Casey'e baktım. Hepimiz büyük bir kahkaha patlatmıştık. Şimşeğin sesini duyunca gülmeyi kestik ve mağaraya koşmaya basladik...

ORMAN GÖLETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin