Bölüm 2 - Sadece ben

71 8 1
                                    

Multimedia : Siyah


Ben bir hiçim , siyahın içinde kaybolan . Bu acının içinden ne zaman çıkmaya çabalasam , ne zaman denesem daha çok batıyorum . Neden peki ? Bu soruyu kendime çok sordum . Fakat hiç cevap yoktu . Sürekli aklımın en dip köşelerindeki paslanmış kitapları çıkarır ve karıştırırım ama hiç bir sonuca varamam . Şimdi gene aynı pozisyondayım . En eski kitapları karıştırıyorum , kopmuş sayfaları birleştiriyorum , kaybolmuş ipuçlarını bulup tekrar birleştiriyorum . Fakat her zaman bir parça eksik . Hep bir parçaya muhtaç olarak yaşıyorum . O parça olmadan yaptığım her şey toza dumana bulanıyor ve ben günden güne o tozun dumanın altında kalıyorum . Bir çıkış yolu bulsam hemen kaçacak gibiyim . Ama bulamıyorum . Acı kanıma susamış bir şekilde ilerlerken koridorda ağlayarak koştum . Tüm gözler bana baksada umursamadım . Odamı gördüğümde direkman kapıyı açtım ve girdim . Zaten tüm beyaz kapılar içinde siyah bir kapı görürseniz o benim kapımdır . Odama girdiğimde kapıyı hızlıca çarptım ve sırtımı kapıya yasladım . uzun süredir akan gözyaşlarım sanki benle savaşıyordu ve artık akmak istemiyordu . Tüm acıyı içimden çıkarmak adına şunları söylemeye başladım . ( Bundan sonrasını şarkıyla okuyun .)


  I'm ready to go, I'm ready to climb,
Gitmeye hazırım, tırmanmaya hazırım
I've quietly been reading your mind.
Sessizce aklını okuyordum
I don't need a thing, I'm writing a book,
Bir şeye ihtiyacım yok, bir kitap okuyor gibiyim
The story's really got me hooked.
Hikaye gerçekten beni bağladı

Odadaki Dolabıma giderken herşeyi darmadağın ediyordum . Ben sadece hayatım için koşuyorum .


  It's amazing the changes I've been feeling,
Hissettiğim değişimler inanılmaz
I'm dreaming about seeing the world with someone like you.
Senin gibi biriyle dünyayı görmeyi hayal ediyorum
I've been tumbling, shaking and my whole world's breaking,
Düşüyordum, sarsılıyordum, bütün dünyam yıkılıyordu
I wanna put it together!
Birleştirmek istiyordum

Buna alışmam zor olacak . Ve ben bunu istemiyorum .


  And if we run away, run away now
Ve eğer şimdi kaçarsak
We won't ever look back.
Hiç geriye dönmeyeceğiz
And if we run away, run away now
Ve eğer şimdi kaçarsak
We won't ever look back.
Hiç geriye dönmeyeceğiz
We'll run, run, run away, run, run, run away, run, run, run away
Koşup koşup kaçıyoruz.....


Odadaki herşeyi toplamaya başlsdığımda gözüme bir fotoğraf çarptı , tüm o harabede kırılmış bir fotoğraf . Annemin fotoğrafı . Fotoğrafı tüm kırıklar arasından aldım . Fotoğrafa uzunca bir süre baktım . Neden değişmem gerekiyordu ? Neden gitmem gerekiyordu ? Bütün bunların hiçbir cevabı yoktu .


  I'll follow the wind, I'm up for a spin,
Rüzgarı takip edeceğim, bir dönüş için ayaktayım
Feel perfect in the arms I'm in.
İçinde olduğum kollarda mükemmel hissediyorum
And we're takin flight, the whole world is right,
Ve uçuşumuzu alıyoruz, tüm dünya haklı
I hope we're in the air all night!
Umarım bütün gece havada kalırız


  It's amazing the changes I've been feeling,
Hissettiğim değişimler inanılmaz
I'm dreaming about seeing the world with someone like you.
Senin gibi biriyle dünyayı görmeyi hayal ediyorum
I've been tumbling, shaking and my whole world's breaking,
Düşüyordum, sarsılıyordum, bütün dünyam yıkılıyordu
I wanna put it together!
Birleştirmek istiyordum

  And if we run away, run away now
Ve eğer şimdi kaçarsak
We won't ever look back.
Hiç geriye dönmeyeceğiz
And if we run away, run away now
Ve eğer şimdi kaçarsak
We won't ever look back.
Hiç geriye dönmeyeceğiz
We'll run, run, run away, run, run, run away, run, run, run away
Koşup koşup kaçıyoruz.....


Odadaki herşeyi hızlıca valizime koyarken ağlamak istediğimi fark ettim . Ama sanki gözyaşlarım tükenmişti . Ve ben bunun için hiçbirşey yapamıyordum . Sadece ağlamak istiyordum . 

  Even mountains high, rivers far and wide, (We'll run away)
Dağlar bile yüksekte, nehirler uzakta ve büyük ( kaçacağız)
I can cross it all with you by my side. (We'll run away)
Yanımda sen varken hepsini geçebilirim ( kaçıcağız)
Every step I take, we're moving every day!
Attığım her adımda, her gün ilerliyoruz

Herşeyi topladığımdan emin olduktan sonra odamdaki aynanın karşısına geçtim . Zavallının tekiydim , çürümüş ve bitmiş bir zavallı . Artık buna dayanamıyorum . Odamda bulduğum kar küresini aldım ve aynanın karşısına tekrar geçtim . 

It's amazing the changes I've been feeling,

Hissettiğim değişimler inanılmaz

I'm dreaming about seeing the world with someone like you.

Senin gibi biriyle dünyayı görmeyi hayal ediyorum

I've been tumbling, shaking and my whole world's breaking,

Düşüyordum, sarsılıyordum, bütün dünyam yıkılıyordu

I wanna put it together!

Birleştirmek istiyordum


Ve Aynaya kar küresini fırlattığımda ayna darmadağın oldu , tıpkı benim kalbim gibi . Ellerimi saçlarımın arasından geçirdim ve derin nefesler almaya başladım .Camdan dışarıya baktığımda hala yağmur yağıyordu . Ve ben şarkının son sözlerini söylemeye devam ettim. 

  And if we run away, run away now
Ve eğer şimdi kaçarsak
We won't ever look back.
Hiç geriye dönmeyeceğiz
And if we run away, run away now
Ve eğer şimdi kaçarsak
We won't ever look back.
Hiç geriye dönmeyeceğiz
We'll run, run, run away, run, run, run away, run, run, run away
Koşup koşup kaçıyoruz.....


Camın kenarına tekrar oturduğumda hıçkırarak ağlamaya başladım . Bana yaptıkları bu şeyi asla unutmayacağım . Beni kırdılar , paramparça ettiler . Bende buna izin verdim . Ben ağlamaya devam ederken odamın kapısı açıldı . Kafamı o yana çevirmeye tenezzül bile etmedim . Ayşe hanım gelmiştir , yetimhane hizmetlisi . Hıçkırıklarımı durdurmayı başarırken dişlerimin arasından '' Ne istiyorsun ?! '' diye yönelttim sorumu . Yağmur damlalarının yarışı dikkatimi çekti . Elimi cama koyduğumda yağmur damlası aniden kaydı ve diğer yağmur damlasıyla birleşti . Dudaklarımdan ufak bir gülücük dökülürken arkamdan derin bir nefes geldi , daha sonra burnuma nane kokusu doldu . Hey bir dakika ! Ayşe hanım ne zamandan beridir nane kokuyor ? Ben bunu düşünürken arkamdaki kişi konuşmaya başladı '' Kusura bakma ama iki saattir seni bekliyoruz artık gitmek zorundayız yerden bitme . '' dediğinde bunun bir erkek olduğunu anladım . Ya da ben erkek sıfatına sokuyordum . Kafamı o tarafa döndürdüğümde gözleri şaşırmışçasına açıldı . Ağzımdan alaycı bir gülüş kaçarken '' Belli oluyor , ''  dedim alayla onu baştan aşşağı süzerken '' Meşe odunu olmuşsun . '' dedim küçümseyerek ve tekrar başımı cama döndürdüm . Ciğerlerine çektiği derin nefesi kulaklarıma dolarken o ses kulaklarımı cırmalıyor gibiydi . Bende sinirli bir şekilde nefes alırken gözlerimi devirdim , elimi duvara vurup ayağa kalkarken ufak bir çıtırtı sesi gelmişti . Ayağımın altına baktığımda annemin fotoğrafını gördüm . Yere yavaş yavaş eğilirken camlar dağılıyordu , o dağılan camlarda kalbime batıyordu . Fotoğrafı elime aldığımda cam kırıkları yere düştü . Önce çocuğa sonra fotoğrafa baktım ve fotoğrafı ters çevirdim . Arkasında bir yazı vardı '' Söylemek istediğin ne varsa , milyonlarca ötedeki yıldızlara yaz . '' Kafamı öne eğerken kararlı bir sesle '' Gidelim . '' dedim ve ayağa kalkıp valizimi aldım . Ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu .


MuhtaçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin