Bölüm 6 - Yaşam Garip

62 5 2
                                    

Karanlık caddeyi aydınlatan tek ışık , ruhumu elimden çekip almayı hedefleyen arabanın farlarıydı . En son duyduğum ses ise , kulaklarımı tırmalayan lanet olası fren sesiydi . Karanlık caddeyi aydınlatan ışık , ruhuma gölge düşürüyor , beni kendime getirmeye çalışan adamın telaşını yüzüme çarpıyordu . Uyanık mıydım ? Gözlerim açıktı . Yaşıyor muydum ? Kalbim atıyordu . Peki şimdi ölsem acı sonlanacak mıydı ? Hayır sonu yoktu . Biraz kendime geldiğimde , mas mavi gözler benliğimi üşüttü . Sanki , okyanustaki beni anlatıyordu . Siyah saçları , yanlızlığı kucaklıyordu . Bu sima tanıdıktı , yarım saat öncesine aitti . Anılarım adeta bağırıyordu bana , volkanın içime korku salarak baktığı kişiydi , şu an kollarının arasında olduğum kişi . Şimdi beni kendime getirmeye çalışıyordu . Kendime geldiğim anda , mavi gözlü cehennemin kucağında doğruldum ve etrafıma bakındım . Gözlerini bize dikip bakan bir kaç insandan başka hiçbir canlı belirtisi yoktu . Ben etrafıma  bakarken , fazla duymadığım bir ses duygularıma dokundu " iyi misin ? " . Kafamı döndürüp kafamın ağrımasına sebep olan kişiye baktım . Oydu , yarım saat önce bana öldürecek gibi bakan kişiydi , az önce kucağında baygın olduğum kişi . Ağzımdan tek tük bir kaç soru cümlesi kaçarken , kendime bunun bir kabus olması için yalvarıyordum . Mavi gözlerin cehennemini üstümde hissederken , saçlarının siyahında kendimi boğmak istiyordum . Yavaş yavaş ayağa kalkarken , başımdan yavaşça akan , soğuk bir sıvı hissettim . Gözlerim başıma giden elimi bulduğunda , gördüğüm manzara beni şaşkına çevirmişti . Insanlar hep bahseder di , kitaplardan da okurdum , kan sıcaktır .  Kanımın soğuk olması beni düşündürürken , başımı elimden kaldırıp tekrar etrafa bakındım . Yerde duran siyah sırt çantamı gördüğümde , siyah cehennemin yanından geçip siyah çantamı yerden alırken , hissettiğim duygular karmaşıktı . Gözümün önüne bir kaç garip anı düşerken , karanlık caddede yürümeye başladım . Arkamdan az önce bana çarpan arabanın farları beni aydınlatsada , karanlık sokak o farların ışığını bile yutuyordu . Anılar gözlerimden aklıma akarken herşey bulanıktı . Etraf iyice bulanıklaşırken birden heryer karardı ve ben soğuk zemini sırtımda hissettim . Sonra bir kaç boğuk ses duyuldu ve karanlık .

---------------------------------------------HASTANE------------------------------------------

Hastane kokusu burnuma dolarken , yavaş yavaş gözlerimi yeni bir kabusa araladım . Uyanırken yanı başımda birinin varlığını hissettim . Kesik olarak duyduğum ses bana birşeyler söyledi ve ben elimde bir ağrı hissettim . Gözlerimi daha fazla aralayıp , vücudumu hissetmek için biraz çabaladım . Çabalarım sonuç bulunca yattığım yerde doğruldum ve ağrıyan elime gözlerimi diktim . Elimin üstünde bir el görünce , hemen elimi kendime çektim . Elimi tutan el boşluğa düşerken , bende elimi tutan kişiye çoktan gözlerimi dikmiştim . Bu Volkandı , elimi tutan kişi Volkandı . Elimi sıvazlarken sedyeden bacaklarımı sarkıttım ve gözlerimi ondan ayırmadan konuştum '' Neden buradasın ? '' . Derin bir nefes aldı ve gözlerini benim gözlerime dikti , ağzını açıp bana çok önemli bir şey söyleyecekmiş gibi elini kaldırdı ve '' Bundan sanane ? '' cümlesini bana sundu . O an kalkıp onun saçını başını yolup onu dövmek istedim . Düşüncelerimi işleve geçireceğim sırada hastanenin güzel beyaz kapısı açıldı , aslında güzel değildi çünkü ben beyazdan nefret ederim . Beyaz kirlenirdi , beyaz saflık demekti , beyaz temizlik demekti . Ben temiz değildim , saf değildim , ruhum kirlenmişti benim . Ben düşüncelerimle boğuşurken odaya giren kişiler beni evlat edinen Gamze hanım ve Mehmet beydi . Sinirden kıp kırmızı olmuş beni gördüklerinde şaşırmış ve bana bir kaç soru sormuşlardı , sorulardan birini anlayabilmiştim sadece '' Hilal iyi misin ? '' . Bana iyi olup olmadığımı soran gamze hanımdı , bu garip hissettirmişti . Hayatım boyunca kimse bana iyi olup olmadığımı sormadı , ta ki bu güne kadar . Ben donup kalmış bir şekilde gamze hanıma bakarken ağzımdan tek tük bir kaç kelime çıkabildi '' İyiyim... '' . Gamze hanım yanıma gelip bana sarılırken , benim ellerim havada kalmıştı . Temasımızı keserek geriye çekildiğinde elleri omuzlarıma gitti '' Seni çok merak ettik . '' dedi boğuk çıkan sesiyle , korktuğunu belli ediyordu . Gözlerinin içine bakarken '' Ben iyiyim beni merak etmenize gerek yok . '' dedim ve ellerini omuzlarımdan çekmesi için bir kaç adım geriledim . Odadaki , az önce yattığım sedyeye tekrardan oturdum ve başımı ovuşturdum . Kafam cidden çok fazla ağrıyordu ve ben neredeyse hiç birşey hatırlamıyorum . Ben birşeyler hatırlamaya çalışıp , anılarımı karıştırırken Gamze hanım konuştu '' Hilal , sana söylememiz gereken bir şey var . '' dediğinde , gene içime bir karanlık pusu kurdu . Ben gözlerimi siyah botlarımdan kaldırıp Gamze hanımın güzel , siyah farla süslenmiş ve elbisesini tamamlayan kahverengi gözlerine dikerken , Mehmet beyde Gamze hanımın yanında yerini aldı . Konuşmaya ilk giren Gamze hanım olmuştu '' Bak hilal biz senin müziğe ne kadar düşkün olduğunu biliyoruz , '' ee ? ciddimisiniz konu müzikmi diye bağırasım vardı şu an '' , Ali bey bize senin sesinin güzel olduğundan ve pianoyu kendin öğrendiğinden bahsetti . Bizde senin bu konuda yetenekli olduğunu düşünüp seni Volkanında gittiği müzik okuluna yazdırdık . Hem böylece Volkan sana göz kulak olabilecek , hemde daha çok vakit geçirmiş olacaksınız . '' dedi . Şu an Gamze hanımın söylediği şeylere , en başta tebessüm edip sonradan bir kahkaha patlattım ve '' Bana bunun şaka olduğunu söyleyin , ciddi olamazsınız , '' diyerek gülmeme devam ettiğimde bana ciddi bakışlar atıyordu hepsi , benim gülüşüm solduğumda '' Olamaz siz ciddisiniz . '' dedim . Bu sözüme karşı Volkan ayaklandı ve karşımda dikildi '' Bak bence yeniden başlayabiliriz , annemle babamı üzmek istemiyorum , sana katlanmak zorundayım ve sen beğensende beğenmesende artık benim kağıt üstünde kardeşimsin ve ben sana sahip çıkmak zorundayım . Ne diyorsun ? '' diyip bana elini uzattı . Gözlerim , bir Volkanda birde Volkanın elinde mekik dokuyordu . Odayı gene anlamsız kahkahalarım doldururken Volkanın uzattığı elini tutup sıktım ve konuştum " Umarım söylediklerini hissediyorsundur sevgili abiciğim (!) " dedim alay eder bir sesle . Volkan elini hiddetle çekip bana yüzünü ekşiterek baktı , ben ise hala gülüyordum . Gamze hanım ve Mehmet bey ikizime bakıp gülerlerken oturuş tarzımı düzeltip boğazımı temizler gibi öksürdüm ve gülmeyi bıraktım . Kollarımı göğüs altımda birleştirirken onlara hissiz bakışlar atıyordum . Bu sırada Mehmet bey ellerini birbirine vurdu ve kalın sesiyle konuştu " Pekala hadi seni buradan çıkartıp sana yemek ısmarlayalım . " dedi heyecanlı bir şekilde . Umutsuzca volkana bakarken , o bana siyah gözlerini çoktan hapsetmişti . Başımı Mehmet beye çevirirken ayaklandım ve " Buradan çıkmak için canımı bile veririm . " derken kurduğum cümlenin ironikliğine içimden kahkahalarla güldüm ve koltuğun üstünde duran deri ceketimi alarak hastane odasının çıkışına doğru ilerledim . Arkamdan gelen sevgili aileme (!) aldirmadan hızla ilerliyordum ta ki koridorun sonunda onu görene kadar . Onu gördüğümde zaman sanki durmuştu , üstümdeki nefretin yanında birde başka bir duygu vardı ama çözemiyordum . Masmavi gözleri uğraştığı telefonda birşeyler okuyor gibiydi , siyah saçları aşağı düşmüş ve biraz dağılmıştı , beyaz teni giydiği siyah kıyafetleri selamlıyor ve aselete koşuyordu , mükemmel duruyordu . Bir ara kafasını kaldırıp etrafına bakındı ve ona bakan beni gördü . Dudaklarım aralanırken , gene başım dönmeye başlamıştı . Elim ayağıma dolaşırken , ne yapacağımı bilememiştim , sanki biri beni buraya zincirlemişti . O bana şaşkınlıkla bakarken ne kadar berbat göründüğümü düşündüm . Dış görünüşüme pek dikkat etmezdim , siyah olan ne varsa hemen giyip çıkardım . Düşüncelerim beni alıp götürmek ister gibi , her dakika , her saniye derinleşirken arkamdan gelen erkek sesinin Volkana ait olduğunu anlamam uzun sürmedi . İsmimi haykıran Volkan düşüncelerimi çok kolay bölmüştü . Arkamı döndüğümde , koridorun diğer ucunda da Volkan vardı , dudaklarımdan tek tük " Volkan .. " ismi dökülürken , Volkan yanıma koşmaya başlamıştı bile . Yanıma ulaştığında , kolumdan tuttuğu gibi , o cocugun olduğu yönün tersine sürüklemeye başladı beni . Ben hastanenin içinde acı dolu çığlıklar atarken , Gamze hanim ve Mehmet bey olanları şaşkın bir şekilde izliyorlardı . Ben son kez " Volkan bırak beni ! " diye bağırdığım sırada , biri daha Volkanın ismini bu lanet olasi koridorda kullandı . Hastanelerden ve hastene koridorlarından nefret ederim . Çok uzun bekleme süreleri vardır ve genellikle kimse kimseye saygı duymaz . Volkanda beni burada bekletiyordu ve bela gittikçe yaklaşıyor , bize saygı duymuyordu . Ben Volkanın ismini acı dolu bir şekilde sarf ederken , bir kişi daha Volkanın adını dudakları arasına aldı . Volkan arkasına , dönerken benide yanında döndürdü . Şimdi biz ona , oda bize bakıyordu . Okyanustaki cehennemi tarif ediyordu gözleri , simsiyah saçları bir ışık arıyordu sanki , bir umut arıyordu . Gözleri Volkandan bana dönerken , gözlerimiz çakıştı ve konuşmaya gerek kalmadı , anlamıştım zaten , gözleri bana fısıldamıştı ne hissettiğini , o benden nefret ediyordu . Gözlerimi Volkana çevirirken , ona yalvararak bakmayı planlıyordum ama o bana bakmıyordu . O , nefret ve kinle karşısında duran kişiye bakıyordu . Volkanın karşısındaki mavi cehennem konuştuğunda sanki tüm hastane susmuştu " Biliyor musun hastanelerden nefret ederim Volkan . " sözlerine devam ederken kafamı ona çevirdim , ve onun gözleri benim gözlerimi buldu " Hele birde küçük kız çocukları varsa , dahada çekilmez bir hal alır . " diyerek cümlesini bitirdi bana küçümser bakışlar atarken . Ve Volkanın kalın sesi kulaklarımı doldururken bile sesi boğuk geliyordu " Bende hastaneleri sevmem , Siyah . " cümlesine devam etmeden önce kolumu biraz sıktı , beni arkasına aldı ve derin bir nefes alarak ufak bir biçimde güldü ve cümlesine devam etti " Hele birde o hastanede senin gibi göt oğlanları varsa , daha da çok nefret ederim . " diyerek nefesini kesti , adının siyah olduğunu öğrendiğim çocuğun . Volkan tam bir adım atacağı sırada onun kolundan tuttum ve hakim olamadığım sesimle konuştum " VOLKAN LÜTFEN GİDELİM BURADAN ! " diye bağırırken Volkanın bakışları anlık olarak beni buldu , daha sonra Siyaha 'git işine' der gibi bir bakış attı ve beni kolumdan tutarak Gamze hanım ve Mehmet beyin yanına doğru sürükledi , Gamze hanım ve Mehmet beyin yanına ulaştığımız sırada Volkan beni savurdu ve " evlatlığa tasma takmak gerekiyor sanırım . " dedi ve bizi orda bırakarak hızla hastanenin çıkışına doğru yürüdü . Arkasından şaşkınlıkla ve nefretle bakarken , o çoktan hastaneden çıkmıştı . Gamze hanım ve Mehmet bey aynı anda yanıma geldiler . " Üzülme , o bazen çok çabuk sinirlenip kal kırabiliyor . Senden özür dileyecektir . " dedi Gamze hanım . Omuz silkip biraz kırılmış ses tonumla " Sorun değil , ben alışığım . Ayrıca onun bende bir önemi yok ki sözlerinin bende bir önemi olsun . " dedim ve arkamı onlara döndüm . Sonrasında hastane işlemlerini halledip çıkış kapısından çıktık . Dışarı adımımı atar atmaz , yağmur taneleri vücuduma yapıştı ve flaşlar patladı . Patlayan flaşlar üzerine elimi gözlerimin üstüne siper ederken , yağan yağmurdan daha şiddetli bir biçimde üzerime soru yağıyordu . Paparazziler , tahmin etmeliydim . Sonuçta beni evlat edinen aile zengindi ve ben evlat edinilmiş ezik küçük kız olarak tanımlanıyor , tanınmak istiyordum , beni tanımak istiyorlardı . Gamze hanım ve Mehmet bey beni koruyarak paparazzilerin arasından arabaya bindirdi . Arabaya bindiğim halde hala flaşlar patlamaya devam ediyordu . Gamze hanım omzuma dokunup " Merak etme seni çekemezler camlar siya filmle kaplı . " dediğinde , sadece kafamı sallamakla yetindim . Kafamı camdan yol boyunca ayırmadım , hem Gamze hanımı dinledim , hemde olanları düşündüm . Gamze hanım , okula yarın başlayacağımı söylediğinde , biraz tedirgin olmuştum çünkü yeni bir çevreye atılacaktım ve biz dönemin ortasındaydık . Genede sesimi çıkartmayıp kafamı camdan kaldırmadım . Bunun bir kabus olmasını diliyordum , ama belliki değildi . Olmasını diliyordum genede , uyanmak istiyordum . Kötü sonlara inanan biriydim ve bu hikayenin sonu çok belliydi . Ben düşüncelerimle halay çekerken , eve geldiğimizi arabanın durmasından anlamıştım . Kapıyı açıp inerken , kaldırımda oturan kişi dikkatimi çekti , ıslanmıştı . Kafasını kaldırıp arabanın olduğu tarafa baktığında , görüş alanına ben girdim . Bu Volkandı . Bizi gördüğünde ayağa kalkarken " Anahtarımı unutmuşum . " deyip kafasını kaşıdı . Gamze hanım ve Mehmet bey Volkanın bu hareketine gülerken , ben hissiz bir şekilde bakıyordum . Gamze hanım , Mehmet beyin koluna girdi ve kulağına bir şeyler fısıldayarak onu evin girişine doğru sürükledi . Onlar ben ve Volkandan uzaklaşırken ben Volkana doğru bir kaç adım atıp önünde durdum ve kollarımı göğüs altımda birleştirdim " Hani az önce kafanı kaşıdın ya , " dediğimde kafasını onaylar biçimde salladı " , hah işte o zaman tam bir maymuna benzedin Volkan . " dedim ve ona yapmacık bir gülümseme atıp , omzumu omzuna vurarak yanından hızlıca uzaklaşıp eve girdiğimde , zafer çanları benim için çalıyordu . Kimseye bulaşmadan odama çıktım ve hemen üstümdeki deri ceketi çıkartıp pianonun koltuğuna oturdum . Pianonun nota koyma kısmında bir kaç şarkı vardı . Aralarından tek bildiğim parça Demi Lovato - Heart by Heart'dı . Çalıp söylemeye başladığımda , tüm dünyayla bağlantımı da kesmiştim . Müzik başımı döndürüyordu . Şarkının yüksek notasına geldiğimde biri daha bana eşlik etti " No theres no one elses eyes , they cant see into me . " ve ben şarkıyı orada kesip bana eşlik eden kişiye baktım . Gamze hanımdı , bana anlamadığım bakışlar atıyordu . Ona sıkılarak baktığımda sesimi duyduğu için kendimden utanıyordum , fakat o bana farklı şeyler söylemişti " Ali bey sesin konusunda haklıymış , Hilal . " dediğinde , tek yaptığım şey ona bakmak oldu . Konuşma cesaretini kendimde hissettiğimde ona sormam gereken şeyi sordum " Ne kadar zamandır buradasınız ? " sorduğum soru karşısında tebessüm ederken sorumu nezaketle yanıtladı " Şarkıya başladığın andan beri . " dediğinde kendimden bir kere daha nefret ettim . " Sizi uyandırmak yada rahatsız etmek istemedim efendim . Ayrıca sesiniz çok güzel . " dedim düşüncelerimi masaya yatırarak . Oda nezaketle teşekkür eder gibi gülümsedi . Konuşmadan kaçmak için " İzninizle ben artık uyumalıyım . " dedim , oda pekala der gibi kafasını salladı . Ben giysi dolabından bir tane pijama takımı çıkarırken , Gamze hanım odanın kapısını kapayıp dışarı çıkmıştı . Yatağın üstüne baktığımda , yeni çarşaflar seriliydi . Üstümdeki kirli kıyafetleri çıkartıp kirli sepetine atarken , geyikli pijamaları üstüme giydim . Yatağıma doğru adımlarken , pianoya dönüp son bir bakış attım . Yarın hayatımın dönüm noktası olacağını bilemezdim ki .

OKUL

Sabah saat 8:10 ve ben ilk derse geç kaldığımı düşünüp üstümü değiştirip evden koşarak çıkmıştım . Allahın sevgili kuluymuşum ki , Alkım kapıda bekliyormuş . Okula doğru yola çıktığımızda , Alkım radyoyu açıp Sweather weather şarkısında bana eşlik etti . Ben zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan okula varmıştık ve bu gün  , pek iyi geçecek gibi hissetmiyordum .

MuhtaçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin