9. 'Yağmur'

7.5K 401 15
                                    

Öncelikle 1.1K olmuşuz meleklerim herkese teşekkür ederim :) İnanın çok mutluyum şu an! Oy veren, vermeyen, okuyan, yorum yapan kısacası bana destek olan herkesi öpüyorum.

Yeni bölümü beğenirsiniz umarım :) Multimedyada Duman var, okuyunca anlarsınız :) . Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen :* :)


"Domateslerin kabuklarını soyarken neredeyse yarısını kesmişsin Azra! Bu ne?!" oflayarak Bartu'nun elindeki domatese baktım.

"İki kere de elimi kestim domatesler benden daha mı önemli yani?" Bartu sıkıntıyla başını iki yana sallayıp işine geri dönerken bende sandalyelerden birine oturdum. İlk kez elimi kestiğimde yarabandı takıp devam etmemi istemişti. İkinci kez kesince homurdansa da oturmama izin verdi. Domates soyamamam benim suçum değildi ki. İlk defa yemek yapıyordum.

"Ayrıca ilk defa yemek yapıyorum nasıl yapmamı bekliyordun?" gözlerini kısıp alayla beni süzdü.

"Birincisi sadece ben yemek yapıyorum, ikincisi 6 yaşındaki çocuk bile domates soyabilir." ters ters Bartu'ya bakıp başımı masaya koydum. Fırında köfte ve çorba yapıyordu. Şimdiden mis gibi kokmaya başlamıştı. Derin bir nefes alıp Bartu'ya baktım. Dikkatlice yemeğe odaklanmış her zamanki ciddiyetini koruyordu. Bu halleri gülmemi sağladı. Bir insan yemek yaparken bile kaşlarını çatabilir miydi?

"Çorba oldu sayılır. Fırında köfte de olur birazdan." onaylar anlamda kafamı sallayıp sandalyeden kalktım.

"Burayı nerden biliyorsun? Çok güzel bir yermiş." sırıtarak kalçasını tezgaha yaslayıp bana baktı. Gözlerimi kaslarından zar zor ayırıp yüzüne baktım.

"Burası annemin küçükken geldikleri yazlıkmış. Babamla ilk burda tanışmışlar." gülümseyerek masadaki tabaktan elma aldım. Ekşi olduğu için hafif yüzüm buruşsa da yemeye devam ettim.

"Toplantıda dövdüğün adam kimdi?" yüz kaslarının gerildiğini görünce yutkundum.

"O adamı sorma!" verdiği tepki garibime gitse de uzatmayıp fırından tepsiyi çıkarmasını izledim. Yemekleri tabaklara koyup masayı hazırladıktan sonra yemek yemeye koyulduk.

Cidden tadı çok güzel olmuştu. Beğendiğime dair sesler çıkartıp Bartu'ya bakınca bana baktığını gördüm. Yemeğine dokunmamıştı bile.

"Şey yemiyor musun?" onaylayıp yemeye başlayınca ben de yemeklerin keyfini çıkarttım.

***************************

Yemek yedikten sonra sofrayı toplayıp televizyonun karşısına geçtik. Sabah masmavi olan gökyüzünü gri bulutlar çevrelemişti. Sabahki sıcak nemli havadan eser yoktu. Her an yağmur yağacak gibi duruyordu. Bu havada eve geri dönebileceğimizi pek zannetmiyordum.

"Bartu eve dönecek miyiz?" televizyondan başını kaldırıp boydan pencereye kısa bir bakış attı.

"Hava kararmış büyük ihtimalle yağmur yağar. Melisi arayıp yarın geleceğimizi haber ver." telefonunu uzatıp televizyon izlemeye geri dönünce sıkıntıyla dudağımı dişledim. Bir kaç tuşa basıp açılmasını bekledim. Tabi her şey beklediğim gibi gitmiyordu orası ayrı!

Bartu bana dönüp sıkıntıyla iç çekince telefonun ekranına parmağımla vurmaya başladım. Böyle yaptıklarında açıldığını görmüştüm oysa ki!

"Ver başımın belası." telefonu elimden alıp üstteki düğmeye basınca telefonun ekranı açıldı. Kirpiklerimin üzerinden Bartu'ya baktım. Bir kaç tuşa daha bastıktan sonra bana uzattı.

Mafyanın MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin