Balo salonuna açılan çift kanatlı kapıdan girdiğinde bu partinin lise mezuniyeti için biraz fazla şatafatlı ve garip olduğunu düşündü. Gittiği okul elit kesime hitap etse de şuan ki manzara pek de elit insanların görmek isteyeceği türden değildi. Öğretmenlerin bu balodan uzak tutulmak istenmesinin sebebini daha salona girdiği ilk anda anlamıştı.
Dört yıl boyunca hiçbir yanlışın müsamaha gösterilmeden ya da aile statüsüne bakılmadan cezalandırıldığı bu okulda mezuniyet sonrası verilen bu parti tam bir baş kaldırmaydı. Okulda uzun etekler giyen saçlarını topuz yaparak tek bir saç telinin bile özgür kalmasına izin vermeyen kızlar şuan da neredeyse çıplaktı. Hatta dikkatli bakıldığında gerçekten aralarda çıplak olanlar bile vardı. Ya da sadece göğüs uçları ve bacak arasını neon renklere boyayanlar. Erkekler ise çoktan kendilerinden geçmiş dört yılın acısını çıkarmak istercesine buldukları her kızla sevişmekle meşguldüler. Ama ne kadar açık bir ortam olsa da -her anlamda- yüzler tamamen gizliydi. Sonuçta buradaki insanlar geleceğin yöneticileri, mühendisleri, bakanları ya da milletvekilleri olabilirdi. Böyle uçuk bir eğlencenin onların geleceklerini yok etmesine izin veremezlerdi. O yüzden bu balodaki tek kural: Ne yaparsan yap ama asla maskeni çıkarma.
Talas, bu ortama girip girmemekte kararsız kalmış gibiydi. Hala açılan kapının eşiğinden karşıya geçmemesi de bunun bir göstergesiydi. İçinden bu gecenin eğlenceli geçmesi ve sorunsuz bitmesi için dua ederek eşikten içeri doğru bir adım attı. Karışık geleceğine doğru...
---------------
Bir kaç gündür gördüğü aynı rüyadan uyanan Talas, gözlerini tavana dikmiş bu rüyanın devamında neler olduğunu hatırlamaya çalışıyordu. Ne kadar hatırlamaya çalışsa o kadar unutuyordu sanki. Hatırladığı tek şey sabah uyandığında kendi yatağında olduğuydu. Daha sonra öğrendiğine göre ailesi duymadan önce abisi gelip onu cehennemden kurtarmıştı. Abisi aynı okuldan mezun olduğu için bu uçuk balonun sonuçlarının farkındaydı. Kendisini kurtaracak bir abisi olmadığından mezuniyet sonrası ailesi tarafından cezalandırmıştı. Kardeşinin de bunu yaşamasını istemediğinden sabaha karşı gidip onu bulmuş ve eve getirmişti. Bulduğu durum da hiç iç açıcı değildi. Balo salonundaki odaların birinde tamamen sızmış ve vücudu meniyle kaplanmış bir halde. Görünen o ki küçük kardeşi dört yılın acısını sabaha kadar grup seks yaparak çıkarmıştı. Ama ne yazık ki o muhteşem gece hakkında hiç bir şey hatırlamıyordu.
Talas yatakta doğruldu ve düşünceleri aklından çıkarmak istercesine kafasını hızlıca iki yana salladı. Saat akşam yediye geliyordu. Barın açılmasına az kalmıştı. Açılmadan önce gidip hazırlıkları kontrol etmesi gerekiyordu. Yataktan kalktı ve sabaha karşı eve geldiğinde örttüğü cam duvarın kalın perdelerini çekti. Gecelerin adamı olarak bir kez daha gördüğü manzaraya hayran kaldı. Işıl ışıl yükselen binalar ve aralarında bir ışık huzmesi oluştururcasına hareket eden arabalar.
Gökdelenin tepesinde olan daire belki boğaza bakmıyordu ama Talas'ın da pek deniz manzarası sevdiği söylenemezdi. O sessizlikten sakinlikten hoşlanan biri değildi. O gürültüyü severdi. Araba kornaları, insanların bağırışları... Bunlar Talas'a yaşadığını hissettiriyordu.
Talas manzaraya kendinin kaptırmadan önce camdan geri çekildi ve banyoya ilerledi. Kısa bir duştan sonra aynanın karşısına geçip tıraş olmasına gerek olup olmadığını düşündü. Elini yanaklarından gezdirip hiçbir pürüzle karşılaşmayınca gerek olmadığına karar verdi.
Hızlıca beline bir havlu sarıp kıyafet odasına geçti. Pek renkli olmayan kıyafetlerinin arasından siyah bir takım seçti. Siyah kumaş pantolon vücudunu tamamen sararken üzerine giydiği beyaz gömlek ise kaslarını saklamaya yetmiyordu. Gömleğin kollarını dirseklerine kadar katladı ve baştan itibaren ilk üç düğmeyi iliklemedi. Pantolonu ile uyumlu siyah kumaş yeleğini giydi ama önünü kapatmadan açık bir şekilde bıraktı. Kravat takmayı hiç bir zaman sevmemişti o yüzden onlara bakmaya bile tenezzül etmedi. Aynanın karşısına geçip eline biraz saç kremi sürdü. Arkasından ensesini örtecek kadar ve önden de gözlerine girecek kadar uzayan saçlarını parmakları ile arkaya doğru taradı. Bir kaç tel önüne dökülse de bu onu daha yakışıklı göstermekten ve yeşil gözlerini belirginleştirmekten başka bir işe yaramadı. Siyah kalın deri saatini koluna taktı, biraz parfüm sıktı ve siyah deri ayakkabılarını giydi. Çıkmadan önce cüzdanını telefonunu ve takımı tamamlayan siyah kumaş ceketini aldı. Ne kadar ceket giymese de yanından taşımak hoşuna gidiyordu.
Evden çıkıp asansöre bindi. Park katının düğmesine bastı ve cam asansör ile inerken o hayran olduğu manzarayı yeniden seyre daldı. Bugünün eğlenceli olacağına dair içinde garip bir his vardı. Bu hisle gülümsedi. Kapı açılma sesini duyunca asansörden indi ve arabasına doğru ilerlemeye başladı.
Not: Medyadaki resmi Talas'ın evinin manzarası olarak hayal edebilirsiniz. ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKELİ BALO
Teen FictionTalas ve Agra... Birinin hiç hatırlamadığı diğerinin ise asla unutmadığı bir geçmiş ikisinin geleceğini oluşturuyor. Zorlu, zalim ve ikisi için de kabul edilmesi zor bir gelecek...