2. İlk Karşılaşma (!)

14 0 0
                                    

Arabasını gece kulübünün önünde durduran Talas, arabadan inip anahtarı yanına gelen valeye verdi. Bir elini cebine soktu ve diğer eliyle de ceketini omzuna attı. Kapının önünde dikilerek daha ışıklarını yakmamış gece kulübüne bakmaya başladı. Ailesinin istediği gibi bir şirket yöneticisi olmak yerine bu işe girdiği için ne kadar doğru bir karar verdiğini bir kez daha anlıyordu.

O asla sabah sekiz akşam beş çalışabilecek bir insan değildi. O gecelerin, karanlığın ve gürültünün insanıydı. Bu karar onu ailesinden uzaklaştırsa bile hiç pişman olmamıştı. Zaten abisi ve kız kardeşi dışında aile içinde pek sevildiği de söylenemezdi. O ailenin asi çocuğuydu ve asi çocukları kimse sevmezdi.

Abisiyle hala görüşüyordu. O aile şirketinin başına geçmişti. Abisine bundan dolayı her zaman minnettar olacaktı. Eğer o yönetici olmayı kabul etmeseydi babası asla peşini bırakmazdı. Abisinin bu kabulü ona istediği geleceğin kapılarını açmıştı ve bunu için ona ölene dek minnettar kalacaktı.

Kız kardeşi ise farklı bir konuydu. . Eğitim için yurtdışındaydı. Kendisi istememesine rağmen annesinin ısrarı sonucu yurt dışında bir üniversiteye gitmek zorunda kalmıştı. Bu yüzden onunla üç yıldır görüşmemişti. Ama sık sık telefonda konuşuyorlardı. Abisi kadar onu da çok seviyordu ve her zaman mutlu olmasını istemişti. Çünkü o ailenin masum çocuğuydu.

Düşüncelerini bölen birden yanan gece kulübünün parıldayan ışıklarıydı. Bunun anlamı saatin dokuz olduğu ve kulübün açılma vaktinin geldiğiydi. Ne kadar erken gelip hazırlıkları kontrol etmek istese de yine geç kalmıştı. Bugünlerde geçmiş hakkında çok düşündüğünü fark etti. Bunun nedeni belki de son günlerde sık sık gördüğü rüyaydı.

Kapıdan girmeden önce tekrar kafasını kaldırıp kırmızının tonlarıyla aydınlatılmış tabelaya baktı: MASKELİ BALO. İçeri girerken tekrar geçmişi düşünmeye başladı.

Lise mezuniyet balosu onun gözünü açmıştı. O gece hakkında hiçbir şey hatırlamasa da o gün onun hayatı için milat olmuştu. O sabah uyandığında kendini çok farklı ve her şeyi başarabilecekmiş gibi hissetmişti. Ve nasıl bir hayat istediğine o sabah karar vermişti.

Babasının istediği gibi iyi bir üniversitede işletme okudu. Bunu gelecekte açacağı gece kulübünü daha iyi yönetebilmek için seçmişti. Çok iyi bir dereceyle mezun olmuş ve o sene babasının şirketinde işe başlamıştı. Ne kadar çalışmak istemese de kulüp için sermayeye ihtiyacı vardı. Beş senelik bir çalışma ve biraz da abisinin yardımıyla yirmi yedi yaşındayken babasının önüne istifa mektubunu bırakıp şirketten ayrıldı ve istediği geleceğe doğru yelken açtı. Şuan otuz yaşındaydı ve üç yılda çok yol kat etmişti. Maskeli Balo adı altında burası dahil beş gece kulübüne sahipti. Bu sektörde kendini ispatlamış ve tanıtmıştı. Gerçekten istediği hayata sahipti artık.

Omzunda hissettiği elle arkasına döndü ve kulübün müdürü Eris'in gülen yüzünü gördü. Bu adamla üniversitede tanışmıştı. Doğal bir ticaret zekası vardı Eris'in. Bu yönünü fark eden Talas, onunla iletişimi hiç kesmemiş ve kulübü açtığında ona müdürlük teklif etmişti. Memur yaşamından sıkılan Eris için bu teklif çölde su bulmak gibiydi. Ve sonuç olarak üç yıllık harika bir dostluk ve iş ilişkileri olmuştu.

- Patron, seni görmek ne kadar güzel. Uzun zamandır buralarda yoktun. Bir sorun yoktur umarım.

Eris'in sözleri Talas'ı düşüncelerinden ayırmış ve ona odaklanmasını sağlamıştı. Artık geçmişi düşünmeyi bırakıp şimdiyi yaşamanın vakti gelmişti.

- Aslında bir sorun vardı. Üç numaralı kulübün müdürü paralarımı yürütüyordu. Ona haddini bildirdikten sonra yeri birini bulmak uzun sürdü. O yüzden buralara pek uğrayamadım. Eee burada işler nasıl? Sen de benim paralarımı yürütmüyorsun değil mi?

- Hem de her bir kuruşunu patron.

Duyduğu cümleye gülen Talas, arkasını dönerek asma kattaki özel camlı odasına doğru ilerlemeye başlamıştı. Eris de onu arkasından takip ediyor bir taraftan da kulüp ile ilgili son bilgileri aktarıyordu.

Odanın kapısını açtığında alışılmış görüntüyle gülümsedi. Ön duvar tamamen cam kaplıydı fakat dışarıdan bakan biri içeriyi göremezdi. Dışarıdan bakıldığında sadece ayna görevi gören fakat içeriden bakıldığında bütün kulübü görebildiğin bir camdı. Camın hemen önüne geniş kırmızı deri bir koltuk yerleştirilmişti. Koltuğun önünde ise büyük camdan alçak bir masa vardı. Kapıdan girdikten sonra sağ tarafta bir çalışma masası, yan tarafında ise evrakların konulması için bir dolap ve büyük bir elektronik kasa vardı. Sol tarafta ise büyük bir içki dolabı vardı. Fakat bu dolaptakiler Talas'ın koleksiyonuydu. O yüzden tabi ki içmek yasaktı.

Talas kapıdan girip cama yaklaştı ve kulübü izlemeye başladı. Duvar kenarına dizilmiş deri kırmızı koltuklar ve önlerindeki cam masalar, kapıdan girilince hemen karşıya konulmuş sarı ve kırmızı renklerle parıldayan dj bölümü, onun sağ ve soluna yerleştirilmiş barlar.

Henüz kimse yoktu. Fakat bir kaç saat sonra burada adım atacak yer kalmayacağını biliyordu. Ve bu düşünceyle gülümsemekten kendini alamadı.

Talas arkasını dönüp koltuğa oturdu ve Eris de yanına. O anda Talas, Eris'in hala konuştuğunu fark etti ve gülümseyerek:

- Eris sana ne kadar güvendiğimi biliyorsun. Acil imzalanacak bir şey yoksa şu iş konusunu bir kenara bıraksak. Bu akşam kulüp müdürümle konuşmak değil dostumla eğlenmek istiyorum.

Eris Talas'ın söylediklerine gülümsedi ve ayağa kalktı.

- Eee ne duruyoruz o zaman. Hadi başlayalım.

-----------------------------------

Saat gece yarısını geçiyordu ve Talas neredeyse kıvama gelmişti. Hafifçe başı dönüyor ve kelimeleri yayarak konuşuyordu. Elis ise ondan daha beterdi neredeyse sızmıştı. Artık Talas'ı duymuyordu bile. Ne kadar bir gece kulübü müdürü olsa da içkiye dayanıklı biri olduğu söylenemezdi. Ne zaman içseler onu eve götürmek Talas'a kalıyordu. Bundan şikayetçi değildi Talas. Böyle bir arkadaşı olduğu için de mutluydu.

Bardağın dibinde kalan son yudumu da içtikten sonra Eris'e döndü ve onun çoktan sızdığını gördü. Saat ikiydi. Kulüpte müzik sesi çınlıyor ve insanlar dans edip içiyordu. Talas koltuktan kalktı ve elleri cebinde camın önünde durdu. Bu odayı gerçekten seviyordu. Kendini tahtında oturup tebaasını izleyen bir kral gibi hissediyordu bu odada.

O sırada gözleri alt kattaki koltuklardan birine takıldı. Bir çift mavi göz sanki camın karşısını görebiliyormuşçasına ona bakıyordu. Talas kaşlarını çattı ve çocuğa daha dikkatli baktı. Sarı kakülleri gözlerine kadar iniyordu ve görebildiği kadarıyla zayıf bir vücudu vardı. Ama Talas, loş ışık yüzünden pek emin değildi. Sadece parıldayan mavi gözlerden emin olabiliyordu. O anda çocuğun gözlerini kıstığını ve sağ elini seksi bir şekilde saçlarının içinden geçirdiğini gördü. Sonra çocuk yavaşça üzerindeki gömleğin düğmelerini açmaya başladı. Talas o kadar odaklanmıştı ki farkında olmadan cama daha fazla yaklaştı ve bir elini camın üzerine koydu. Sanki çocuğa dokunmak istermiş gibi. Çocuk bütün düğmeleri açtıktan sonra ellerini vücudunda gezdirmeye başladı. Gözleri kısılmış, ağzı hafif açılmıştı. Sol eli hala vücudunda gezerken sağ elinin iki parmağını ağzına sokup yaladı ve sonra elini indirip göğüs uçlarıyla oynamaya başladı. Göğsünün hızla inip kalkmasından Talas onun uyarıldığını ve derin nefesler aldığını anladı.

Talas içkinin de etkisiyle nefes nefese kalmıştı.Alt tarafındaki karıncalanma hissedilir hale gelmişti ve bu onu zor duruma sokacak gibi görünüyordu. Çocuk ellerini vücudundan çekti ve kemerini çözdü. Tam kotunun düğmesini açacakken yanındaki arkadaşı onun elini tuttu ve kendine çevirdi. İkisi tartışmaya başladı ve çocuk ayağa kalkıp tuvaletlere doğru gitti. Gömleği hala açık ve kotunun kemeri yanlardan sarkıyordu. Talas nefesinden buharlaşan camdan geri çekildi ve kurnaz bir şekilde gülümsedi.

- Hadi beni eğlendir bebeğim.

Hızlıca odadan çıktı ve lavabolara doğru ilerlemeye başladı.

Not: Koyduğum resimdeki kulüp tam olarak anlattığıma benzemese de en benzer olan bu. Bunu görürseniz kulübü zihninizde daha iyi canlandırabilirsiniz diye düşündüm. ^^ 


MASKELİ BALOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin