Talas, lavaboya girdiğinde çocuğu, aynanın karşısında telefonuna bakarken buldu. Kapıyı yavaşça kapattı, sırtını kapıya yasladı. Ellerinin göğsünün üzerinde çaprazlayarak yüzüne seksi bir gülümseme yerleştirdi ve çocuğu süzmeye başladı.
Çocuk Talas içeri girdiğinde ona bir an baktı. Sonra kafasını tekrar telefonuna çevirdi. Telefonda bir kaç tuşa bastıktan sonra telefonu cebine koydu. Musluğu açtı ve avuçlarına doldurduğu suyu yüzüne çarptı. Suyu kapatıp doğrulduğunda yüzünde kalan su damlaları boynundan hala açıkta duran göğsüne doğru yol almaya başladı. Talas'a bakmadan kapının sağına yerleştirilmiş peçeteliğe ilerledi ve birkaç tane kopardı. Tam yüzünü silecekken bir elinin kolunu kavramasıyla irkildi. Gözlerini kaldırıp karşısında muzipçe parıldayan yeşil gözlere baktı. Talas, yavaş hareketlerle gözlerini çocuğun gözlerinden ayırmadan peçeteleri aldı ve çocuğun yüzünde kalan ıslaklığı silmeye başladı. Önce yanaklarını sonra boynunu ve daha sonra da göğsüne doğru yol almış damlaları. Her hareketi o kadar yavaş ve baştan çıkarıcıydı ki çocuk elinde olmadan gözlerini kısmış ve derin nefesler almaya başlamıştı.
Talas çocuğun göğsündeki damlaları kışkırtıcı bir şekilde silerken eli çocuğun göğüs ucuna değdi. Çocuğun ağzından çıkan küçük inleme Talas için yarışın başladığını söyleyen düdüğün sesi gibiydi. Ve bu ses artık kendisini tutmasının imkansız olduğunu anladığı sesti.
Elindeki peçeteyi fırlattı ve elini çocuğun saçlarına gömdü. Dudaklarına yapıştı ve onları sömürmeye başladı. Hiç bir masumiyet içermeyen bu öpücük iki sarhoş için oldukça memnuniyet vericiydi. Talas diğer eliyle çocuğun belini tuttu ve kendine yapıştırdı. Çocuk ise iki elini de Talas'ın boynuna dolamış onu açlıkla öpüyordu.
Talas, elleriyle çocuğun bacaklarından tuttu ve onu kucağına aldı. Çocuk ayaklarını Talas'ın beline dolayınca uyarılmış erkeklikleri birbirlerini daha yakından hissetmiş oldu. Birbirlerinin dudaklarını emiyor, yalıyor ve ısırıyorlardı. Talas, kucağındaki çocuğun sırtını duvara yapıştırdı ve boynuna saldırdı. Önce ısırıyor sonra ısırdığı yerleri emip öpüyordu. Çocuk kendinden geçmişçesine inliyor ve kendini Talas'ın erkekliğine sürtüyordu.
Yan taraflarındaki kapının duvara çarpma sesiyle ikisi de bir rüyadan uyanmış gibi gözlerini açtılar. İçeri giren kişiye bakmadan sadece birbirlerinin gözlerine bakıyor ve nefeslerini düzene sokmaya çalışıyorlardı.
İçeri giren kişi de onları pek umursuyormuş gibi görünmüyordu. Tamamen sarhoş olmuş ve işemeye ihtiyacı olan biriydi sadece. O işini hallederken Talas hala aldığı derin nefeslerin arasından konuşmaya başladı.
- Burada işimizi halledebileceğimizi sanmıyorum. Daha sakin bir yere gitmek ister misin? Bu şekilde sonlanmasını istemeyiz değil mi?
Son cümlesini söylerken çocuğun erkekliğine sertçe sürtünmüş ve çocuğun ağzından bir inleme kaçırmasına sebep olmuştu. Çocuk konuşamayacak derecede uyarılmış hissettiğinden sadece kafa sallamakla yetindi ve kendini Talas'ın vücuduna sürterek kucağından indi. Talas çocuğun elini tuttu ve onu arkasından kulübün kalabalığına doğru sürükledi. Kalabalığı yararak çıkışa doğru ilerliyordu. Çıkış kapısının önüne geldiğinde korumalardan birine işaret edip yanına çağırdı.
- Eris benim camlı odada, sızmış bir durumda. Birine söyle onu evine bıraksın.
Adam patronunun sözlerine kafasını sallayarak cevap verdi ve emri yerine getirmek için içeri girdi. Talas şuan ne kadar sarhoş ve azmış olsa da arkadaşının sabaha kadar rahatsız bir koltukta uyumasına izin veremezdi.
Valenin arabasını getirdiğini fark eden Talas, çocukla birlikte arabaya doğru ilerledi ve ikisi de arabaya binince aceleci bir şekilde gaza yüklendi.
Sessizce yolculuklarına devam ederlerken Talas bir an yan gözle çocuğa baktı. Çocuk telefonunda mesaj yazıyor gibiydi. Talas yüzünde hafif bir gülümsemeyle:
- Sevgiline başka bir adamın seni becereceğini mi söylüyorsun?
Çocuk anlaşılmaz gözlerle Talas'a bakınca Talas açıklama yapması gerektiğini düşündü.
- Senin şu küçük sprintiz şovun... Onu gördüm. Yanında oturak çocuk yani sevgilin çok sinirlenmiş gibiydi.
Çocuk Talas'ın sözlerine sadece gülümsedi ve telefonuna geri döndü. Cevap alamayacağını anlayan Talas hafif bir omuz silkti.
- Konuşmayı sevmiyorsun galiba. Ama benim için sorun değil. Seks sırasında konuşan insanlardan hoşlanmam zaten. Beni azdıracak kadar inlesen benim için yeterli.
Çocuk hafif bir kahkaha attı ama kafasını telefondan kaldırıp Talas'a bakmadı.
Apartmanın parkına girdiklerinde hala çocuktan bir tepki alamamıştı Talas. Ama bu gerçekten umurunda değildi. Bu gece sadece eğlenmek istiyordu. Arabadan indiler ve asansöre doğru ilerlediler. Bu sırada çocuk telefonunu cebine sokmuştu.
Asansöre bindiler ve Talas katın düğmesine bastı. Kapı kapanınca arkasını döndü ve cam asansörden dışarı ki manzarayı izlemeye başladı. Yanındaki çocuğa baktığında onun da hayran olmuş bir şekilde manzarayı izlediğini gördü.
Bu akşam kulübe giderken içinden geçen eğleneceğine dair garip his gerçek olmuştu. Hafifçe sırıttığında kapı açılma sinyalini duydu. Asansörden indi ve bu akşamki eğlencesiyle birlikte dairesine doğru ilerlemeye başladı.
------------------------------------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKELİ BALO
Teen FictionTalas ve Agra... Birinin hiç hatırlamadığı diğerinin ise asla unutmadığı bir geçmiş ikisinin geleceğini oluşturuyor. Zorlu, zalim ve ikisi için de kabul edilmesi zor bir gelecek...