'' Gülümse Meleğim Çekiyorum. ''
Bir anda yüzümde patlayan flaştan kendimi kurtarmak istermiş gibi elimi yüzüme doğru tuttum.
'' Tatlım neden elini yüzüne koydun ki ? Çok kötü çıktı. ''
Derin bir nefes aldım. '' Resim çekilmek istediğimi sanmıyorum hala. ''
'' Ah ! Elbette istiyorsun. Bu kadar güzellikle resim çekilmezsen seni bir güzel pataklarım. ''
'' Çok tatlısın ama içimde çok kötü bir his var. Sanki boğazımı sıkıyormuş gibi. ''
'' Kuruntu yapıyorsun. Bu gün Yağız Ağabeyinin nişanı var. Bundan daha güzel bir gün olamaz kızım. '' dedi annem aynada rujunu düzelterek.
'' Öyle ama bilemiyorum işte. '' dedim ve kafamı pencereye çevirdim. Şiddetli bir yağmur yağıyordu. '' Havadan dolayıda olabilir. '' diye ekledim.
'' Haklısın. Bu gün hava gerçekten çok kötü. Ama parti zaten kapalı bir yerde olacağı için sorun yaratacağını sanmıyorum. '' diyerek geldi kuzenim içeriden. '' Kuaförden geldim. Nasıl gözüküyorum?''
'' Müthişsin! '' dedim sarı buklelerinden birine dokunarak. Mavi gözleri adeta büyüleyici gözüküyordu. Neredeyse kıskanacaktım.
'' Sağol tatlım. Sende öyle gözüküyorsun. ''
Aynada kendi yansımama bakarak '' Hiç sanmıyorum. '' diye mırıldandım.
Bu elbise oldukça rahatsız ediciydi ve pembeydi ! Hemde çingene pembesi. Ben pembeden nefret ederdim.
Kapı zili çalmaya başlayınca aynadan kafamı kaldırdım.
'' Ben bakarım ! '' diyerek yatak odasından çıktım ve koridora doğru yürümeye başladım. Gelenler muhtemelen Babam , eniştem ve ağabeyim olmalıydı.
Kapıyı açtığım sırada karşılaştığım kişi.....
---
Bu bölümü özellikle çok kısa tuttum. Fragman gibi yani. Kimlerin okumak istediğini merak ettim. Oylar ve yorumlara göre diğer bölüm çok çok daha uzun olacaktır.