11 ♣ "Lost In Hug"

122 11 7
                                    

Elime aldığım fotoğraf çerçevesinin içindeki güzel manzaralı, babamla olan küçüklük fotoğrafımı incelemek hobim haline gelmişti. Tüm günü böyle geçirebilirdim. Fotoğrafın içinde yaşıyormuş gibi hissetmek hoşuma gidiyordu. O yüzden her detayını ayrı inceliyordum. Güneşten dolayı kısılan gözümü, babamın dimdik duruşunu, gülümserken bariz bir şekilde belli olan gamzesini, arkamızdaki ağaçların birbiriyle uyuşan renk tonlarını, yere düşmüş birkaç elmayı ve bütün bunları incelemek büyük bir zevkti. Sırtımı dayadığım yatak başlığına biraz daha doğrularak yaslandım. Kollarımın arasına sımsıkı sardığım çerçevenin etkisindeyken tabletimden bir ses geldi.

Çok fazla kişiden mesaj beklemediğim için Niall olduğunu hemen anladım. Bingo! Yanılmamışım.

Tavsiyen için teşekkürler ve şu görüşme konusuna gelirsek; inan bana görüşmeyi ben de istiyorum. Ama maalesef bunun şu an mümkün olabileceğini düşünmüyorum. Burada değilim, bir süreliğine kick boks yaz kursuna yazıldım. Biliyorsun görüşmeyi senden çok ben isterim, umarım en yakın zamanda bunu yapabiliriz.

Görüşmek üzere Maddy...

-lrelandboy07

Bu da neydi şimdi. Tam kendimi hazır hissettiğim ve tam da ihtiyacım olan zamanda beni başından mı savıyordu. Ona inanmak istiyordum ama eğer ki öyle bir kurs filan olsa bunu daha önceden söylemez miydi? Harika, gerçekten.

Ben bu değilim; reddedilmeye müsait biri değilim. İnsanları kendilerini bok gibi hissettirecek, keşke yapmasaydım diyecek durumlara düşürmek çok kötü! Her neyse bu kadar büyütülecek bir durum değildi bu. Sadece benimle görüşmek istemiyordu belki. Ama anlamadığım; neden?!
Bu kadar zamandır konuşuyoruz ve ona defalarca dış görünüşün benim için hiç bir önemi olmadığını söyledim. Beni eğer az da olsa tanıdıysa zaten bunu biliyor olmalıydı. Her ne düşünüyorsa, umarım iyi bir sebebi vardır benimle görüşmek istememesinin.

Kendimi sakinleştirmem gerekiyordu. Ve bu durumlarda kafamın içinde kıyamet koparcasına etki yaratan baş ağrısından da kurtulmam gerekiyordu. Biraz temiz havanın iyi geleceği düşüncesiyle bahçeye çıkmaya karar verdim. Elime aldığım Captain America, Marvel çizgi romanıyla güzel bir gün geçirmek için odadan çıktım. Halamı bu büyük evin içinde bulmak aslında zor değildi. Zamanının çoğunu mutfakta geçiriyordu. Belki de kendini yemek yapmakla yatıştırıyordu.

Mutfak kapısından kafamı uzatıp, telefonla konuşan halama el hareketleriyle dışarı çıkacağımı belirttim. Kafasıyla beni onaylandıktan sonra hararetli konuşmasına geri döndü.

Kulaklığımı takıp killing strangers şarkısını açtım. Kapıdan çıkar çıkmaz temiz hava soluma ümidiyle bir nefes alıp, gerildim. Bunca olan şeyi unutmayı düşünmüyordum ama rahatlamak için biraz çizgi roman dünyasına dalmak iyi gelebilirdi. Çimlerin arasında bir yer ararken gözüm yan bahçeye kaydı. Tamam, belki isteyerek de bakmış olabilirim...
James içeri girip çıkmış olmalı ki çimlere oturan Linda'nın yanına geliyordu.

Kendimi onlara bakmaktan kurtarıp çimlere uzandım. Bir süre sonra katlanılmayacak derecede olan müzik sesini kesmek için kulaklığımı çıkardım. Yüzüme karşı gelen güneş beni deli ediyordu. Toparlanıp dizlerimi kafama doğru çektim. Kafamı dizlerimin içine gömüp oturmaya başladım. Kimdim ben, neden insanları bu denli önemsiyordum, kendime verdiğim bir söz vardı; artık kimsenin beni üzmesine izin vermeyecektim. Neden onlara bakıp bu güzel havanın keyfini çıkarmak yerine kendimi bunaltıyordum ki?

Belki de fazla aptalımdır...

"Güzel çizgi roman. " bir anda ne olduğunu anlamadan duyduğum sesle irkildim. Kafamı kaldırınca Linda'yı görmek beni şaşırtmıştı. Yanıma otururken " Afedersin, korkuttum mu? Biraz önce yan bahçeden seni gördüm de 'merhaba' demek için bir uğrayayım dedim. " dedi. Ona doğru yapmacık bir şekilde sırıtarak " Sorun değil, dalmışım sanırım; geldiğini fark etmedim." dedim. Ne işi vardı ki burada?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Our Song || n.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin